11 yıl önce “Göçebilir” denilen hastane için önlem alınmadı, depremde 76 kişi can verdi

HATAY.

6 Şubat sabahı.

Depremin ilk dakikaları.

Süleyman Çolakoğlu, İskenderun Devlet Hastanesi’nde tedavi gören 43 yaşındaki ağabeyi Murat Çolakoğlu’nu telefonla arıyor. Çolakoğlu’nun hastanenin ‘A’ blokunun çöktüğünden haberi yok.

Ağabeyine soruyor:

-Alo. Nerdesin?

-Ben hastanedeyim. Sen nerdesin?

-Aşağıya indiniz mi?

-Yok. Çöktü burası.

-Neresi çöktü?

-Acil.…

-Sen şu an çökmüş binada mısın?

-Evet, oradayım.

-Etrafta birşey var mı? Sen çıkabiliyor musun?

-Çıkamıyorum.

-Çıkamıyor musun?

-Yok. Sen nasılsın?

-Biz iyiyiz. Çok şükür. Çıktım ben, arabaya geçtim.

-Tamam. Annemler?

-Şimdi oraya gidiyorum, bakacağım. Onları da arabaya alacağım.

-Tamam, canım benim. Sen beni beni merak etme. Haydi, görüşürüz.



76 KAYIP

Bir daha görüşemediler.

Matematik öğretmeni Murat Çolakoğlu ve aynı hastanede fizik tedavi gören kız kardeşi Aysel Kaya, 14 Şubat’ta enkazda ölmüş halde bulundu. Cesetleri yan yanaydı.

İddia o ki...…

İki kardeş son anlarına kadar yardım gelmesini bekleyerek, can verdi.

A blokta iki kardeş ve hemşirelerin de olduğu toplam 76 insan hayatını kaybetti.

İskenderun Devlet Hastanesi’nin depremde göçmesi ‘kader planı’ mıydı?

Ya da AK Parti’nin Hatay Dörtyol’daki milletvekili aday tanıtım toplantısında kürsüye çıkarılan Ergüder Aksoy adlı bağnazın söylediği gibi “Allah’ın rahmeti” mi?

Bugün elime ulaşan rapor gösteriyor ki, ‘A’ bloğun bir depremde yıkılacağı 11 yıldır biliniyordu.

Buna rağmen bina güçlendirilmedi.



KESME VE EĞİLMEDEN KAYNAKLI HASAR

Çolakoğlu ailesinin avukatı ve Sosyal Haklar Derneği Şube Başkanı Avukat Bülent Akbay, depremden sonra şikayetçi oldu. İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, İskenderun Devlet Hastanesi hakkında verilen 1 Temmuz 2012’deki teknik rapora ulaşıldı.

O tarihte, hastanelerin deprem sonrasında kullanıma açılabilmesi için dayanıklı olup olmadıklarına ilişkin proje kapsamında başhekimlik tarafından bu rapor hazırlatılmış.

İnşaat mühendisi Levent Çeliktürk’ün hazırladığı raporda, 2007 tarihli Deprem Bölgelerinde Yapılan Binalar Hakkında Yönetmelik ölçü alınarak, şu tespitler sıralanıyor:

“Binada kullanılan betonun basınç dayanımı yetersizliği, donatıların yetersizliği, maruz kaldıkları korozyon, taşıyıcı sistemin yetersizliği sonucu bina performans düzeyi göçme durumu çıkmıştır. Bina maruz kalacağı olası deprem anında göçme durumundadır. Hasarların çoğu performans değerlendirilmesinde görülebileceği üzere kesme ve eğilmeden kaynaklanmaktadır. Güçlendirilecek taşıyıcı eleman sayıları ve yüzdelerine bakılırsa yaklaşık yüzde 70- yüzde 90 arasında taşıyıcı elemanın güçlendirilmesi gerekmektedir.”



GÜÇLENDİRİLMEDİ

İnşaat mühendisi Çeliktürk, açık bir şekilde, “binanın maruz kalacağı olası deprem anında göçme durumunda olduğunu” yazıyor.

Hasarın yapıdaki kesme ve eğilmeden kaynaklandığını ortaya koyuyor.

Bir tek depremin tarihini söylemiyor.

Yıkımın önüne geçmek için binanın yüzde 70-90 arasında güçlendirilmesini öneriyor.

Ne dersiniz?

Sizce bu raporun gereği yapıldı mı?

Elbette hayır!

İskenderun Devlet Hastanesi Başhekimi Veysel Yıldırım’ın 24 Mart 2023’te emniyete gönderdiği resmi yazıda, “Herhangi bir güçlendirme çalışması yapılmamıştır” itirafında bulunuldu. Soruşturma dosyasına giren yazıda, arşivin enkazda kaldığı vurgulanıyor.

Görünen o ki...…

Eldeki teknik rapora rağmen 11 yıl boyunca sanki depremin meydana gelmesi beklendi!

İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı, sorumluları tespit etmek için çeşitli yazışmalara imza attı. Bu yazışmalar sonunda,

ruhsatnamede adları geçen iki kişinin çok önce öldüğü, bir kişinin bulunmadığı belirtiliyor.

AK Parti’den milletvekili aday adayı olan ancak listelere konulmayan eski İl Sağlık Müdürü Mustafa Hambolat korunuyor olmalı ki,  şüpheliler arasında yer almıyor.

SOSYAL CİNAYET

Dün Avukat Akbay ile Gezi Parkı Davası’ndan tutuklanan, aynı zamanda Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili adayı olan Avukat Can Atalay tarafından suç duyurusunda bulunuldu.

Dilekçeden:

“Sağlık çalışanlarını, hastaları, refakatçileri ve ziyaretçileri bu binaya sokmak sosyal cinayettir. Soruşturma taksirle öldürme cihetiyle açılmışsa da olası kastla açılması hukuk ve adaletin gereğidir.”

Dilekçede, 1 Temmuz 2012’den itibaren sağlık bakanlarından tutun da yukarıdan aşağıya ilgili tüm kamu idarecilerinin şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alınması, “zamanında enkazlara müdahale etmeyen” AFAD yetkilileri ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında soruşturma açılması istendi.

AK Parti’den milletvekili olmak için görevinden istifa eden eski Vali Rahmi Doğan ve eski İl Sağlık Müdürü Mustafa Hambolat’ın “delilleri karartmaya, sorumluluktan kaçmaya çalıştıkları” kaydedildi.

ŞEYTANIN KIRBACI

Bir de...…

Avukat Can Atalay tarafından, deprem için “Allahın rahmeti ve kırbacı” ifadesini kullanan Ergüder Aksoy hakkında ayrımcılık iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu. Aksoy’un dini değerleri kullanarak, AK Parti’ye oy çağrısı yaptığı ve depremde ölenlerin hatırasına saygısızlık ettiği savunuldu.

Aksoy, bugün yargılanır mı?

Sanmıyorum.

Öyle olsa...…

İskenderun Devlet Hastanesi’nde yakınlarını yitirenlerin avukatlığını üstlenen Can Atalay içeride, “şeytanın kırbacı” Ergüder Aksoy dışarıda olur mu?