Sevgili okurlarım, Türkiye’nin hiç tartışmasız en kritik seçimine doğru hızla yol alıyoruz.

Başımıza iyiden iyiye çökmüş olan 21 yıllık bir iktidar var.

Seçimleri yitirdiği takdirde iktidarı kolayca vermeyeceği iddia ediliyor.

Neler olacağını, seçim öncesinde ve sonrasında hangi baskıların yapılacağını şu anda bilmemiz mümkün değil.

Seçimlerin güvenilir olup olmayacağını bilmemiz de bu açıdan bakıldığında söz konusu değil.

★★★

Geçmiş yıllarda Türkiye’de çok olumlu ve anlamlı bazı ‘güvenlik uygulamaları’ vardı.

Hükümetin üç bakanı seçime üç ay kala görevlerinden istifa etmek zorundaydı.

İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı ve Ulaştırma Bakanı.

Bunlar doğal olarak partili idi.

Asayiş, yargı ve haberleşme işleri bu yöntemle bir miktar bile olsa güvence altına alınmış olurdu.

Dönemin başbakanı bu üç bakan yerine tarafsız bakanlar atardı.

Onlar da genelde aynı partinin müsteşarları olurdu ama hiç değilse resmen partili değillerdi.

Sonra bu uygulama yürürlükten kaldırıldı ve seçim sorumluluğu sadece ve sadece siyaset cingözlerinin eline teslim edildi.

★★★

İkinci bir güvenlik uygulaması daha vardı ve ne yazık ki o da AKP iktidarı tarafından yok edildi.

Parmak boyası.

Türkiye’de üretilen, pahalı olmayan, oy veren seçmenin işaret parmağına sandık başında sürülen ve ne yaparsanız yapın 24 saat çıkmayan basit bir boya.

Bu yolla aynı seçmenin iki kez veya daha fazla oy kullanması kesin olarak önlenmiş olurdu...

★★★

Yüksek Seçim Kurulu dün seçim yasaklarını başlattı.

Açıklanan bu yasaklardan pek çoğunun bu AKP iktidarı açısından geçerli olmayacağını şimdiden bilmenizde yarar var.

Bazılarını kısaca özetliyorum.

-Her türlü makam ve resmi kamu araçlarının seçim günü dahil herhangi bir siyasetçi tarafından propaganda gezilerinde kullanılması.

-Belediyeler ve bütün kamu kurumları dahil düzenlenen açılış ve temel atma törenleri.

-Protokol gereği yapılan karşılama ve uğurlama törenleri.

-Resmi ziyafetler.

-Ayrıca kamu görevlileri siyasilerin seçim çalışmalarında hiçbir biçimde yer alamayacak!..

★★★

Kimse kusura bakmasın ama dün resmen ilan edilen bu yasakları ben sözüm ona yasaklar olarak tanımlıyorum...

Çok değil birkaç saat bile olsa bekleyin, siz de aynı kanıya sahip olacaksınız.

Yani YSK’nın dün açıkladığı bu yasaklar size de ‘bir şaka’ olarak görünecek.

Hiçbir şeyin değişmediğini anında göreceksiniz.

Küçük birkaç örnek vereyim...

Demek ki Recep Tayyip ya da bakanları, bundan sonraki parti mitinglerine giderken devletin uçaklarına ve helikopterlerine binmeyecek, resmi makam araçları gideceği yerlere önceden gönderilip onları taşımayacak, öyle mii!

Gittiği yerlerde valiler, il yöneticileri ve garnizon komutanları tarafından karşılanmayacaklar öyle mii!

Karşılama ve uğurlama törenleri yapılmayacak!..

Kamu görevlileri Recep Tayyip’in ve bakanlarının gezi ve törenlerine katılmayacak!..

★★★

YSK dikkat etsin, gücü ve yüreği yetiyorsa bundan sonra olacakları biraz olsun izlesin...

Zira bu açıdan bakıldığında hiçbir şeyin değişmediğini görecektir.

Yapılacak yeni uygulamalar elbette olacaktır.

Örneğin araçlardaki resmi plakalar sökülüp yerlerine beyaz plakalar takılacaktır.

Bu iyi de, o koskoca uçakları ve helikopterleri ne yapacaksınız arkadaş!

★★★

Üstelik bir bahaneleri daha olacaktır...

“Efendim sayın Cumhurbaşkanımız devletin en üst düzey makamındadır. Tarafsız kimliği ile elbette ki devlet olanaklarından yararlanma hakkına sahiptir...”

İyi de kardeşim, öncelikle senin Cumhurbaşkanın tarafsız değil.

Dahası, o resmen bir parti başkanı...

Ve dolayısıyla seçim gezilerine cumhurbaşkanı değil, parti başkanı siyasetçi kimliği ile çıkıyor.

Amacı, partisine ahaliden oy devşirmek değil mi?

★★★

Sevgili okurlarım yedi yüksek yargıçtan oluşan YSK’ya bundan sonra düşecek çok önemli bir görev var.

Onlara anımsatmak bizim gibi sıradan vatandaşların haddine düşmez ama seçim gününe kadar Recep Tayyip’in seçim gezilerini izlesinler.

Kendi koydukları seçim yasaklarının uygulanıp uygulanmadığını kendileri görsünler.

Ortalıkta onları korkutacak, endişeye sevk edecek hiçbir husus yok.

Bu saatten sonra onlara hiç kimse, hiçbir güç dokunamaz, yerlerinden alamaz, yetkilerini gasp edemez, hiçbir şey yapamaz.

Korkmasınlar, izlemeye devam etsinler.

Gerekirse bu konuda duyurular yayınlayıp 64 milyonluk seçmen kitlesini uyarsınlar. Yani bizim uyarmamıza gerek kalmasın.

Teşekkür ederim, başarılar dilerim!