Yaz bitiyor.

14 Mayıs akşamına kadar 21 yıllık AK Parti iktidarının sona ereceğine inanan, umutlanan, güzel günlerin hayalini kuran milyonlarca insanın siyasete küstüğü, umutsuzluğun, yoksulluğun, ekonomik krizin pençesine düştüğü acımasız yaz...

Yaz bitiyor.

Güzelliklerini tam yaşayamadığımız, karpuzu 15, domatesi 35 liraya satın aldığımız,

Gerçek yağmurların yerine zam ve vergi yağmurlarıyla yıkandığımız,

Milyonların hak ettiği tatile hasret kaldığı,

Kavurucu sıcağı, kuraklığı, yangınları hiç bitmeyen,

Depremin yıktığı 10 şehirde (takvim 6 Şubat sabahına takıldığı için) bir türlü gelmeyen,

İktidar mensuplarının, yandaş müteahhitlerin, paradan para kazananların yatlarda, yazlıklarda, adalarda sefasını sürdüğü uzun yaz...

★★★

Güz geliyor.

Altın başakların harman edildiği, rızkın ambarlarda toplandığı,

Turşuların kurulduğu, pekmezin kaynatıldığı, salçanın, reçellerin kavanozlara doldurulduğu,

Yaylaların, dağdaki ağılların boşaldığı,

Bağın bozulduğu, üzümün sıkıldığı,

Milyonlarca insanın değişik nedenlerle Anadolu’dan ayrılıp büyük kentlere göç ettiği,

Taşradan gelen otobüslerin insandan çok yöresel ürünlerle dolu çuvallar taşıdığı,

Öğrencilerin kırtasiyelerde dolaştığı, velilerin cebindeki son paraların servise, yemeğe, kısacası okul masraflarına aktığı,

Belki de sadece hüzünlü aşıkların, romantiklerin, melankoliklerin sevdiği güz geliyor.

★★★

Öyleyse demir almak lazım eski yazdan.

Bu güz silkinip çıkmak lazım yenilmişlik duygusundan, umutsuzluk çıkmazlarından.

Memlekete sahip çıkmak, mesafe koyduğumuz siyasete yeniden el atmak lazım.

Siyasete küslüğünüz bitmezse ne olur biliyor musunuz?

Seçimlere katılım düşer.

İktidar kazanmaya devam etmekle kalmaz, bugün yaşadığınız sıkıntıları katlayarak artırır.

O sıkıntılara karşı söz söyleme hakkımızı kaybederiz.

Geçmişte desteklediğiniz ana akım partiler küçülür, popülist, aşırıcı fikirleri olan partiler büyür.

Seçimler, iktidarı denetleme, değiştirme aracı olmaktan çıkar.

Haliyle ülkede huzursuzluk, yolsuzluk ve adaletsizlikler artar.

Hep birlikte vasatın, cehaletin, popülizmin esiri haline geliriz.

Pire için yorgan yakar gibi, kızdığımız başarısız siyasetçiler nedeniyle ülkeyi ateşe atmış oluruz.

O zaman ülkede güz gider bitmeyen bir zemheri gelir.

Yazı bir daha göremeyiz.

★★★

Demokrasimizin son yıkılmayan kalesi iktidarların seçimle değiştirilmesidir.

Seçimlerin anahtarı da siyasete inanmış, siyasetle ilgili vatandaşlardır.

Öfkenizi, hayal kırıklığınızı, umutsuzluğunuzu çok iyi anlıyorum.

Ancak bundan 101 yıl önce Afyon’da, Kocatepe’de, Eskişehir’de, Bilecik’te, Aydın’da İzmir’de savaşan kurucu liderlerimiz nasıl inandıysa, biz de öyle inanmalıyız gelecek güneşli günlere.

Onlar bize yaşanabilir bir ülke bıraktılar.

Gelecek nesillere, çocuklarımıza, torunlarımıza daha güzel bir ülke bırakmak da bizim boynumuzun borcudur.

Bunu yapmazsak, sadece gelecek nesillere değil Büyük Taarruzun şanlı komutanlarına da ihanet etmiş oluruz.