Sevgili okurlarım, bu iktidar döneminde hiç alışık olmadığımız yeni uygulamalar piyasaya sürülüyor.

Ahaliye ve özellikle de küçük çocuklara hediye ve harçlık dağıtımı!

Beyefendi seçim otobüsüne binmiş, bir yerlere gidiyor, hemen her yerde elindeki paketleri halkın üzerine savuruyor.

Paketlerde çay kahve var, oyuncak ve başka şeyler var.

İnsanlar bunları kapışıyor, bir tane alabilmek için birbirini eziyor.

Bu hediyelerin parası acaba nereden karşılanıyor?

Çok büyük olasılıkla beyefendinin emrinde olan ve hiçbir zaman bitmeyen örtülü ödenek parasından.

Devletin gizli ödenek parasıyla kendisi ve partisi için seçim yatırımı yapıyor.

İşin tadını artık iyice kaçırdığının farkında mı?

★★★

Son örneğine önceki gün Gaziantep’te tanık olduk. Seçim otobüsüne aldığı bir kız çocuğu, kendisine önceden öğretilmiş olan bir cümleyi mikrofona okudu.

“Onlar seccadeye ayaklarıyla basıyor ama...”

Bu laf Recep Tayyip’in hoşuna gitti ve çocuğa 200 lira para verdi.

Demek ki artık seçim otobüslerinde bile küçük çocuklar konu mankeni ve oy devşirme aracı olarak kullanılıyor.

Yazıklar olsun.

★★★

23 Nisan Türkiye Cumhuriyeti’nde var olan dört resmi ulusal bayramdan biri...

Beyefendi önceki gün devletin protokol kurallarını yine çiğnedi ve cumhurbaşkanı kimliği ile görevini yerine getirmedi.

Anıtkabir’de yine yoktu.   

★★★

Aynı gün Dolmabahçe sarayında her 23 Nisan günü alışkın olduğumuz göstermelik kabine toplantısı var!

Depremzede küçük çocuklar rol gereği bakan falan olmuşlar, bizim beyefendi onları ziyaret ediyor ve Enerji Bakanı rolü biçilen küçük çocuğa muhalefeti eleştiriyor!

Amacı kameraların önünde şov yapmak:

“Sayın bakanım bu muhalefet bizim dilimizden anlamıyor. Onları ne yapacağız? Biz gazı bulduk diyoruz onlar diyor ki nerede. Filyos’ta. Bu muhalefete sormak lazım, haritada bize Filyos’u gösterin ey muhalefet. Filyos’un nerede olduğunu bilmezler. Zonguldak’ta.”

21. yüzyılda Türkiye’den manzaralar bunlar, gülelim mi utanalım mı?



Sevgili okurlarım, Türkiye’de belli bağnaz kesimlerde korkunç bir Alevi düşmanlığı vardır.

Bunu açıktan söylemeleri mümkün olmasa da milyonlarca Alevi yurttaşımızı hiç sevmedikleri gibi küçük görürler, yalanlarıyla horlamaya falan kalkışırlar.

Oysa Aleviler Türkiye’de Atatürkçülüğün ve laikliğin, başka bir deyişle Cumhuriyet’in sigortasıdır.

İktidardaki sağ partiler her seçim öncesinde ağızlarındaki baklayı yeniden çıkarırlar ama öyle uluorta bağırarak değil, sessizce, fısıltı gazetesiyle!..

Başka bir deyişle saman altından su yürüterek!

Bu söylemler, başka bir deyişle sessiz saldırılar genelde cami avlularında ve bağnaz kesimin yoğun olduğu kırsal bölgelerde devreye sokulur.

“Alevidir, Allahsız kitapsızdır. Müslüman değildir. Sakın ola ki oy vermeyin!”

Elbette ki bunları öyle açıktan ve uluorta söylemeleri mümkün olmaz ama fısıltı gazetesi bütün gücüyle desteğini esirgemez!

★★★

Alevi olan Kemal Kılıçdaroğlu gerçek bir Müslüman... Hem de bu sahtekârlardan çok daha iyi ve tutarlı bir Müslüman.

Ama gel gelelim bu bağnaz cephenin ‘Alevilik saldırısından’ asla kurtulamıyor.

Bu seçim öncesinde de aynı tezgah kurulmak istendi ve fısıltı mekanizması yeniden devreye sokuldu...

“Aman dikkat benim vatandaşım, Alevi’ye oy vermeyelim!”

★★★

Türkiye’de bu olayı kaşıyıp siyaset sahnesine sürekli olarak sürenler arasında ne yazık ki Recep Tayyip de yer alıyor.

Yakın geçmişte seçim kampanyalarında bu konuda ettiği mezhepçi lafları hem unutulmadı, hem de inanılır gibi değil.

“Biliyorsunuz Kılıçdaroğlu Alevi. Alevilik var kendisinde...”

“Kılıçdaroğlu sen Alevi olabilirsin. Bunu açık açık da söyleyebilirsin. Niye korkuyorsun? Sen de söyle rahat ol. Ben Sünniyim. Bak, ben bunu açık açık söylüyorum. Milleti aldatmaya gerek yok...”

Recep Tayyip’in çeşitli ortamlarda ve özellikle miting meydanlarında bu doğrultuda kurduğu onlarca cümle var, hepsi de arşivlerde kayıtlı.

★★★

Evet... AKP iktidarı bu seçimde ‘Alevilik silahını’ bir kez daha Kılıçdaroğlu’na doğrultmak üzere idi...

Onu Alevilik üzerinden vuracaklardı!

Fısıltı gazetesi yine harekete geçmişti...

İşte bu aşamada Kılıçdaroğlu muhteşem bir hamle yaptı...

Her kesimden, her görüşten ve her mezhepten milyonlarca seçmene açıkladı:

“Ben Aleviyim.”

Bu konudaki videosu 104 milyondan fazla kişi tarafından görüntülendi ve görülmemiş bir rekorun sahibi oldu...

Ve böylece Alevilik sömürüsü gerek Recep Tayyip ve gerekse partisinin elinden büyük ölçüde alındı.

Kılıçdaroğlu bu çıkışıyla hem çok olumlu, hem de çok gerekli bir adım atmış oldu.

Siyasi açıdan da en iyisini yaptı.