Çiftçiyi savunan tarıma daha fazla kaynak aktarılması gerektiğini verilerle anlatan onlarca yazı yazmışımdır ama müstahak galiba...

Konya’da çitçiler, Toprak Mahsulleri Ofisi’nden (TMO) randevu alamadıkları için mahsullerini veremediklerini, tüccarların da yarı fiyatına satmak zorunda kaldıklarını söyleyip isyan ediyorlar. Buraya kadar haklılar...

★★★

“Şu an yüzümüze bakan kimse yok. Burada gördüklerinizin çoğu AKP’ye oy vermiş insanlar...” deyince çakallık seviyesinde ayrıcalık ve torpil bekledikleri açıkça ortaya çıkıyor.

Yani “Biz AKP’ye oy verdik, vermeyenin mahsulünü almazsan sorun yok ama bize böyle yapman yakışmıyor sana” anlamında...

Ne yapacaksın ülkede insan kalitesi bu olunca?

★★★

Anlaşılacağı üzere AKP’ye oy vermelerinin nedeni ülke çıkarından çok kendilerine donuk bir hesap ve avanta meselesi...

Nitekim TMO’dan randevu alınamaması Konya’dan da ziyade ülkenin her yerinde söz konusu... Konya’da olunca farklı oluyor da diğer illerdeki çiftçilerin canı yok mu?

★★★

“Ofis çiftçinin kara gün dostudur” düsturu geçmişte kaldı. İşin aslı Cumhurbaşkanlığı tarafından açıklanan fiyattan vermemek için çiftçiye randevu vermiyor TMO... Öyle bir ödenekleri kalmadı kasada... Neyi verecek parası yoksa?

Torpil bulursa ne ala... Ankara’nın yüksek tepelerinde tanıdığı olanlar ertesi güne randevu almayı başarıyorlar oysa... Hiç kıskanma... Aynı olanak “Ama biz AKP’ye oy verdik” diyenin elinde olsa bakar mı arkasına?

Yeni bir hikaye de değil.. Her sene dönen terane... Önce Toprak Mahsulleri Ofisi bir tavan fiyat açıklar... Sırf kayıtlara geçsin diye tanıdıktan, adamını bulandan, özellikle de devletin kendi tohum üretim çiftliklerinden alım yapar. Defteri kapar.

Sonrasında çiftçi randevu ister, alamaz. Hadi bir yolla randevuyu kaptı diyelim... Orada da prosedür bellidir. İstediği fiyattan satamaz.

Uzman alır numuneyi ve inceler... Önüne istersen dünyanın en kaliteli buğdayını koy ortalama kalite üzerinden fiyatlar geçer. İtiraz edersen “fiyat bu işine gelirse” der...

★★★

Tamam devlet, tavan fiyat, destek şu bu... İyi de çiftçileri organize edecek bir akıl yok mu? Yıllardır sürüyor bu... Madem böyle gitmesini istemiyorsun bul yolunu...

Devletten dilene dilene nereye kadar? Birleşip kooperatifleşmeyi öğren... Silo yap bekle... Un fabrikası kur katma değerli satmayı dene... Daha iyi olmayacak seneye...

★★★

Lenin’in dediği gibi... “İşçiler ve köylüler henüz kendi güçlerine yeterince güvenmiyorlar. Yıllanmış gelenekler onları hep yukarıdan buyruk beklemeye alışkın hale getirdi.”

Çiftçi de bir silkinsin, kendine gelsin. Gücünü hissetsin, hissettirsin. Kapıda bekleşerek olmaz bu işler... Ya düzeni değiştirir ya da sefilleşir...

Karar kendisinin...