Sınavdan önce soruların sızdırıldığı iddiaları ÖSYM ve Türkiye sınav tarihinde ilk değildir. 2010 yılında yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda da (KPSS) sınavdan önce sorular bazı adayların eline geçmişti. 2022 KPSS’de olduğu gibi Yükseköğretim Denetleme Kurulu, Cumhuriyet Başsavcılığı ve Devlet Denetleme Kurulu incelemeler başlatmış ve ÖSYM Başkanı dışında çok sayıda üst düzey ÖSYM yetkilisi ve çalışanına görevden el çektirilmişti.

ÖSYM kendi içinde yaptığı sınav sonuçlarının analizinde üç bin 227 adayın normal dağılım dışında sonuç alan 100 ve daha fazla soruya doğru cevap verdiğini belirlenmiş, bunun olağan dışı olduğunu değerlendiren ÖSYM Başkanı istifa etmişti. Sınavdan 75 gün sonra ÖSYM Başkanlığı’na Prof.Dr. Ali Demir atandı.

“GÜVENLİK DUVARI” YOKTU

Dönemin ÖSYM Başkanı Ali Demir, ÖSYM’nin soru hazırlama biriminde, soruların hazırlandığı bilgisayarların herhangi bir güvenlik duvarı bile olmadan internete bağlı olduğunu söyledi. Bu bile tek başına soruların çok kolay biçimde istenmeyen ellere geçmesi için yeterliydi. Demir “Bugün de, 2010-KPSS veya benzeri diğer ÖSYM sınavlarında çalındığı iddia edilen soruların nasıl çalındıklarına ilişkin yeterli bilgi ne ÖSYM Başkanlığı yapmış biri olarak bana ne de kamuoyuna verilmiş değil. Elimizde resmi, kanıta dayalı bir açıklama olmadığından 2010-KPSS’den sonra aldığımız sınav güvenlik tedbirleri el yordamıyla geliştirilen tedbirlerdi. Belki de aşırıya giderek adayları zorladı. Ama buna mecburduk” diyor.

Bazı düzenlemeler yapıldı. Bunlar arasında “Her adaya farklı soru kitapçığı” ile toplu kopya engellendi. Benzer önlemler geliştirildi. Demir, kemdi döneminde yaşanan sınav iptalini de şöyle açıkladı:

“Bu zorlu süreçte ilk olarak dijital baskı hatalarından kaynaklanan arızalar yaşadık. Basın bunu ‘şifre skandalı’ olarak lanse etti. Baskı hataları vardı. Bir yıl önce ÖSYM tarafından sorulmuş olan soruların yeniden sorulmuş olması, ÖSYM’nin personel ve teknoloji yetersizliğinden kaynaklıyordu. Bu yüzden sınavı iptal ettik.”

SORGUSU YAPILMADI

ÖSYM eski Başkanı Prof. Dr. Ali Demir “Bizi en çok zorlayan 2012 yılındaki Hakim ve Savclılık Sınavı oldu. Bu sınavda nasıl bir şaibe oluştuğunu bilmiyorum ama yapılan incelemeler bizde bu sınavın güvenli olmadığı kanaatini geliştirdi. ÖSYM Yönetim Kurulu büyük bir cesaretle bu sınavı iptal etti. ÖSYM iptal etti ama aslında tüm FETÖ sürecinin bir işaret fişeği olarak bu sınav ‘FETÖ’cü Yargı’ tarafından geçerli kılındı. Yani ÖSYM’nin sınavı iptal kararı, iptal edildi” diyor. Demir, kendi döneminde yaşanan başka bir skandalı da şöyle açıklıyor:

“Geriye baktığımızda FETÖ’nün dolu dizgin şaha kalktığı yıllar olduğunu görüyoruz. 2012 yılındaki Hakim ve Savcılık Sınavı’ndan sonra 2012-KPSS’de de bugüne benzer bir şaibe gündeme geldi. Yaptığımız analiz ve çözümlemeler soruların sınavdan önce sızdığını, anacak aldığımız tedbirler nedeniyle kullanımının çok sınırlı kaldığını bize gösterdi. Bu sınavda elinde kopya kağıdı ile yakalanmış olan aday, bu soruları nasıl temin ettiği konusunda sorgulanmadı.

