Koray Aydın, seçim sürecini ve sonrasındaki gelişmeleri Ruhat Mengi’ye anlattı.

İYİ Parti'nin bütün büyükşehir, il ve ilçelerde kendi adaylarıyla seçime girecek şekilde çalışmaya başladığını kaydeden Koray Aydın, "Ülkenin her yanında seçimlere girecek kudret ve kabiliyeti olan bir partiyiz. İş birliği gündem olursa oturulur, konuşulur, elbette bunları dikkate alırız" dedi.


Seçimlerden sonra iktidar medyasında da, dışındakilerde de tüm eleştiriler özellikle CHP ve İYİ Parti ve liderleri üzerinde yoğunlaştı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmaları, Meral Akşener’in Kurultay konuşmasındaki vurguları, yine Meral Akşener’in Masa’dan kalkmasının etkileri, iktidar medyasında yapılan muhalefet seçmeni ile ilgili yorumlar, İYİ Parti’den istifa eden Aytun Çıray ve diğer isimlerin yaptığı açıklamalar devamlı konuşulan konulardan bazıları. Bu arada “Acaba İYİ Parti yerel seçimlerde nasıl bir yol izleyecek” sorusunun cevabı da en çok merak edilenler arasında. Bugün, bu konuları, 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde neler olduğunun analizini ve İYİ Parti’nin bundan sonra yerel seçimlere kadar olan önemli süreçte de neler yapacağını çok deneyimli bir siyasetçiyle; İYİ Parti Grup Başkanı Sayın Koray Aydın’la konuştum.

GEÇEN DÖNEMDE CHP İLE HER KONUDA BİRLİKTE HAREKET ETMEDİK, İKİ AYRI PARTİYİZ!

■ Sayın Aydın, en çok merak edilen konulardan biri; Millet İttifakı bitti mi, İYİ Parti kapıları kapattı mı, yerel seçimlerde CHP ile ittifak ya da iş birliği olacak mı? Kamuoyu araştırmacıları “Bazı iller riskli, ittifak olmazsa kaybedilebilir” diyorlar, “İYİ Parti AK Parti’yle anlaşabilir” söylentileri duyuluyor, bunların cevabı nedir?

Millet İttifakı biliyorsunuz hukuken ve teknik olarak bitmiştir, ittifaklar genel seçimler için kurulur, biz 2018’de, 2023 seçimlerinde farklı bileşenleri olan Millet İttifakı’nı Cumhuriyet Halk Partisi ile birlikte kurduk. Önümüzdeki yerel seçimlerde zaten yasa gereği bir ittifak kurulamıyor, ancak partiler arası işbirlikleri olabiliyor. Biz İYİ Parti olarak geçen dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde CHP ile her konuda, mesela bazı tezkereler dahil aynı yönde hareket etmedik, çünkü iki ayrı partiyiz. Bu dönemde de öyle olacaktır. Yerel seçimler şu an bir gündem olarak yok ve ayrıca 6’lı Masa’nın iki siyasi partisi; Saadet ve Gelecek Partisi ayrı bir protokol imzalayarak TBMM’de Saadet Partisi çatısı altında grup kurma kararı aldılar. Yaptıkları açıklamada da “Saadet-Gelecek İttifakı” şeklinde tanımlamada bulundular. Bu gelişme de artık 6 siyasi partiden oluşan Millet İttifakı aktörlerinin seçim sonrasında yeni yol haritaları çizdiklerinin bir göstergesidir.

SEÇİM İŞ BİRLİĞİ GÜNDEM OLURSA OTURULUR, KONUŞULUR, BUNLARI DİKKATE ALIRIZ!

Şimdi, “İYİ Parti kapılarını kapattı mı, yerel seçimlerde iş birliği olacak mı” sorusuna gelince, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener kurultayımızda bazı değerlendirmeler yaptı, bu değerlendirmelere İYİ Parti’nin kapı kapattığı, duvar ördüğü gibi yorumlar yapıldı, İYİ Parti kendi hikayesi, kimliği olan bir partidir, şu iyi bilinmelidir ki; İYİ Parti genel seçimde Meclis’te güçlü bir grup kurmuş, siyasette kök salmış, ülkenin her yanında teşkilatlanmış, milletimizle son derece güçlü bağları olan bir partidir. Bugün için biz bütün büyükşehir, il ve ilçelerde kendi adaylarımızla seçime girecek şekilde çalışmaya başlıyoruz, bununla ilgili program Parti Genel Merkezi’nde yapıldı. Ülkenin her yanında seçimlere girecek kudret ve kabiliyeti olan bir partiyiz. İşbirliği gündem olursa o da oturulur, konuşulur, elbette bunları da dikkate alırız.

