“Şöyle bir şey var: Sokakta Kemal Bey’e itiraz görüyoruz, ‘dürüst değil mi?’ diye soruyoruz, ‘dürüst’ diyorlar. ‘Devlet tecrübesi yok mu?’ diyoruz ‘var’ diyorlar. ‘E o zaman?’ ‘Ama olmaz...’ Sokaktaki bu itirazı İYİ Parti olarak görmezden gelemeyiz...”

Bu cümleleri 26 Ocak’ta, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı kurmuştu. Altılı Masa toplantısının başlayacağı saatlerde yayımlandıktan sonra Meral Akşener’in önüne konulan bu açıklamanın ardından Akşener’in “ağabey” diye hitap ettiği Paçacı odasını boşaltmak zorunda kalmıştı. Aslında o açıklama “İYİ Parti’nin ortak görüşüydü” ve partinin A Takımı’ndan tabanına kadar “Kılıçdaroğlu aday olursa kazanamayız” dillendiriliyordu. Yine de Cihan Paçacı’nın, Habertürk’ten Nagehan Alçı’ya verdiği beyanat “zamansız” bulunmuştu!

Neden Türk siyasetinin etkin isimlerinden Paçacı’yı hatırlattım? Çünkü; son iki haftadır İYİ Parti cenahından yapılan açıklamalara bakınca “Kazanacak aday” tartışmasının önümüzdeki günlerde daha da alevleneceğini gördüğüm için.

Daha dün bu köşede okudunuz.

Akşener’e yakınlığıyla bilinen İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu bana şu açıklamayı yaptı:

“Biz o dönemde iki önemli şeye odaklanmıştık. Biri elbette Cumhurbaşkanlığı seçimine kazanacağımız bir adayla girmek. “Eğer Meral Akşener’in uyarı ve kaygıları dikkate alınsaydı bugün Cumhurbaşkanlığı seçimini ve hatta ilk turda kazanmıştık. “Bizim bildiri metinlerine koydurduğumuz halkın iradesi ve uzlaşma esas alınsaydı bugün bambaşka bir Türkiye’ye uyanacaktık.

“Maalesef bazı yorumcuların tarafgirliği gözlerini karartmış. Neymiş efendim, biz ‘kazanacak aday’ demişiz. O günlerde kamuoyunu nasıl yanlış yönlendirdilerse şimdi de aynı halktan kopuk değerlendirmelerine devam ediyorlar.”

Zorlu’nun bu açıklamalarından ve İYİ Parti’deki düşünce ikliminden benim çıkardığım sonuç (tabii ki bilgiler ışığında) şu:

“O gün kazanacak aday tartışmasında Kılıçdaroğlu’nu destekleyenler bugün de aynı doğrultuda hareket ediyor ve CHP’de bugün yaşananlar yerel seçimleri de etkileyecek. ‘Halkın iradesi ve uzlaşı’ vurgusunda da dünden bugüne yapılan muhasebe yatıyor ve yine aynı hatalar yapılırsa Ankara, İstanbul gibi kazanılmış yerlerin kaybedileceği vurgusu yatıyor.”

Bu arada bir not daha: Meral Akşener’in de 26 Ağustos günü Afyonkarahisar’da yapacağı geniş katılımlı bir toplantıda sessizliğini bozacağı ve net mesajlar vereceği konuşuluyor.

Bu noktada CHP’ye geçelim.

“Emanetçi genel başkan” fikrine tepki


Dün sabah saatlerinde...

CHP’yi yakından takip eden değerli bir isim benimle şu mesajı paylaştı:

“100 yıllık partide Murat Karayalçın- ki saygı duyuyorum- emanetçi genel başkan olacak ve parti bu şekilde yerel seçime gidip, başarı elde edecek. Çok acı bir durum.”

Evet... Karayalçın’ın önceki gün bir canlı yayında kurduğu şu cümlelerin altını çizdi bana mesaj atan dostum:

“Ağabey formülünün doğru olduğu kanısında değilim. Bu tür bir düzenleme bizim tüzüğümüze de siyasetimize de terstir. Tarafların tümü anlaşırsa evet derim. Ben kıdemli bir partiliyim, içinde bulunduğumuz durumun aşılması için bireysel olarak görüşlerimi proje metni haline getirdim. Tüzüğümüz parti hukukudur, 100 yıllık partiyiz. Parti hukukunda ne öngörülüyorsa o yapılır.”

Ne İmamoğlu’nun ne de “değişim” ekibinin kafasında böyle bir formül yok! Özgür Özel, Gökhan Günaydın ve Selin Sayek Böke gibi isimlerden birisinin kurultayda aday olması ve Kılıçdaroğlu’na karşı yarışması fikri ağır basıyor. “Emanetçi genel başkan” fikrinin parti içinde de kabul görmeyeceğinin altı çiziliyor.

Bir not daha: Eylül ayının sonlarında yapılması planlanan CHP Parti Meclisi toplantısında da büyük kurultayın tarihinin açıklanması bekleniyor.

THY’den “garip” açıklama


Ankara ve İstanbul’un “sıcak” koridorlarından daha somut bir gelişmeyi tarihe not düşme adına sizlerle paylaşmak istiyorum. CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, Türk Hava Yolları’nda görevli pilot Evren Kaptan’ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ilişkin atılan destek mesajlarını sosyal medya hesabında paylaştığı için işten çıkartılmasını TBMM gündemine taşımıştı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun yazılı cevabını paylaşan CHP’li Demir şu açıklamayı yaptı:

“Biz işten çıkarılan pilotun, çıkarılma gerekçesini soruyoruz. Bakan Uraloğlu, (Türk Hava Yolları A.O. ; Türk Ticaret Kanunu ve SPK mevzuatına göre ticari faaliyet gösteren bir özel hukuk tüzel kişisidir. Ortaklık; 23 Ocak 2014 tarihli ve 28891 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sermaye Piyasası Kurulu’nun Özel Durumlar Tebliği’ne (2-15.1) uymakla yükümlü olup, halka açık bir şirket olarak tüm açıklama yükümlülüklerini de mevzuat çerçevesinde yerine getirmektedir) şeklinde cevap veriyor. Bakanın cevabı gayriciddi. Mevzuat hükümlerini hatırlatmasına gerek yok, sorumun cevabı bu değil.”
“Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı olarak atanan Ahmet Bolat, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ı desteklediğini sosyal medya hesabından açıkça duyurmuştur. THY’de görevli pilot Evren Kaptan ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ilişkin atılan destek mesajlarını sosyal medya hesabından beğendiği için işten çıkarılmıştır. Biz, bu adaletsizliğin, THY bünyesindeki partilileşmenin karşısında durduk ve sorduk: Kaptan Pilot Evren Turan’ın işten çıkartılma gerekçesi nedir? İşten çıkarmalarla personele gözdağı mı verilmek istenmektedir? Aynı prosedürün Ahmet Bolat’a uygulanmama gerekçesi nedir?”