Ülkemin çok değerli yöneticileri. Gerek medyada, gerekse TV ekranlarında devamlı olarak demokrasi, eşit yurttaşlık  ve ekonomi konuların da mutluluk mesajları veriyorsunuz. Konuşmalarınızdaki mutluluk söylemleriniz  ile halkın zorlu ekonomik yaşam koşullarının örtüşmediği gerçeğini artık görün.

Bu olumsuz koşullarda bile, Cumhur ittifakına oy veren yüzde 52 seçmen kesiminin durumdan memnuniyeti, bilimsel olarak ciddi araştırma konusudur. Bir tarafta bu araştırma yapılırken, bu denli olumsuzluklara rağmen, muhalefetin bunu halka anlatamaması ve başarısızlığı da ayrı bir  araştırma konusudur.

Seçimler sonuçlandı ve Sayın Erdoğan Anayasa’ya rağmen üçüncü kez  Cumhurbaşkanı oldu. Her zaman olduğu gibi, yaptığı balkon konuşmasında,85 milyon yurttaşı ayırmadan, geleceğe yönelik Demokratik bir yönetim anlayışı ile herkese eşit hizmet edeceğini ve kucaklayacağını ifade etti.

Sayın Cumhurbaşkanı, yaptığınız konuşmalar içinde her defasında “eşit yurttaşlık” vurgusu yapıyorsunuz da, pratikte uygulamalara bakınca eşit yurttaşlıkla örtüşen bir görüntü yok. Yönetiminiz çok başarılı  olsaydı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 52 değil çok daha yüksek oy almanız gerekiyordu. Bunun böyle olmadığı da yüzde 48’lik, yani yarıya yakın kesimin size oy vermediği gerçeği ile ortada. Gerçekte siz de biliyorsunuz oylarınızın nerelerden nerelere evrildiğini…

Sayın devlet büyüğümüz, konuşmalarınız içinde sözünü ettiğiniz Demokrasinin bileşenlerinden biri de “eşit yurttaşlık”tır.

Bu ülke de şu anda görülen o ki, eşit yurttaşlık ilkesi sadece sizden yana olan  kesimlere uygulanıyor. Geri kalan yaklaşık yüzde 48’lik kesim eşit yurttaşlıktan nasibini alamıyor.

Aşağıdaki soruların bir tekine “evet” diyebiliyorsanız, ben sorularım için özür dileyeceğim.

Ülkede, sizden olmayan bir yurttaş kamuda görev alabilir mi?

Sizden olmayan bir öğretmen ,orta eğitim de müdür olabilir mi?

Sizden olmayan bir yurttaş KPSS sınavında 90 puan alsa atanabilir mi?

Sizden olmayan bir yurttaş, Vali, Kaymakam olabilir mi?.

Sizden olmayan bir akademisyen Rektör olabilir mi?.

Boğaziçi Üniversitesinde ki, Demokratik sessiz karşı duruş haksız mı?.

Bugün sözünü ettiğiniz Demokrasi’nin kural ve koşulları ülke de yaşayan tüm yurttaşlar için  geçerli mi?

Uyguladığınız yönetim anlayışı ve uygulamalarınızdaki katı tutumdan dolayı, ülkedeki sessizlikten mutlu musunuz?

Anayasal hak olan toplantı ve yürüyüşlerde yapılan eleştirilere hoş görü ile bakıyor musunuz?

Kadın hakları diyerek toplanan kadınlara, emniyet güçlerinin kaba kuvvet kullanmasından mutlu musunuz?

Dünya geçmişteki dünya değil. Teknolojiler gelişti ve mesafeler kısaldı. Her ülkede yaşananlar kolaylıkla tüm dünya da izleniyor. Binlerce kilometre uzaktan tüm teknolojileri kullanarak bizi bizden daha iyi gözlüyorlar.

Şu bir gerçek ki, sayın Erdoğan’ın ısrarla uygulamaya koyduğu, dünyada örneği olmayan ekonomik sistemle ülkenin içine düştüğü ekonomik durum ortada. Bunun böyle olacağı, yıllardır ekonomistlerce devamlı olarak ifade edilmesine karşın, sayın Erdoğan ısrarını sürdürdü. Aslında sayın Erdoğan, İslami bir anlayışı önceliyor ve “NASS”diyordu. Sonuç deniz bitti. ”Verin bu kardeşinize yetkiyi” dedi bu kardeşe yetki verildi. Sonuç İçler acısı. Şimdi içine düşülen bu durumdan çıkabilmek için yeni bakan ve TCMB başkan değişikline gidildi. Yeni kadro, NASS’ı kenara koydu ve faizleri yükseltti. Şimdi size oy veren yüzde 52’lik kesim, biz şimdi İslam’dan mı çıktık derse verilecek cevap ????

21.Yüzyılda artık her şey bilimle yönetiliyor. Yapay zeka modern Dünya’nın gündeminde.

Soru şu, Türkiye Cumhuriyeti bilimi önceleyip batı liginde oynamak mı istiyor? Yoksa dini inaçları önceleyip, bilimselliği bir kenara koyup Ortadoğulu mu olmak?

Uygar toplum olmanın temel ilkesi bilimsellik, sadece ekonomi de değil, eğitim, hukuk ve adalette de sağlanmalıdır. Tüm bu ilkelerin yaşam bulabilmesinin temelinde LAİKLİK olmalıdır. Laiklik olmadan uygarlık yolunda asla başarılı olamazsınız.

Sayın Erdoğan, son seçiminiz olan bu dönemde, geçen 21 yıllık süre için bir öz eleştiri yapmalısınız. Bu özeleştiri sonunda, ‘Ey halkım, şu konuları başardım, şu konularda  eksiklikler ve yanlışlar yaptık. Artık bir partinin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olacağım. Bu ülkede hiçbir konuda haksızlığa, adaletsizliğe izin vermeyecek tüm halkımı kucaklayacağım’ deyin.

Unutmayalım ki, fani olmayan sadece yaradandır. Hepimiz faniyiz…

SON SÖZ. İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten daha kolaydır. MARK TWAİN