Bir bardak suda fırtına yaratmak buna denir işte!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel tercümanı Fatma Gülhan Abushanab’a “Hanım kızım” dediği için akıl almaz bir saldırıya uğradı.

Trollerin hücumunun yanı sıra Sanayi Bakanı Mustafa Varank da “Profesyonel tercüme yapan bir kadını ‘hanım kız’ diyerek küçümseyemezsin Kılıçldaroğlu, REZİLSİN” dedi.

Gerçekte sevgi ifadesi olan “Hanım kızım” lâfına AKP Sözcüsü Ömer Çelik de ateş püskürüp “İktidar değişince hanım kızımızı çağırıp özel görüşmelerde ne konuşulduğunu soracağız demenin TEHDİT olduğunu” iddia etti.

Peki, AKP’deki bu telaş nedendir? “Hanım kızımızı çağırıp soracağız” sözü neden tehdit olarak algılanıyor? İktidarın çekindiği, korktuğu bir şeyler mi var?

★★★

Deneyimli meslektaşımız Fikret Bila’ya konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ABD Başkanı Biden ile görüşürken özel tercüman kullanmasının “Kendisi ve ailesiyle ilgili korku ve kaygı duymasından kaynaklandığını” ileri sürdü.

Kılıçdaroğlu, tercüman Fatma Gülham’dan “Hanım kızımız” diye bahsetmesine gelen yoğun tepkiler için:

“Komik bir durum. Ama onlar halktan, Anadolu’dan koptukları için bu kavramları da unuttular. Kibirlerinden ‘hanım kız’ hitabının bile ne anlama geldiğini unutmuş görünüyorlar” diyor.

★★★

Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yabancı devlet adamlarıyla ikili görüşmelerinde Dışişleri Bakanlığı personeli yerine özel tercüman kullanılması hakkındaki görüşleri de şöyle:

“Erdoğan’la ABD Başkanı Biden arasında ne konuşulduğunu, üçüncü kişi olarak sadece özel tercüman biliyor. Bu görüşme devlet kayıtlarına giriyor mu, giriyorsa ne kadarı giriyor, ne kadarı girmiyor, bilmiyoruz. Eğer ikili görüşmelere Dışişleri Bakanlığı tercümanı ile değil de, özel tercümanla katılıyorsanız, devletten gizlediğiniz bir şeyler var demektir! Böyle bir devlet yönetimi olmaz!”

İktidarın hışmına uğrayan Müjdat Gezen’in isyan çığlığı!


Müjdat Gezen, varlığıyla onur duyduğumuz sanatçılarımızdan biridir. Atatürkçü, laik, cumhuriyet sevdalısı, yurtsever bir sanatçıdır.

Atatürkçü kimliği nedeniyle iktidarın hışmına uğrayan Müjdat Gezen nihayet patladı ve kendisine yapılan eziyetlere âdeta isyan etti.

Büyük sanatçının dayanamayarak yazdığı tepki yazısını (özetle) okuyalım:

“Eeey iktidar... İktidar olduğunuz günden itibaren benimle uğraştınız. Ben size ne kötülük yaptım? İhalelerinize girip de bölüşmemiz gereken parayı mı ödemedim? Vergimi mi ödemedim? Askerden mi kaçtım? Siz neden benimle hep kötü geçindiniz?

Gerçekten ben bun hükümete hiç kötülük yapmadım. Eleştirdim, şakalar yaptım ama kötülük yapmadım. Çünkü o zaman ülkeme kötülük yapmış olurdum...

Ama siz, ey iktidar... Siz bana çok kötülük yaptınız. Mahkeme mahkeme 20 yıl dolaştırdınız beni... Açmadığınız dava kalmadı. Okulumu kundaklattınız. Yurt dışına çıkıp hasta kızımı görmemi engellediniz. İzmir’de, Bursa’da okullarımı kapattırdınız. Beyoğlu’ndaki okulumu mühürlettiniz. Bakırköy’deki okuluma ruhsat vermediniz. Kala kala bir tek Kadıköy’deki eski okulumla kaldım.

Evime polis yolladınız. O adliye senin, bu adliye benim, onlarla birlikte dolaştık durduk.

Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye şaka yazısı yazdım diye müfettiş gönderdiniz. Daha çook derdim var ama kısacası, hayatımdan 20 yılı yiyip bitirdiniz!

Fakat bu halk beni size yedirmedi. Zaten midenize otururdum, bunu siz de biliyorsunuz.

İnanın hiç birinize kin duymuyorum. Amaaa... Allah ömür verirse, ben yargılanmanızda bulunmak istiyorum...”

GÜNÜN SÖZÜ


En büyük düşman dost görünendir. Ondan korkmak lazım!