Arife günü itibariyle enflasyon yüzde 175’i geçti... Ama, bir gün sonra bayramda paylaşılan instagram fotoğraflarına bakıyorum, herkes hayatının en güzel gününü yaşıyormuş gibi neşeyle poz vermiş.



Dolar 17 lirayı yıktı gidiyor, herkes ya rengarenk çiçekler arasında gülümsüyor, ya denize uzattığı ojeli ayağını gösteriyor.



Benzin 25 lira kardeşim, ilaca zam yapmak için lütfedip bayramın bitmesini bile beklemediler, İstanbul’da ev kiraları beş yıldızlı otel fiyatına denk geliyor, ama fotoğraflara gözat, herkes laylaylom.



Askıda ekmek, boş baklava, çıkma sebze galiba Japonya’nın sorunudur... Çünkü, Türkiye’deki sosyal medya hesaplarına bak, sanırsın herkes Fransız rivierasında yaşıyor, herkes o kadar keyifli, o kadar huzurlu, sorunlardan o kadar uzak görünüyor.



Meteoroloji her gün yağmur, sel, sıcaklık filan diye anlatıyor ama...

Memlekette aslında, battı balık yan gider havası hakim.



40 yıldır bu memlekette gazetecilik yapıyorum, ekonomik ve sosyal şartlar açısından bu kadar sıkıntılı bir kurban bayramı görmedim... Ama, milleti de herhangi bir bayramda bu kadar mutlu görmedim.



Hani meşhur hikayedir ya...

Sarayın israfı yüzünden hazine tamtakır kalmış, yalaka vezirlerin maaşını ödemek için bile para bulunamıyormuş, padişah ferman çıkarmış, iğneden ipliğe vergileri arttırın demiş.

Haşırt diye arttırmışlar.

Padişah bir hafta sonra vezirlerini toplamış, “tebdili kıyafetle halkın arasında dolaşın, bakın bakayım vergilere alışmışlar mı” demiş.

Çarşıyı pazarı dolaşıp gelmişler, “halkın suratı asık hünkarım, canları çok sıkkın, ama işlerine güçlerine devam ediyorlar” demişler.

Padişah “ala” demiş, “alışırlar, vergileri biraz daha arttırın.”

Haşırt diye gene arttırmışlar.

Bir hafta sonra yine halkın arasında dolaşıp, saraya rapor getirmişler, “çarşıda pazarda yangın var hünkarım” demişler, “alışveriş bıçak gibi kesilmiş, halk barut fıçısı gibi, söyleniyorlar, şikayet ediyorlar, suratlarından düşen bin parça, galiba çok yüklendik.”

Padişah gene “ala” demiş, “alışırlar, endişe etmeyin, vergileri biraz daha arttırın.”

Haşırt diye gene arttırmışlar.

Bir hafta sonra yine halkın arasında dolaşıp, bu defa saraya büyük bir hayretle gelmişler, “gözlerimize inanamadık hünkarım” demişler, “herkes gayet neşeli, gülüyorlar, hatta sokaklarda dans ediyorlar, birbirlerine alkışla tempo tutuyorlar, şarkılar türküler gırla gidiyor.”

Padişah ayağa fırlamış tahtından, “aman orda durun” demiş... “Umursamaz hale geldilerse hayra alamet değildir, derhal vergileri indirin!”



Elbette kendileri bilir ama...

Tebdili kıyafete bile gerek yok.

Saraydakilerin instagram fotoğraflarına bakmasında fayda var.