Soruları yayınlayan basın-yayın kuruluşlarına ‘Bu soruları, bu belgeleri nereden buldunuz?’ diye sorulmadı. Bu olaya neden olduğunu tespit ettiklerimize ÖSYM’nin verebileceği cezaları verdik ama FETÖ’cü emniyet ve yargı herhangi bir işlem yapmadı.”

HÂLÂ AÇIKLANMADI

Yaşadıklarının “sınav güvenliği” konusundaki azmini güçlendirdiğini, soru hazırlamada, kitapçıkların baskısında, sınav evrakı naklinde, cevap kağıtlarının okunmasında, değerlendirilmesinde aldıkları önlemlerle “Güvenli Sınav Merkezini” oluşturduklarını kaydeden Demir “Sıra sınavların ölçme kalitesini ve sınav konforunu geliştirmeye gelmişti. 2013 ve 2014 yılında yaptıklarımız ile elektronik-sınav, açık uçlu sorularla sınav ve hızlı sonuç açıklamalar ile ülkemize olan görevimizi başkanlığımın süresinde gerçekleştirdik. 1 Nisan 2015’de görevi benden sonraki Başkan Prof. Dr. Ömer Demir’e yaptıklarımı tam olarak anlatarak teslim ettim” diyor.

Yeni başkana dinamik bir ÖSYM devrettiğini anlatan Demir, hala 2010-KPSS, 2012-Hakim ve Savcı Adaylığı Sınavı, 2012- KPSS sınavlarında olan olaylar resmi ve kanıta dayalı olarak açıklanmadığını hatırlatıyor ve şunları söylüyor:

“FETÖ tarafından oluşturulduğuna tüm kalbimle inandığım bu ‘Bulanık ortam’ benim hakkımda 3 ağır ceza davası açılmasına ve 10 gün gözaltında, 15 gün de ev hapsinde tutulmama neden oldu. Dava süreçleri halen devam ettiği için bu konuları daha fazla irdelemeyeceğim. Ancak üzülerek izliyorum ki, hakkımda verilmiş herhangi bir mahkumiyet hükmü bulunmadığı halde, birçok tv kanalı, basın ve sosyal medya ortamında bu davalardan ceza aldığım iddia edilerek halen lojmanlarda nasıl oturduğuma kadar varan yorumlar yapılıyor, iddialar ortaya atılıyor.”

AHLAKSIZLARI CESARETLENDİRİYOR

1 milyon 400 bin arday 2022-KPSS’ye katılmıştı. Sınav sorularından bazılarıyla, bir yayınevinin test kitapçığındaki sorularla tıpa tıp aynıydı. Sınav bu yüzden iptal edildi. Eski ÖSYM Başkanı bunu şöye yorumluyor:

“Son KPSS’de şaibe yaşanmış ise bunda yukarında ifade ettiğim resmi ve kanıta dayalı açıklamaların yapılmamış olmasının büyük rolü olduğuna inanıyorum. Bu kanaatimin birinci nedeni, resmi ve kanıta dayalı açıklamaların olmaması, bu suça yönelen ve bunu bir gelir kapısı yapan ahlaksızlara cesaret vermektedir. İkinci nedeni de alınan tedbirlerin hayalen ve el yordamı ile alınmasından doğan zayıflıklardır.

EMEĞİN EMANETİ

Ülkemde son 10 yılda yaşanan tüm sınav olağanüstülüklerinin artık yaşanmaması için öncelikle ve ivedilikle yargının ele aldığı konuları profesyonel ve kanıta dayalı biçimde ortaya çıkarması gerekir. Bu hem büyük bir özveri ve ülke sevgisi ile ÖSYM Başkanlığı yapanları şaibeden kurtaracak hem de ülkemizin gençliğinin ‘Emeğini emaneti olarak gören’ kurumlara sahip bir ülkede yarınlara güven içinde bakmasını sağlayacaktır.”

Prof. Dr. Ali Demir, Eylül 2010 ile Nisan 2015 tarihleri arasında ÖSYM Başkanlığı yaptı. Şimdi, bir devlet üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Demir, ÖSYM’nin yeni başkanına da başarılar diledi.