“İdeolojisizlik, Atatürk’ten ve Altı Ok’tan kopma, ilkesizlik, kişisel ikbal planlamaları, taht kavgaları, koltuğa yapışmalar, kimilerine göre gizli, paralel toplantılar, sızdırmalar... Hiçbir fikirsel içerik taşımayan saflaşmalar vs. Hem de dünya ve ülke meçhule giderken.

“Adeta Coppola’nın Baba filmi! Kafalar iyice ‘zoom’ olmuş. Herkes toplantıyı kim sızdırdı derdinde. Yahu bırakın kimin sızdırdığını, konuşmaların tek bir yerinde partinin ideolojisi, programı, Altı Ok, ilke gibi hususlar var mı? Varsa yoksa PM’yi toplama, olağanüstü kurultay...”

İstanbul Barosu’nun eski Başkanı Ümit Kocasakal özetle CHP’deki tartışmaların “ilke ve programdan” uzak olduğunu yukarıdaki tespitleriyle anlattı. Zaman zaman sohbet ettiğim Ümit Hoca, çıkış yolunun “Altı Ok” olduğunu vurgulayan isimlerden.

Peki CHP’deki bu “değişim” tartışmalarında, Örsan Öymen’in liderliğinde kurulan “CHP İlke ve Demokrasi Hareketi” ya da gazeteci Celal Eren Çelik’in üç yıl önce kurduğu “Dip Dalga Hareketi” neden konuşulmuyor?

Örneğin...

25 Haziran’da “CHP İlke ve Demokrasi Hareketi” yayımladığı bildiride şu vurguyu yaptı:

“CHP’de, genel başkan dahil her CHP üyesi, partinin programında ve tüzüğünde yer alan bu temel ilkelere uymakla yükümlüdür. Cumhuriyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, milliyetçilik, devrimcilik, sosyal demokrasi ve demokratik solculuk ilkelerine bir bütün olarak uymayan kişiler, parti tüzüğüne göre, parti üyesi olamayacakları gibi, genel başkan adayı da olamazlar; olmamalıdırlar.”

Bu bildiri şu açıdan önemli:

Kuruluş ve kurtuluşun partisinin “özüne” dönmesi ve bu öz üzerinden yeni bir çıkış yolu bulunması için yol gösterici. Zaten bildiriye imza atan isimler de şu çağrıyı yaptı:

“CHP’de devrim gerçekleşmeden, Türkiye’de devrimin gerçekleşmesi olanaklı değildir! Tüm CHP üyelerine, CHP’ye ve Türkiye’ye sahip çıkma çağrısında bulunuyoruz!”

Şimdi başka bir harekete geçelim.

Geçen hafta gazeteci Celal Eren Çelik’le İstanbul’da sohbet ettik.

Üç yıl önce yola çıkan “Dip Dalga Hareketi”ni anlattı ve dedi ki:

“CHP kurtulmadan Türkiye kurtulamaz. Biz bir liderin değil, bir fikrin peşinden gidiyoruz. Geleceği yeniden inşa etmek için 30’lı yılların paradigmalarını değil, 1930’lardan güç alarak ve çağın şartlarına göre kendisini yenileyerek hareket eden bir oluşum kurduk. Eski özler ve yüzlerle değişim olmaz.

“Önümüzdeki kurultay süreci, bir geçiş dönemi olacaktır. Bu dönemde eski yüzler, yeni siyaset talebinde bulunacak ve halkın gözünü boyamaya kalkışacaklar. Genel Başkanın değişmesi durumunda, siyasi değişim talepleri azalmayacak ve aksine artacak. Türk siyasetine yeni isimler kazandırmak ve mücadele zemini tam anlamıyla yeşertmek gerektiğinden hedefimiz 2025. Önümüzdeki kurultayda elbette ki sahada ve salonda olacağız. Şu ana kadar örgütlü bulunduğumuz il sayısını 41’e çıkartarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Dip Dalga Hareketi, örgütün her bir ferdini temsil edene kadar da mücadelemiz bitmeyecek.

“Toplumsal muhalefeti örgütleyecek, bu toplumsal muhalefetin yaratacağı baskı ile önce CHP’yi sonra Türkiye’yi değiştirecek Kemalist Sol, Atatürk milliyetçisi, tam bağımsızlıkçı ve anti emperyalist bir geniş yurtsever cephe inşa ediyoruz.”

Belki bugün CHP’nin tepe yönetiminde “Altı Ok” tartışılmıyor ama tabanda devrimlere sıkı sıkı bağlı bir yurttaş kitlesi olduğunu unutmamak gerekiyor.

Kılıçdaroğlu, bugün yeni vekillerle toplanacak


CHP’de “değişim” tartışmaları sürerken Kemal Kılıçdaroğlu da yapmayı planladığı toplantılarla parti içinde “lider benim” mesajının altını çizeceği öğrenildi. Bu kararı almasında “değişim” grubunun yaptığı toplantılar olduğu ve bu toplantılarda parti içinde yapılması planlanan hamlelere karşı yeni bir strateji geliştirdiği değerlendiriliyor.

Bu kapsamda şu bilgiyi verelim:

Önce Ankara’da bir otelde yapılacaktı sonra yeri değişti. İYİ Parti lideri Meral Akşener’in, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ağırlandığı Çankaya Ahlatlıbel’in dün akşam yine önemli konukları vardı. CHP lideri Kılıçdaroğlu milletvekilleriyle Ahlatlıbel’de yemekte buluştu. Yemeğin konusu tabii ki “değişim”di. Bu yemeklerin amacı; Kılıçdaroğlu’nun son süreçte yaşanan “dağınık” görüntüyü “birlik beraberlik” havasına çevirmeye çalıştığı olarak değerlendiriliyor.

Bugün Meclis’te ilk kez CHP’den vekil olan isimlerle partide 12’şerli gruplar halinde toplantılar yapacağı belirtilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun delege seçimlerini de yakından takip ettiği gelen bilgiler arasında.