Her seçimin yapısı; halkın umudunu yitirmesi  ve yeni birini bulup yeniden umutlanması üzerine mayalanır.

Erdoğan!

Geçmişini yedi.

Kılıçdaroğlu!

Umut sözü veriyor.

Ülkenin 20 yıllın sonunda geldiği nokta ise ana hatlarıyla şöyle sıralanabilir:

Yoksulluk zirve yaptı.

Yolsuzluk tavan yaptı.

Adalet tamamen çöktü.

Yozlaşma üste çıktı.

Yalancılık bini geçti.

Ahlak en dibe battı.

Türk Lirası sefil oldu.

Her tür kriz derinleşti.

Siyaset iyice çürüdü.

Devlet memuru polislerin koruyuculuğunda Ankara’ya gelen mafya bağlantılı kişiler, ülkücü lideri öldürdüler. Ölüm emrini verenin kimliği ortaya çıkmadı. Depremin üzerinden 2 ay geçti fakat kaç bin canın enkaz altında kaldığı net olarak açıklanamadı.

★★★

Devlet harcamaları, toplanan vergi gelirlerinin çok üstüne çıktı. İşçi, memur, emeklinin gelirleri geçimlerini karşılayamaz oldu. Cumhurbaşkanı, “ekonomik savaş veriyoruz” diyerek halkı mücadeleye çağırdı fakat kendi maaşı 2022 yılı için belirlenen 100 bin TL’nin üzerinde devam ettirildi. İşçiye, memura, emekliye yüzde 30 zam yaptılar ama fiyatlar yükselmeye devam ettiği için satın alma gücü geri gitti. Yoksulluk çemberi toplumun yüzde 60-70’ni esir etti. Halkın çoğunluğu geliriyle ve banka kredi kartlarını çevirme marifetiyle geçinebilmek için; kemer sıkmaya ve tane ile alıp günü kurtarmaya yöneldi ama onun da sonuna gelindi.

Tek soğan:

7,25 TL.

Tek salatalık:

3,84 TL.

Tek biber:

2,25 TL.

Bir dilim peynir:

4,75 TL.

Tüketici tane ile alıma geçip yoksulluk çemberinde bunalırken üretici çiftçiler, artan girdi fiyatları karşısında şaşkına döndüler. Tarım ve hayvancılık zora girdi. Memurlar meydanlara inip; “soğan-ekmek yiyerek” durumlarını 21 yıldır iktidarda kalanlara anlatma yolunu seçer oldular.

★★★

Sözler verildi.

Sözler tutulmadı.

Türkiye dünyadaki yarışın gerisinde kaldı. Düşük verimli devlet yönetimi, düşük verimli kamu yönetimi, düşük verimli sanayi, düşük verimli tarım, düşük verimli hizmetler, düşük verimli işçilik (istihdam) kalitesiz büyüme, düşük ücret düzeyi, korkunç gelir dağılımı bozukluğu; Türkiye’yi zengini daha zengin yoksulu perişan bir bozuk düzene mahkum etti. Türkiye fakirleşerek büyüyen bir çıkmazın içine saplandı. Yolsuzluk ve çürümeye karşı duracak namuslu- ahlaklı devlet adamlığı öne biçildi, korkutuldu, sindirildi. İşçinin ücret düzeyi Suriyeli ve Afganlı mültecilerin çalışmaya razı oldukları düzeye indirildi. Yaşanan sıkıntının kaynağında adam kayırma dost-akrabayı devlete yerleştirme ile ekonomik büyüme stratejisinde savrukluk, akıl dışılık, sorumsuzluk, verimsizliğe saplanma olduğu ortaya çıktı. Ekonomik büyümenin lokomotifi inşaat sektörü yapılmasına rağmen 20 yılın sonunda kentlerde aylık kiralar ile konut fiyatları toplumun kaldıramayacağı düzeye çıktı. Ev sahipleri kiracıları evden çıkmaları için darp etmeye başladı. Kiracılar da meydanlara inip seslerini duyurmaya uğraştı .

★★★

Hiçbir hedef tutmadı.

“2023 yılına gelindiğinde Türkiye’yi uçuracak ve dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi içine sıçratacak” şu hedefler açıklanmıştı:

Enflasyon hedefi:

Tek haneye inecekti.

Tutmadı.

Yüzde 170’i buldu.

İhracat hedefi:

500 milyar dolar olacaktı.

Tutmadı.

Kişi başı milli gelir:

25 bin dolar olacaktı.

Tutmadı.

9 bin dolarda kaldı.

İktidar partisinin tabelasında “Adalet” yazılmıştı ama 21 yıllık iktidarın savcılar ile yargıçları darbe aleti olarak kullanması halkın vicdanında derin yara açtı. Hayatın her santimetrekaresini olumsuz etkileyen çürüme bu dönemde oldu.

Anketler dumanlıdır.

Gerçek olan: Sandık sonucu.

Seçimin mayası!

Sandıkta mayalanıyor.

Neler gördük.... Neler yaşadık... Neler duyduk... UNUTMA!


Ülke eli böğründe seçime gidiyor!


Gelirler ortada ve giderler de kayıtlı. Bir göz atın: Son 20 yılda iktidar halktan 2.561.000.000.000 (2 trilyon 561 milyar) dolar tutarında vergi topladı. İç borçlanma ve dış borçlanma ile de 149 milyar dolar borç aldı. Devletin fabrikaları, şirketleri, limanları, imtiyazları, arazileri ve iyi para getiren neyi varsa hepsini 63 milyar dolara sattı. Toplam 2.773.000.000.000 (2 trilyon 773 milyar) dolar kaynağı harcadı, bitirdi. Ülkeyi eli böğründe yaşar duruma getirdi. Yine kayıtlı. 1923 yılından 2002 yılına kadar geçen 79 yılda 57 hükümet iktidar oldu. Bu 79 yılda yönetime gelen iktidarlar, ortalama her 100 dolarlık kaynak karşılığında 714 dolar gelir yarattılar. Son 20 yılın iktidarı ise her 100 dolarlık kaynak karşılığında ancak 536 dolar gelir yaratabildi. Ülke eli böğründe seçime gidiyor.