YSK Başkanı, tüm başvuruları değerlendirerek, aday olmaya hak kazanan dört adayı açıkladı. Dört adayla 14 Mayıs’ta sandık başına gideceğiz.

YSK, muhalefet partilerinin Sayın Erdoğan’ın Anayasa gereği üçüncü kez aday olamayacağı ile ilgili başvurularını oy çokluğu ile reddetti ve adaylığını onayladı.

Ülkenin saygın Anayasa hukukçularının, Sayın Erdoğan’ın üçüncü kez aday olamayacağını söylemelerine karşın, YSK bunlara itibar etmeyerek Sayın Erdoğan’ın adaylığına onay verdi. YSK’nın geçmişte verdiği iki karar göz önüne alındığında, YSK’nın sayın Erdoğan’ın adaylığı konusunda verdiği karar kamuoyunu şaşırtmadı.

Son günlerin diğer önemli gündemi de, sayın Kılıçdaroğlu’nun Memleket Partisi’ni ziyaret etmesi oldu. Gündem önemli idi, çünkü sayın İnce adaylığa devam edecek mi, yoksa Millet ittifakı adına adaylıktan  çekilip, sayın Kılıçdaroğlu’na destek verecek mi?. Ziyaret bitti ve sayın İnce adaylığa devam edeceğini söyledi.

Bu ziyaret için doğrusu Sayın İnce’nin, Sayın Kılıçdaroğlu adına değil, Demokrasi, özgürlük, eşit yurttaşlık ve aydınlık bir gelecek  adına adaylıktan çekileceğini düşünenlerden biriydim.

Sayın İnce CHP’nin öz evladı  olarak gençlik yıllarından başlayarak partiye çok hizmetler yapmış, uzun yıllar CHP milletvekili ve gurup başkan vekili olarak hizmete devam etmiştir. Geçmişte CHP, Sayın İnce’yi Cumhurbaşkanı adayı olarak göstermişti.

Sayın İnce basına konuşmasında, Sayın Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinde ittifakla ilgili bir davetin söz konusu olmadığını söyleyerek, ziyaretin, sanki  bir tür adet yerini bulsun ziyareti olduğunu ima etti. Sayın Kılıçdaroğlu’nun çıkış konuşmasında ifade ettiği sofra davetini, keşke içerdeki konuşmalarında dile getirseydi diyerek de bir tür sitemlerini ifade ediyordu.

Soru şu? Sayın Kılıçdaroğlu bu ziyarette birliktde yürüyelim gibi bir öneri getirmedi ise bu ziyareti neden yaptı?.

Sayın İnce, gün Kemal, Muharrem, Ali Veli  günü olmadığı gibi, geçmişin dargınlıklarının gündeme gelme zamanı asla olmamalı. Bu Türkiye’nin yeniden Demokrasi mücadelesidir. İktidara karşı yaptığınız tüm eleştiri ve söylemlerinizin, Millet ittifakı söylemlerinden hiçbir farkı yok. Peki sorun?

Sayın İnce, sizden yaş olarak büyük bir parti abiniz ziyarete geliyor. Siz ondan CHP’de kıdemli olsanız da, Sayın Kılıçdaroğlu 100 yıllık CHP’nin Genel Başkanı. Ayrılıştaki vücut diliniz  ve söyledikleriniz, bırakın siyaseti, tanıdığımız Anadolu evladı Sayın İnce’ye yakışmadı.

Sayın İnce, konuşmalarınız ve vücut diliniz gösteriyor ki, Egonuz çok yüksek. Bir siyasetçi için bu çok değerli olsa da, yerinizde olsam, sosyal medyadaki o yapay desteklere inanmam. Bakın yandaş medya sizi nasıl göklere çıkarıyor. Deneyimli politikacı olarak çok iyi bilmelisiniz ki, siyaset sosyal medyada kazanılmıyor. Acı olan da, seçime girerek farkında olmadan, Hüdapar ve YRP’nin de içinde olduğu ittifakın değirmenine su taşıyorsunuz.

Sizin, CHP saflarından ayrılma nedenlerini bizler de biliyoruz. Haklı olduğunuz konular da var ama bugün bana şunlar yapıldı, şu insan bunu yaptı gibi nedenler ileri sürerek hak arama günü değil.

Keşke, ziyaret sonu kapıdaki uğurlamada, Sayın Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinden memnuniyetini ifade ederken, yüce milletim Sayın Kılıçdaroğlu bu ziyaretinde ittifak gibi bir öneri de  bulunmadığını sizlere ifade etmeliyim. Ancak ben her şeye rağmen, ülkemin yeniden Demokratik bir sisteme ulaşması için adaylıktan çekiliyor ve ittifaka desteğimi açıklıyorum dese idin, çok büyür ve siyasette daha güçlü adımlarla yürürdün.

Hep söylenir, “hırs mantığı aştığında” kaybetmek kaçınılmazdır diye…

Türkiye, Kurtuluş Savaşı’na Kemal’le başladı, ikinci yüzyıla Kemal’le devam edecek.

SON SÖZ; Büyüklük var ya büyüklük, bölebilecek güce sahip olmana rağmen birleştirebilmektir.
ANONİM