KILIÇDAROĞLU’NUN ÖZDAĞ PROTOKOLÜNE İYİ PARTİLİLER TEPKİ GÖSTERDİ

İrin... Organizmanın herhangi bir yerinde iltihaplanma sonunda ölmüş hücre artıklarından ve bozulmuş akyuvarlardan oluşan, mikroplu veya mikropsuz, genellikle sarımtırak renkte koyuca sıvı, cerahat.

Evet Türk siyasetinde “sıvı” akmaya başladı.

Önceki gün Habertürk canlı yayınında “Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ile aranızda, bakanlıklar ve MİT Başkanlığını içeren gizli bir protokol var mıydı?” sorusuna “Vardı” yanıtını veren Kılıçdaroğlu, Faik Öztrak’ın “Böyle bir protokol yok” açıklamalarıyla ilgili olarak ise “Öztrak da bilmiyordu” dedi:

“O protokolle ilgili konuşmam doğru değil. İki kişinin namusuna teslim edilen protokoldür. Açıklamayı ahlaki olarak doğru bulmam. Benim konuşmam doğru değil. Protokol ikimizin arasında imzalandı. Kamuoyuna açık değildi. İkimizin namusuna teslim edildi nokta. Bu konuda yorum yapmam doğru değil. Sayın Özdağ ile Sayın Oğan ile yaptığım görüşmelerle ilgili 6 liderin haberi vardı.”

Bu açıklamanın ardından İYİ Parti cenahından arka arkaya açıklamalar geldi. Kılıçdaroğlu seçilseydi ekonomide rolü olacağı iddia edilen İYİ Partili Bilge Yılmaz, vekiller Turhan Çömez, Lütfü Türkkan’dan “pazarlık ve karanlık dehlizlerde anlaşma” açıklamaları geldi. Yılmaz daha da ileride bir cümle kurdu: “Kendi adıma, geride bıraktığımız seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına engel olamadığım için milletimizden samimi olarak özür diliyorum.”

Söğütözü’nde yaşanan şaşkınlık


19 Temmuz’da bu köşede okumuştunuz:

“Kimse şu sorunun yanıtını aramadı: Meral Akşener, Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’yle ittifakı bir kez daha kabul eder mi? Ederse de nasıl bir yol haritası hazırlanır? Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde ‘kazanacak aday’ tartışmasının yürüdüğü süreçten sonra bir CHP-İYİ Parti birlikteliği nasıl oluşur? İYİ Parti cephesinde durum şu anda ‘gözlemleme ve istişare’ safhasında. Gelinen aşamada partinin müstakil şekilde ilerlemesi yönündeki eğilim güçlü. Bu çevrede yaşanmış tecrübelerin ışığında Akşener’in ‘ittifak’ konusunu “ince eleyip sık dokuyacağını” söyleyebilirim.

Önceki gün İYİ Parti Sözcüsü ve Medya İlişkileri Başkanı Kürşad Zorlu, partisinin Genel İdare Kurulu toplantısı ardından Genel Merkez’de açıklama yaptı. İYİ Parti’nin yerel seçimlere yönelik CHP ile kesin bir iş birliği yapacağına yönelik iddiaları yalanlayarak amaçlarının İYİ Parti’yi birinci parti yapmak olduğunu belirten Zorlu, “Hedefimiz kendi kadrolarımızla, kuruluş felsefemizin bir gereği olarak milletimizin karşına çıkıp bu rekabette yer alabilmektir. Bununla birlikte seçim iş birliği farklı bir tartışma, farklı bir boyut. Bu da yeri geldiğinde böyle bir gerekçe oluştuğunda yetkili kurullarımızca irdelenir, olup olmayacağına karar verilir” dedi.

