Nasıl bir ülkede yaşar hale geldik?

Nasıl bir toplum haline getirdiler bizi?

İnsanlarımızın karakteri değişti âdeta...

İki taraftan da, ağza alınmayacak sözlerle karşı tarafa sövenlerin “u” dönüşü yaptıklarını gördükçe şaşırmamak elde değil...

Özellikle son dönemde siyasiler arasında öyle kaypak, öyle dönekler çıktı ki, daha önce hakaret ettikleri iktidar partisinin kanatları altına girdiler.

Ah şu menfaat! Ah şu hırs! Nelere kadir oluyor?

Bir zamanlar dürüstlükten yana meydanda kül bırakmayanların, sövdükleri partiye gidip onun kulu-kölesi olmaları, insanlığa saygısı olan herkesi utandırıyor.

Peki onlar utanıyorlar mı? Bu dönekliği utana utana mı yapıyorlar? Hayır! Onların utanma duygusu yok. Bu tür insanlar için sadece menfaat var! Sülük gibi esnek bir yapıya sahip oldukları için her kalıba giriyorlar.

Ülke sevgileri yok, fikirleri yok, inançları yok, idealleri yok, hep çıkarları var!

Günümüzdeki ihanet kasırgasını gördükçe, aklıma 11’inci Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in ibret verici sözleri geliyor.

Rahmetli Demirel, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı iken, partisine yaptığı transferleri doğru bulmayarak eleştiren bazı partililer sormuşlardı:

“Beyefendi, durmadan size ve hepimize söven adamları neden partimize alıyorsunuz?”

Demirel anlamlı bir tebessümle şu cevabı vermişti:

“Karşıdan hep bize bağırıp duruyorlardı. Bazen de küfrediyorlardı. Şimdi onları bizim kapıya bağladık, eski sahiplerine havlıyorlar!”

★★★

Rahmetli Cumhurbaşkanı Demirel’in hicvettiği bu tür olayların benzerlerine günümüzde de tanık oluyoruz.

Türkiye’de hukuksuzluk devam ediyor, özgürlükler baskı altına alınıyor, sansür yasaları çıkartılıyor, insan hakları ihlal ediliyor, fakat bu tür siyasiler ne yazık ki, ülke sorunlarına değil, kendi çıkarlarına bakıyorlar. Utanmaları da yok!

Prof. Dr. Ali Rıza Kural’a uluslararası bir ödül daha...


Türk ulusu olarak inanılmaz bir kıskaç altındayız.

Yüzümüzü güldürecek o kadar az olay meydana geliyor ki... Nadir güzel haberleri duyduğumuz vakit yüreğimizi bir memnuniyet dalgası kaplıyor.

İşte, o az sayıdaki sevindirici haberlerden biri:

Dünya Endoürolojisi’ne yön vermiş hekimlere verilen “Endourological Society Honorary Member Award” yani “Ömür Boyu Onursal Üyelik Ödülü” bu yıl Prof. Dr. Ali Rıza Kural ile ABD’li doktor James Lingeman’a verildi.

Bir Türk doktorun uluslararası alanda peş peşe ödüller alması tabii ki, gurur verici...

Ödüller gala yemeğinde dernek başkanı Adrian Joyce (İngiltere) tarafından, biri Türk, diğeri Amerikalı iki doktora takdim edildi.

Prof. Dr. Ali Rıza Kural geçen yıl da uluslararası “Ralp Clayman Mentor Award” yani “Yılın Eğitmeni” ödülü kazanmıştı.

Ali Rıza Hoca “Bu ödülü aldığım ve ülkemi en iyi şekilde temsil ettiğim için çok mutlu ve gururluyum. Bu ödülü almamda bana büyük katkıları olan birlikte yıllarca çalıştığım hekim, hemşire ve sekreterya arkadaşlarıma, ayrıca tüm akademik kariyerim boyunca bana destek olan eşim Fügen Kural ve çocuklarıma sonsuz teşekkürlerimi sunarım.” diyor.

TEBESSÜM

Kasiyer kızın derdi...


Bir markette çalışan kasiyer kız pek dertli görünüyordu...

Arkadaşı onun bu halini fark edince sordu:

“Canın mı sıkılıyor?”

“Evet, hem de çok!”

“Neden sıkılıyor?”

“Neden sıkılmasın? Artık eskisi kadar güzel değilim...”

“Allah Allah... Nereden çıkardın bunu?

“Erkeklerin, paranın üstünü saymaya başlamalarından... Eskiden para üstünü saymadan ceplerine atarlardı...”

GÜNÜN SÖZÜ

Partilerin kurdu da ağaçların kurdu gibi içlerinde olur!