Değerli bir filozof, yazar ve çevirmen olan Cemil Sena’nın; Kavak ağaçlarını seven ve beğenen çok az insan gördüm. Çünkü onlar dosdoğruydular” diyen gözlemi var. Doğruyu yazmak gerekirse çok derin krizin yaşandığı ülkemizde henüz “açılıktan ölen biri yok ama “gizli açıklık çekenlerin” sayısı hızla artıyor.

Hastaneler dolu.

Yoksulluk arttı.

Geçim zor, çetin.

BİSAM’ın araştırmasına göre ülkemizde bir ailenin kira, fatura, eğitim, sağlık, giyim, ulaşım gibi aylık temel harcamalarını kapsayan “yoksulluk sınırı” 40.000 TL’ye (39.886 TL) dayandı.

Aileler tedirgin.

Zengin ile yoksul arasındaki uçurum büyüktü, daha da açıldı. Belediyelerin bedava dağıttığı yemek kuyrukları uzarken ülkemizin en büyük özel sektör holdinglerinden birinin dördüncü kuşak torunu sevgilisi eğlensin diye “Portofino- Floransa Cannes- Yunan Adaları” tatillerine çıkmış ve 30 milyon harcamış.

★★★

Parası var, gezer.

Parası olmayan yani aylık geliri temel ihtiyaçlarına yetmeyen de “bugünkü derin ekonomik krizin” atlatılması için faturayı öder. Tayyip Erdoğan’ın baş sorumlusu olduğu bugünkü derin ekonomik krizden Türkiye’nin çıkabilmesi için İngiltere’den Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve ABD’den de Merkez Bankası Başkanı Dr. Hafize Gaye Erkan geldiler; krizden çıkış programı (kemerleri sıkma) hazırladılar. Kemer sıkma; bundan öncekilerin de aynen yaptığı gibi “halkın az gelirli, dar gelirli, sabit gelirli kesimlerinin gelirlerini azaltarak, onların sırtından dünya para babalarına (halk uyanmasın diye bu para babalarına, piyasalar diyorlar) gelir transfer etmenin en işbirlikçi yoludur.

Halk çalışır.

5 üretir.

1 tüketir.

Kalan 4; gelecek taze dolarların (yeni dış borç paranın) faiz karşılığı olarak Türkiye’nin içinden dışarıya gelir transferi olur, aktarılır. Taze dolarlar gelir, üç- beş yıl sonra enflasyon inişe geçer, ama Türkiye’nin döviz açığı (cari açık) ve borçlanması devam eder.

Geride yoksulluk kalır.

★★★

Geçen gün İstanbul’da Taksim’den Gümüşsuyu’na yürüyordum. Adana Lisesi’nden gençlik arkadaşıma rastladım, çok zayıflamış (yoksulluktan değil sağlıklı ve bilinçli beslendiğinden) buldum ve yarenlik olsun diye Allah sana Mehmet Yaşin iştahı versin” diye takıldım. Bugün gazete köşelerinde, dergilerde, TV ekranlarında yemek yazarlığı ya da damak lezzeti rehberliği yapanların neredeyse tamamı Mehmet Yaşin’in açtığı yemek yazıları ve programlarından”  yetişmedir. Mehmet Yaşin, ıstakoz, havyar, pahalı balıklar, kaz ciğeri gibi zengin sofrası yemeklerin nasıl hazırlanacağını hangi tür şampanya ya da şato şarabı ile içileceğini yazmanın yanında menemen, köfte, piyaz, tavuk kanadı, bulgur pilavı, ebegümeci, ıspanak gibi halk mutfağından öneriler de sunuyor. Artan fiyatların insanları yoksul mutfağı kalıplarına mahkum ettiğini anlatmak için “3 kişilik taş suyuna çorba nasıl yapılır, kaça mâl edilir” diye yazı yazmak zorunda hissetti.

“Deniz kıyısına gidin.

2 çakıl taşı bulun.

Taşları iyice yıkayın.

Derin tencereye koyun.

1 litre şehir suyu ekleyin.

Ateşi yakın.

Yarım saat kaynatın.

İndirin.

Servis tabağına alın.

Ekmek doğrayın.

Afiyet olsun.”

Mehmet Yaşin aslında “taş suyuna çorba” olmadığını, toplumda yükselen yoksulluğu anlatmak için böyle bir mizah yazısına ihtiyaç duyduğunu anlattı.

★★★

Taş suyuna çorba.

Mizahın taşı oldu.

Tayyip Erdoğan, Mehmet Şimşek, Gaye Erkan’ın “Türkiye’yi yabancı para babalarına soydurma programının cam vitrinine çarptı” tuz buz etti.

Neler gördük... Neler yaşadık... Neler duyduk... UNUTMA!

Gaziantep’te Tek Adam sistemi yüzünden erkek fil dişisini bulamadı!


Gaziantep Belediyesi’nin hayvanat bahçesinde bir erkek fil varmış. Gaziantep Belediyesi, bu erkek file eş olsun diye bir dişi fil bulamamış. Gaziantep, çok gelişmiş, dünyadaki her türlü mala ulaşabilme becerisi yüksek kentimiz. Çok sayıda fabrikası yurt dışına ihracat (yıllık 10 milyar doları geçti) yapıyor. Bu ihraç mallarını üretmek için çok miktarda ithalatı da (yıllık 20 milyar dolara dayandı) yapıyor. Gaziantepspor’un maça çıkan 11 oyuncusundan 8’i yabancı, yabancı futbolcuların çoğunluğu Afrika ülkelerinden onları bulabiliyor. Fakat bu kadar imkana rağmen erkek file eş olacak bir dişi fil bulamadı. Gaziantep Belediye Başkanı, “Gece Saat 00.02’de Sudan’da gezide bulunan cumhurbaşkanına bir dişi fil bulmasını” rica etti. Cumhurbaşkanı da “elimde aslan var, gecenin bu saatinde sana fil nereden bulayım” diye cevap verdi. Erkek file bulsa bulsa ancak cumhurbaşkanı bir dişi fil bulabilir noktasına geldik. Tek Adam düzeni yüzünden Gaziantep’te erkek file bir dişi eş bulunamadı.