Bunu 2018’de gördük, hatırlayalım; İYİ Parti 2018 seçimlerinde 43 milletvekili ile parlamentoya girdiği gün AK Parti parlamentoda çoğunluğunu kaybetti ve ortağı MHP’nin desteğiyle ayakta duracak hale geldi. Bu seçimde de durum aşağı yukarı aynıdır, bugün de İYİ Parti’nin 44 milletvekili var, AK Parti 263 milletvekiliyle 300’ün çok altına düşmüştür. AK Parti bugün yine MHP’nin 50 milletvekilinin desteğiyle parlamentoda çoğunluğu ancak sağlayabiliyor. İYİ Parti’nin varlığı sayesinde 2019’da yıllar sonra Ankara ve İstanbul başta olmak üzere çok sayıda büyükşehir il belediyesinin iktidardan alınması sağlandı. Her ne kadar Genel Başkanımızın da sitem ettiği bazı kesimler bunu kabul etmese de bu çok açık bir gerçektir. Biz İYİ Parti olarak siyasette kapı kapatan değil, yol bulan, yol açan bir partiyiz.

İYİ PARTİ’YE “5’Lİ ÇETEYLE İŞBİRLİĞİ VARMIŞ” İFTİRASINI BİLE ATMAKTAN ÇEKİNMEDİLER!

■ Yerel seçimlerde CHP ile iş birliği yapıp yapmayacağınız konusunda net bir şey söylemiyorsunuz. Ama Meral Akşener Kurultay’da yaptığı konuşmada “CHP ile yaptığı ortaklıktan pişman olduğunu” dile getirdi, hatta “15 milletvekili almamız büyük hataydı” dedi. Mesela bu söze katılıyor musunuz?

Şimdi şöyle; İYİ Parti 25 Ekim 2017’de büyük bir mücadele sonucu kurulmuş ve iktidara alternatif olmuştu. Bu alternatif de yüzde 65’lik sağ, muhafazakar, milliyetçi bloktan oy alabilme potansiyelimiz sebebiyle de güçlüydü ama iktidar bunu gördüğü için bizi seçime sokmama hamlesi yaptı. Biz o gün son derece sonuç odaklı ve pragmatik bir hamleyle CHP’den 15 milletvekili alarak seçimlere girme yeterliliğini sağladık, AKP, MHP’ye muhtaç hale geldi, buraya kadar bir sorun yok. Genel Başkanımızın dikkat çektiği husus farklı; İYİ Parti ne zaman müstakil bir fikir ortaya koysa, ne zaman yüzde 65’lik büyük seçmen kitlesinden oy almaya yönelik bir hareket yapsa CHP içinden ya da CHP’ye yakın medya ve siyasetçilerden bize hakaretler ve ağır ithamlar yağdı. 15 milletvekili meselesi hep önümüze sürüldü, sürekli bir diyet borcumuz varmış gibi bir söylem ortaya kondu. İYİ Parti hür ve müstakil bir partidir, CHP’nin veya bir başka partinin de politikalarını eleştirebilir. Ne zaman bazı konularda CHP ile görüş ayrılığına düşsek İYİ Parti’ye yersiz ve haksız eleştiri yapmak için fırsat kollayanlar var, bunu yaşayarak gördük. Bu çevreler İYİ Parti’ye dönük “5’li çeteyle iş birliği varmış” iftirasını bile atmaktan çekinmediler, “AK Parti’yle ittifaka göz kırptığımız yalanlarını söylemekten de utanmadılar. Ayrıntısına girmeye gerek görmüyorum her türlü iftiraya muhatap olduk. Genel Başkanımız Sayın Akşener’in tepkisi, o haksız ve yersiz eleştiri ve imalara olmuştur, o tepkisinde de son derece haklıydı. Onları birbirine karıştırmamak lazım, çünkü 15 milletvekiliyle ilgili olarak her yerde teşekkür ettiğimiz, her zaman hatırlattığımız, bu konuda parti Genel Başkanı’na bile teşekkürlerimizi söylediğimiz bir yapının böyle bir söz söylemesi mümkün değildir.

