Ölüme terk edilen 14 emekli orgeneralin dramı toplum vicdanında derin yaralar açtı.

28 Şubat 1997 tarihinde darbe yaptıkları gerekçesiyle (24 yıl sonra 2021 yılında) ömür boyu hapse mahkûm edilen generaller arasında (Alzheimer hastası olan ve en yakınlarını bile tanıyamayan) Çevik Bir Paşa da var.

83 yaşındaki Çevik Bir’in Alzheimer hastası olduğu ve kendine bakamadığı bilindiği halde, 19 Ağustos 2021’den beri (yaklaşık 10 aydır) demir parmaklıklar arkasında çile çekiyordu.

Yetkili makamlar, bu utanç verici durumu nihayet anlamış olacaklar ki, insafa gelip hastanın tedavi amacıyla hastaneye yatırılmasına izin verdiler.

Darbe yaptıkları gerekçesiyle ömür boyu hapse mahkûm edilen 14 emekli generalden başka aynı iddia ile yargılanmakta olan 16 sanık daha var.

6 gün önce (20 Haziran Pazartesi günü) Ankara’da sanıkların yargılanmasına devam edildi ve tanık olarak dinlenen cesur bir siyasetçinin verdiği tarihsel önemdeki bilgiler “28 Şubat davası”nın âdil olmadığı hakkındaki düşünceleri güçlendirdi.

Bu siyasetçi Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu idi.

Eski yıllarda Sağlık Bakanlığı yapan Rifat Serdaroğlu, 28 Şubat olayları sırasında DYP milletvekiliydi ve dönemin en yakın tanıklarından biriydi...

“28 Şubat’ta hükümeti siyaseten biz yıktık, askerin ne ilgisi var?” diyen Rifat Serdaroğlu’nun cesaretli açıklamaları hem davanın seyri, hem de tarihe not düşmek bakımından çok önemli...

Serdaroğlu mahkemede (özetle) şöyle dedi:

★★★

“Siyasetin bütün mevkilerinde bulundum. Devleti, içeride ve dışarıda temsil ettim. 3 defa davet üzerine, bilgi vermek için Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantılarına katıldım. Oradaki işleyişi bilirim.

28 Şubat toplantısında gündemi Başbakan Erbakan, Başbakan Yardımcısı Çiller dahil bütün MGK üyeleri biliyordu.

28 Şubat, Türkiye Cumhuriyeti’nin kendisini irticaya, siyasi ümmetçiliğe karşı anayasal kurumlarıyla savunmasından ibarettir.

Erbakan, MGK’de alınan kararları Bakanlar Kurulu’na açtı. Bütün bakanlar imzaladı. Sonra da bu kararların uygulanması yönünde direktif yayınlandı. Bunda nasıl darbe var?

Erbakan, 28 Şubat’tan 122 gün sonra istifa etti. İstifasını götürdüğünde Demirel gerekçesini soruyor. Erbakan da ‘Hükümet ortağı ile aralarında imzaladıkları protokol gereği istifa ettiğini’ söylüyor.

Biz bir grup DYP milletvekili olarak Refah Partisi ile koalisyona baştan beri karşıydık. DYP Genel Başkanı Çiller’e ‘İhvan’ın genel sekreterini Atatürk Cumhuriyeti’ne Başbakan yapamazsınız. Yaparsanız yıkarız!’ dedik ve yıktık! 28 Şubat’ta hükümeti siyaseten biz yıktık. Askerin ne ilgisi var? Darbe-marbe olmadı!

Siyasetçi olarak bugün de aynı şeyi yapıyor ve bu iktidarı yıkmak için çalışıyoruz. Bu şimdi darbe mi oluyor?”

“Devlet günah işlemesin!”


Rifat Serdaroğlu cesur bir siyasetçi... Doğru bildiğini göğsünü gere gere söylüyor. 28 Şubat Davası’nın 20 Haziran 2022 tarihli celsesinde, tanık olarak dinlendiği kürsüde 20 dakika kadar kaldı. Çarpıcı ifadesinin devamında söylediği şu sözler de kayıtlara geçti:

“28 Şubat döneminde hükümetten ayrılma ya da istifa etme konusunda bize hiçbir askerden baskı, zor, şiddet, tehdit olmadı. Bunu yapacak adamın alnını karışlarım.

Bu tamamen bizim kendi kararımızdı. Çünkü REFAH-YOL, karşılıklı mal varlıklarını aklamak için kurulmuş kapkara bir hükümetti. Bize göre değildi!

Halen cezaevlerinde Hizbullahçı, El Kaideci teröristlerden hiç kimse kalmadı. Ancak Türk ordusunun şerefli komutanları hapiste...

Benim vicdanım, gönlüm, onların içeride kalmalarına razı değil. Bu cezaevindekilerin serbest bırakılmalarını istiyorum.

Şunu da belirteyim ki, hiçbir sanığı tanımıyorum. Devletin bir günah işlememesi için buradayım ve bunları söylüyorum.”


GÜNÜN SÖZÜ

Kötü bir işin en güçlü tanığı vicdanımızdır! (Hazreti Ömer)