Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tekrar cumhurbaşkanı olma konusunda yaptığı açıklamayı görmüşsünüzdür. Aynen şöyle dedi:

“Türkiye 2018 seçimleri ile yeni yönetim sistemine geçti, yani bu bakımdan, kronometreyi sıfırladı. 2018’de seçilen cumhurbaşkanı, yeni sistemin ilk cumhurbaşkanıdır.”

“Sıfırlama” deyince aklınıza ilk neyin geldiğini tahmin ediyorum ama o olaydaki sıfırlama aslında “kurtarma” olduğundan ben o konuyu kastetmemiştim.

★★★

Peki neyi mi kastettim?

Arz edeyim:

Malumunuz Anayasa’mız “Bir kimse ancak iki defa Cumhurbaşkanı olabilir” diyor.

Bakın “eski sistem” ya da “yeni sistem” demiyor!

“Şu sistemde” ya da “bu sistemde” demiyor!

“Şu tarihte” ya da “bu tarihte” demiyor!

“Şu kimse “ ya da “bu kimse” de demiyor!

Hani o reklamdaki kavruk çocuğun dediği gibi, “düm dük” (doğrudan) herhangi bir kimsenin ancak iki defa Cumhurbaşkanı olabileceğini söylüyor.

BU BİR KURAL!

Hem de Anayasal bir kural!

Değişmediği sürece, sadece Erdoğan için değil, geçmişte ve gelecekte Cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmiş ya da üstlenecek herkes için geçerli.

(Üstelik bu kuralı Erdoğan ve arkadaşları koydu, referandumda da millet onayladı.)

2014 ve 2018’de iki kez seçilerek bu görevi üstlenmiş Erdoğan bu kural gereği bir daha aday olamaz.

Olabilmesi için tek şart var: TBMM’nin “seçimleri yenileme kararı” alması.

★★★

Gelin görün ki Erdoğan ve adamları, bu kuralın etrafından dolanmak için yazının başında anlattığım “sıfırlama” teorisini geliştirdiler.

Teoriye göre Anayasa’nın 101’inci maddesindeki “kimse” aynı “kimse” (yani Erdoğan) olsa da “Cumhurbaşkanı” aynı “Cumhurbaşkanı” değilmiş.

Çünkü sistem değişmiş.

Erdoğan aynı Erdoğan’mış ama koltuğu sıfırlanmış!

Eskisi “Cumhurbaşkanı”, yenisi ise “Başkan”mış.

Eee...

Neden Anayasa’ya bir geçici madde koyup, “Bu kural yeni sistemle birlikte başlayacaktır” demediniz?

Neden Anayasa’ya “Cumhurbaşkanı” değil de “Başkan” yazmadınız?

Neden referandum öncesinde kendinizi savunmak için “Rejimi değiştirmiyoruz, sadece yönetim sistemini değiştiriyoruz. Sistemin adı Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve yürütmenin başı yine Cumhurbaşkanı” diyordunuz?

Ne çabuk unuttunuz!

1961 (6. madde) ve 1982 (8. Madde) Anayasalarında olduğu gibi 2017’de yapılan Anayasa değişikliğinde de Cumhurbaşkanı “yürütmenin başı” olarak kaldı.

Yani yönetim sistemi ne olursa olsun Cumhuriyet hala aynı Cumhuriyet ise Cumhurbaşkanı da hala “yürütmenin başı”dır ve aynı Cumhurbaşkanı’dır.

Erdoğan ve adamlarının “sıfırlama” mantığı doğru olsaydı, her Cumhurbaşkanlığı döneminin sonunda yetki ve görevlerin bir kısmı başka organlara devredilerek yeniden cumhurbaşkanı seçilme imkânı yaratılabilir ve Anayasa’da “en fazla iki kere” denildiği halde o “bir kimse” ölene dek Cumhurbaşkanı adayı olabilirdi (Örneğin bu mantıkla, Erdoğan 2023’te seçilse ve 2028’de “yarı başkanlık” gibi bir sisteme geçilse, yeniden aday olabilir).

★★★

Asıl soru şu:

Sıfırlanan kronometre Cumhuriyet’in kronometresi midir?

KİM BİLİR?

Belki de yeniden Cumhurbaşkanı seçilebilmek için yapılmış bu itiraf, bilinç altındaki gerçek hedefi gün ışığına çıkarmıştır.

KİM BİLİR?

Belki de akıllarınca, “sıfırlanan kronometre” aslında Cumhuriyet’in kronometresidir.

KİM BİLİR?

Belki de Erdoğan ve adamları 2017’de yapılan referandumla Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyet’i sıfırlayıp, “ikinci Cumhuriyet”i kurduklarını sanıyorlardır.

Zira,

Cumhuriyet’in kurumlarını sıfırlamışlardı.

Cumhuriyet binalarının tabelalarındaki “Türkiye Cumhuriyeti-TC” ve “Atatürk” ifadelerini sıfırlamışlardı.

Cumhuriyet’in üretim tesislerini ve fabrikalarını sıfırlamışlardı.

Cumhuriyet’in hastanelerini sıfırlamışlardı.

Cumhuriyetin okullarını ve kapılarında okutulan andı sıfırlamışlardı.

Cumhuriyet’in yarattığı gelenek ve teamülleri sıfırlamışlardı.

Yazımı Erdoğan ve adamları başta olmak üzere herkesin unutmaması gereken bir gerçekle tamamlamak isterim:

Cumhuriyet’i bu milletin kalbinden ve gönlünden sıfırlamaya kimsenin gücü yetmeyecek!