■ Sayın Akşener’in o sözleri CHP’ye söylendi şeklinde değerlendirildi ve “Tam aksine teşekkür edilmeliydi” şeklinde konuşanlar oldu. Zaten CHP de “Biz bunu demokrasi adına, bir partinin Meclis’e girişi engellenmesin diye yaptık, buna karşılık talepte bulunmak için değil” diyor, Canan Kaftancıoğlu benim yaptığım röportajda söyledi. Sizin açıklamanıza göre CHP’ye söylenmiş değil.

Hayır, değil. Bunu da çok net bir şekilde açıklamış oldum, onların söylediklerinde bence hiçbir sorun yok, bizimki de kurumsal bir tepki değil. Partinin dışındaki yapıların bunu 4 yıldan beri kullanarak bizim seçmenimizi bile rahatsız eden davranışlarından dolayı söylendiğini belirtiyoruz, yani işin içinde kraldan çok kralcılık var, anlatmak istediğim o.

YEREL SEÇİMLERDE İTTİFAKLARLA İLGİLİ BELİRSİZLİK CUMHUR İTTİFAKI İÇİN DE GEÇERLİ!

■ Önümüzdeki yerel seçimlerde muhalefetin kayba uğraması tamiri imkansız sonuçlara neden olabilir, muhalefetin gücü çok zayıflayabilir, hiçbir olumsuzluk önlenemeyebilir. Bir zorunluluk durumu varken muhalefet partilerinin şimdiden iş birliği yapacaklarını açıklamamalarının sebebi ne?

İttifaklarla ilgili belirsizlik Cumhur İttifakı için de geçerli, onlarda da ittifak dağıldı, bundan sonra onlar arasında da ancak iş birliği olabilir. Biraz önce söylediğim gibi İYİ Parti olarak geçen dönem de TBMM’de CHP ile her konuda aynı yönde hareket etmedik, her parti kendi düşüncesi yönünde hareket etti, bu seçimde de bu böyle olacaktır. Ayrıca taze bir gelişme olarak; yeni ittifaklar oluştu, bu gelişme artık 6 siyasi partiden oluşan Millet İttifakı aktörlerinin seçim sonrasında yeni yol haritaları çizdiklerinin bir göstergesidir. Gelecek, DEVA, Saadet partileri ne karar verirler onu bilemem.

■ Onlar “İş birliği olabilir” dediler ama gördüğüm kadarıyla siz bu konuda net bir açıklama yapmıyorsunuz Koray Bey, “Elbette, bizim amacımız illeri kaptırmamak” demiyorsunuz.

Söylediklerimin altına iyi bakılması lazım. Yerel seçimde CHP veya Millet İttifakı partileriyle İYİ Parti iş birliği yapar mı, bunu zaman, şartlar ve partilerin kararları belirleyecek, şimdiden “olur” veya “olmaz” gibi bağlayıcı bir hüküm vermek doğru değil ama görüşmelere açık olacağımızı söyledim, söylüyorum. Aslında bu çok erken tartışılan bir konu haline geldi ama partilerin her birinin geçmişe yönelik bu konuda edinilmiş bir tecrübesi de var. Yani, bugün AK Parti ile MHP ittifak yapacaklarını açıkladılar mı daha? Böyle bir söylem var mı, yok. Bizim de söylediğimiz “Biz diyaloğa açığız, konuşabiliriz.”

“SIK SIK ANKET YAPARAK MİLLETİN NABZINI TUTACAĞIZ”

■ Kamuoyu araştırma şirketleri, örneğin MAK “Muhalefet partileri yerel seçim çalışmaları için geç kalıyorlar, AKP çoktan illerde çalışmaya başladı” diyor, siz de “başlayacağız” dediniz, geç kalınmadı mı?