Bu noktada “yetkili kurullarımız ittifakı değerlendirecek” cümlesi önemli. Çünkü; “kazanacak aday” ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda da Meral Akşener ısrarla “Yetkili kurullarımız karar verecek” demişti ve sonrasını herkes biliyor. İttifak konusunda İYİ Parti kulislerinden edindiğim izlenimi aktarayım:

“14-28 Mayıs öncesinde seçim ittifakı vardı ve doğdu itibariyle seçim bitti. Odaklandığımız konu yerel seçimlerde partiyi nasıl birinci parti yaparız ve güçlendiririz olacak.”

Peki CHP cenahında ne yaşandı Kılıçdaroğlu’nun “gizli protokol” sözleri üzerine. Söğütözü’nde genel merkez binasında şaşkınlık hakim! Bir yönetici şu cümleyi kurdu:

“Erdoğan ile Yaşar Büyükanıt Dolmabahçe’de görüşmüşlerdi. Mezara kadar kimse konuşmayacağını söylemişti ve konuşmadı da... İkinci Dolmabahçe diyebiliriz. Pazar günü Parti Meclisi (PM) var ve Kemal Bey’e muhalif 33 PM üyesi Özdağ/protokolü mutlaka gündeme getirecek.”

Hemen hatırlatayım!

Tayyip Erdoğan ile Yaşar Büyükanıt, siyasetin gündemine bomba gibi düşen 27 Nisan e-muhtırasının ardından 5 Mayıs 2007’de Dolmabahçe’de görüştü. O dönem başbakanlık koltuğunda Erdoğan vardı ve Dolmabahçe’deki ofisinde, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ı kabul etti. Görüşme 2saati aştı. Görüşmenin içeriğine ilişkin açıklama yapılmadı. Erdoğan, “Büyükanıt açıklarsa, ben de açıklarım” derken, Büyükanıt, “Benimle mezara gidecek” dedi. Yaşar Büyükanıt Darbeleri Araştırma Komisyonu’nda Dolmabahçe’yle ilgili sorular üzerine görüşmeyi şöyle anlattı:

“Tesadüfen ben İstanbul’daydım. Sayın Başbakan da İstanbul’daydı. Telefonla görüştük ‘Zaman nasıl? Uygunsa gelin, görüşelim’ dedi. Başbakana benim diyeceğim şey ‘Geliyorum’ demektir, başka bir cevap verecek halim yok. Böyle bir görüşmeydi. Devlet sırrı mı? Ben açık söyleyeyim, ‘Devlet sırrıdır, değildir’ diye bir şey söyleyemem, böyle bir değerlendirme yapamam ama bunun içinde hassas konular görüşülmüştür. Bazı şeyleri Sayın Başbakan ifade etmiştir, ben ifade etmişimdir.”

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu’dan özel açıklama:



Arkadaşlarımız özgürce kendi tespitlerini yapmıştır


İYİ Parti’nin kimi isimlerden gelen bu açıklamaların anlamını Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu’ya sordum.

Zorlu şu yanıtı verdi:

“Bizim bu hususta iki ayırt edici özelliğimiz var. Birincisi partimizin stratejik boyuttaki meseleleri ve yönelimi mutlaka yetkili kurullarımızda irdelenerek belirlenir ve bu kapsamda ortaya konulur. İkincisi en başından bu yana arkadaşlarımızın bireysel görüşlerini özgürce seslendirebildiği bir anlayışla yolumuza devam ediyoruz. Bu aşamada da arkadaşlarımızın kendi görüşlerini, bir takım tespit ve eleştirilerini ortaya koydukları görülüyor. Ancak şunu ifade etmek isterim ki Genel Başkanımız Meral Akşener’in seçim sürecinde yürüttüğü şeffaflık ve milletin sesini, talebini seçim sonuçlarına yansıtabilme mücadelesi her geçen gün milletimizce çok daha iyi anlaşılmaktadır. Biz yine aynı kararlılıkla geriye dönük muhasebemizi de yaparak ülkemiz için kendi yol haritamızın nasıl olması gerektiğine odaklanmış durumdayız.”