Merkez Bankası (TCMB) bugün 2023 ve 2024 yılları için enflasyon tahminlerini yükseltirken, ekonomik büyüme beklentilerine ilişkin de dikkat çeken bir değişikliğe gitti.

6 Eylül'de açıklanan Orta Vadeli Program'da (OVP) büyüme tahmini 2023 için ise yüzde 4,4, 2024 için yüzde 4, 2025 için yüzde 4,5 ve 2026 için yüzde 5 olarak belirlenmişti.

OVP'nin açıklandığı toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da enflasyonla mücadele ederken büyümeden kesinlikle taviz vermeyeceklerini belirtmiş ve 2024-2026 döneminde ortlama yüzde 4,5 büyüme hedeflediklerini söylemişti.

TCMB DÜŞÜK BÜYÜME BEKLİYOR


TCMB Başkanı Gaye Erkan'ın bugün açıkladığı enflasyon raporunda ise büyüme beklentisi açısından kritik olan "çıktı açığı" eğrisinin 2024'ün ikinci çeyreğinden itibaren 2026'ya kadar uzanan dönemde negatif bölgede kalacağı beklentisi yer aldı.

Bu da büyümenin 2024-2026 arasındaki dönemde potansiyelin altında kalacağına işaret ediyor.

Sozcu.com.tr'ye konuşan eski TCMB Başekonomisti Hakan Kara, TCMB'nin bugün açıkladığı çıktı açığı verilerinin, 2024'te yaklaşık 2'lik ekonomik büyüme beklentisine işaret ettiğini dile getirdi.

TCMB'nin çıktı açığı tahminleri, bankanın 2025 ve 2026 yıllarında da OVP'ye belirgin düzeyde daha düşük büyüme beklediğini gösteriyor.

Nitekim, TCMB, 2024 sonu enflasyon tahminini 3 puan artışla yüzde 36'ya yükseltirken, çıktı açığı beklentisinin negatif bölgeye geçişinden kaynaklı manşet enflasyonda -0,7 puanlık azaltıcı etkisi olmasını bekliyor.

ERKAN'A SORULDU


Konunun sorulması üzerine TCMB Başkanı Gaye Erkan, dünya genelinde merkez bankaları ile hükümetin büyüme beklentilerinin farklılaşabildiğini, merkez bankalarının büyüme konusunda daha muhafazakar olabildiklerini söyledi.

Banka, enflasyon tahminini 2023 sonu için yüzde 58'den yüzde 65'e yükseltmişti.

Erkan, sıkı para politikasının gecikmeli etkileriyle birlikte iç talepte ve cari açıkta düşüş beklediklerini, bu gelişmelerin de dezenflasyon patikasına katkıda bulunacağını belirtmişti.

ÇIKTI AÇIĞI NEDİR?


TCMB belgelerinde çıktı açığı, bir ekonomideki mevcut üretim düzeyinin o ekonominin potansiyel üretim seviyesinden farkına deniyor. Para politikası açısından potansiyel üretim, teknoloji düzeyi veriyken emek ve sermaye faktörleri etkin kullanılarak enflasyonda bir artışa neden olmaksızın ulaşılması mümkün olan en yüksek üretim düzeyine karşılık geliyor.

Çıktı açığının pozitif olduğu alanlarda; talep fazlalığı nedeniyle ekonomi kapasitenin üzerinde çalıştığı için, talebe dayalı enflasyon baskısının ortaya çıkacağı tahmin ediliyor.

Çıktı açığının negatif olduğu alanlarda ise bu durumun ekonomideki zayıf talepten kaynaklanan arz fazlalığı veya atıl kapasite nedeniyle, enflasyonda düşüşe yol açacağı öngörülüyor.