Ahmet Çakmak kucaklayıp havaya kaldırmış ve koca şeyi 15-20 metre öteye fırlatmıştı! Araştırdım ne markasını ne de modelini öğrenemedim ama fiyatını buldum. O zamanlar 280-320 dolar karşılığı Türk Lirası’na satılıyormuş! 300 dolar diyelim, 360 milyon lira!

Nasıl olur demeyin, 2001 yılında 1 dolar sıfırlar atılmadığı için 1 milyon 200 bin liraydı! Sıfırları atılmış hali 1 dolar 1 lira 20 kuruş, 360 milyonluk o şey de 360 lira yani...

2001 yılının nisan ayında 1 dolar aniden 1 lira 30 kuruşa çıkınca, insanlar da çileden çıktı. Mesela Ankara’da çiçekçilik yaparken batan, aldığı 6 bin dolar borçla kahve işletmeye başlayan Ahmet Çakmak kötü yakalandı ekonomik krize. Bir kez daha battı.

Memleketteki milyonlarca insan gibi çaresizdi. Sırtladı yazar kasasını, Başbakanlık binasının önüne gelip beklemeye başladı. Merdivenlerde Bülent Ecevit’i görünce, “Sayın başbakanım, işte halimiz” diyerek kasayı fırlattı.

Yılın Eylemcisi ilan edildi. 2001 krizinin simgesi oldu. Hatta krizden sonra iktidara gelen AKP döneminde ne zaman kriz bizi teğet geçse, ‘yok mu bir yazar kasa atacak babayiğit’ diye aradı onu bazı karanlık çevreler!

Nihayet aranan esnaf ilk yazar kasa fırlatılmasından 21 yıl sonra ortaya çıktı!

Mersin’de esnaf Oktay Avcu bir pankart hazırlatıp üzerine, “Her yer açlık, her yer işsizlik, her yer korku, her yer adaletsizlik, her yer sindirilmişlik, her yer umutsuzluk ama her yer korkmuyoruz” diye yazdırdı, dükkanının girişine asmak istedi.

Asamadı!

Devletin polisi hukuksuzluğa izin veremezdi. Başbakanlık makamı da, başbakanlık binası da kalmadığı, hükümetin başının oturduğu sarayın demir parmaklıklarına bile yaklaşmasına izin verilmeyeceğini bildiği için esnaf son çareye başvurdu.

Aldı kasasını eline içindeki bozuk paraları göstererek, “Ecevit’e kasa atanlar... Bugün bu ülkenin gerçeği bu! Ben de bu kasayı Erdoğan’a atıyorum” diye bağırarak yere attı!

Bir kısım medyamız ve sosyal medyada konu, ‘2001 ve 2022’ şeklinde özetledi!

Kimse kusura bakmasın karşılaştırma doğru değil! Ecevit’e atılan kasa ile Erdoğan’a atılan kasa arasında iki büyük fark var!

Ahmet Çakmak’ın Ecevit’e attığı altı otomatik çekmeceli, günlük, haftalık, aylık, yıllık bilgi saklayan, para üstü hesaplayan, kasadaki miktarı gösteren geniş hafızalı beyni, yapılan alışveriş tutarını arkasındaki ekranı aracılığı ile müşteriye gösterme özelliği bulunan, fiş yazan, yazdığı fişi kaydeden yazar kasa o yıllarda 300 dolar civarındaymış. Bugünkü değeri dolar 17 lira 36 kuruş olduğuna göre 5 bin 210 lira falan!

Mersin’de esnaf Okta Avcu’nun attığı kasa(!) ise plastikten! 5, 10, 20 liralık banknotlar ve bozukluklar için... Para kasası deniyor ama, bazı ev kadınları aynı kabın içinde alması kolay olduğu için mandal da saklıyor! Beyni yok, fiş yazmaz, müşteriye fiyat göstermez, günlük, haftalık, aylık, yıllık hasılatı aklında tutmaz. Fiyatı ise 10 lira falan! İnternette az kalitelisi, altlı üstlü ikilisi bile 30 lira...

Birinci fark ikincinin yanında devede kulak!

2001’de esnaf Ahmet Çakmak, başbakanlık binasının önüne kadar omuzunda kasa ile gelmiş, başbakanlık binasının girişinde bir köşede saatlerce beklemiş, gülle gibi havaya kaldırıp Başbakan’ın ayaklarına doğru atmıştı. Kasanın parçaları yerlerde yuvarlanırken korumalar hala aval aval bakıyordu!

Mersin’de ise şöyle oldu. Esnaf pankart yazdırmış, dükkanının girişine asıp tam açacaktı ki, kaç tane oldukları, nereden çıktıkları anlaşılamayan sivil polisler amirlerinin yönetiminde çevik hareketlerle pankartın ipine yapıştı! Esnaf asıldı ipi, onlar engelledi. Açtırmadılar.

Başbakan korumalarının, istihbarat servisinin uyuduğu ilk kasa eyleminden 21 yıl sonra istihbarat köprüsünün altından çok sular akmış, belli! Devletin polisi leb demeden leblebiyi anlar hale gelmiş! Pankart açıp eylem planlayan esnafın aklı okunmuş, olaya başarılı bir operasyonla tam zamanında, suç işlenmeden müdahale edilmişti.

Karaoğlan’a 300 dolarlık, Dünya liderine 10 liralık kasa... 21 yılda neredeeen nereye!