Dünya Kupası dönüşü ligin yeniden şekilleneceğini bilmeyen yoktu. En baştan başlıyormuş gibi oyuna tekrar konsantre olmuş bir Trabzonspor'un lider Fenerbahçe'yi devireceğini de... Kağıt üzerinden okunduğunda Fenerbahçe'nin kalabalık orta saha kurgusu ilk bakışta net olarak Trabzon'a üstünlük kuracakmış gibi gözüküyordu. Hamsik'in kulübede olduğu, Siopis ve Bakasetas'lı kurgu endişe verici gibi gözükse de maç başladığında olumlu sinyaller yakmaya başladı.

SAVUNMA ARKASINA KOŞU


Top sürekli olarak Fenerbahçe'nin çok önde oynayan savunma hattının arkasına atıldı. Bu, Avcı'nın maçtan önce bahsettiği rakibin zayıf yönüydü. Gomez ve Trezeguet orta alanda 2 pası gördüğü anda arkaya koşu atmaya başlıyordu. Siopis'in bastıkça sanki bir Siopis daha ortaya çıkardığı ilk yarı performansına rağmen Fenerbahçe geçişten bulduğu 2 net fırsatla öne geçebilirdi. Aynı şekilde neredeyse orta sahanın ortasına kadar çıkan savunma düzeniyle tuzağa düşüp golü de yiyebilirdi. İlk yarı kafa kafaya sert bitti.

UĞURCAN KURTARIŞ YAPMADI


İlk kırılma Visca'nın karşı karşıya atamadığı pozisyon. Çok netti. İkincisi ise Crespo'nun kırmızısı. Maçın güler yüzünü Trabzon'a çevirdi. Fenerbahçe eksik yeni düzeni kuramadan 3 dakika içinde savunma arkası tuzağına ilk kez düştü ve Gomez saf golcü vuruşuyla cezayı kesti. Baka gol pasını atarken bakmadı bile. Sadece savunma arkasına atması gerekiyordu onu yaptı. Hem gol hem kırmızı Fenerbahçe'yi inanılmaz düşürdü. Trabzonspor topun hakimiyetini de alarak tempoyu istediği gibi ayarladı. Tarihi farka gidecek pozisyonları harcadı.

Fenerbahçe belki de sezonun en silik oyununu oynadı, Uğurcan 100 dakika kurtarış yapmadı. Abdullah Hoca'nın yerinde rakip analizi ve oyuncu grubunun iştahı birleşince Trabzon'u yarışın içine atan önemli bir galibiyet elde edildi. Lig son şampiyonun da er meydanına girişiyle yeniden başlıyor...