Hayır, diğer partiler için bir şey söylemem doğru olmaz ama İYİ Parti açısından geç kalındığını düşünmüyorum. Biz seçimin hemen akabinde kurultayımızı topladık, eş zamanlı olarak seçimin sonuçlarını değerlendirip kendi iç muhasebemizi şu anda yoğun bir şekilde yapıyoruz. Toplantılarımız var, herkes çalışıp bu konulardaki düşüncelerini getiriyor, kendi aramızda özgür biçimde tartışıyoruz. Bu da yerel seçime hazırlığın bir parçasıdır, bir parti olarak milletimizin talep ve beklentileri doğrultusunda hareket ediyoruz. Son kurultayımızın sloganı “Rotamız net, pusulamız millet” idi, yol haritamızı belirlerken millete gideceğiz, milleti dinleyeceğiz ve millete soracağız. Sık sık anket yaparak milletimizin nabzını tutacağız, milletimizin eğilim, talep ve beklentilerini tespit edeceğiz.

“MİLLETE UMUT, GÜVEN VE MORAL VERECEK POLİTİKALARI HAYATA GEÇİRECEĞİZ”

■ Yerel seçimlerde milletin istediği adaylarla, onların uygun göreceği söylem ve politikalarla, onların ihtiyaçlarına dönük proje ve çalışmalarla seçimlere hazırlanacağız. Yani, bu çalışmanın içerisine milletimizin tutum ve davranışlarını katarak sonuç çıkarmaya çalışacağız. Milletimize umut, güven ve moral verecek politikaları hayata geçireceğiz. Büyük kurultayımızı yaptık, TBMM, Genel İdare Kurulu (GİK), başkanlık divanı, merkez disiplin kurulu kadrolarımızı önemli oranda yeniledik, önümüzdeki günlerde harekete geçiyoruz, ülkemizi baştan başa gezeceğiz. Genel Başkanımız, milletvekillerimiz, GİK üyelerimizden oluşan heyetlerle yeniden yollara düşeceğiz, sahaya inecek ve millete gideceğiz, adres orası çünkü. İYİ Parti olarak önümüzdeki yerel seçimlere dönük hazırlıklara ve çalışmalara şimdiden başladık, her şey programlı hale getirildi, kendi iç muhasebemizi de çok açık bir şekilde yapıyoruz, zaten bunu yapamazsan geleceği de planlayamazsın.

SANDIĞA GİTMEYEN SEÇMENİ AYAĞINA GİDEREK İKNA EDECEK, BU SORUNU ÇÖZECEĞİZ!

■ Aksoy Araştırma’nın sahibi Ertan Aksoy “Sandığa gitmeyen seçmen yerel seçim öncesi nasıl ikna edilecek” diyor. Bildiğimiz kadarıyla İYİ Parti’den de 28 Mayıs’ta sandığa gitmeyenler çok oldu, onları nasıl ikna edeceksiniz?

Söylediğim gibi ayağına giderek. Yani, oturduğun yerden değil, saha çalışmasıyla. Bu sorunu biz çözeceğiz. Ben şunu iddia ediyorum; biz saha çalışmasını şu anda Türkiye’de en iyi yapan partiyiz. Bu konuda teşkilatlarımız adeta üniversite diploması alacak kadar yeterli hale geldi, biz kapı çalabiliyoruz, evin içine girebiliyoruz, bunun dilini üslubunu öğrenen büyük bir tabanımız oldu, bu hareketli tabanın ayağına giderek, hatalarımızı onlarla da konuşarak, eksikliklerimizi birbirimize söyleyerek, birbirimizi dinleyerek, anlayarak, verilmiş bunca emeğin karşılığında bu ülkenin geleceğini koruma irademizi canlı tutarak büyük bir mücadeleye hazırlık yapıyoruz.



ANAYASA’NIN İLK 4 MADDESİNİN VİRGÜLÜNE BİLE DOKUNACAK BİR TEKLİFİ BAŞTAN REDDEDERİZ!

■ İYİ Parti, AKP ve MHP’nin yapacağını söylediği Anayasa değişikliğine destek verecek mi? DEVA, Gelecek ve Saadet verecek gibi görünüyor. Erdoğan “Türkiye yeni yüzyılının en önemli olayı” diyor, buna destek verecek misiniz?

AK Parti’nin kamuoyuna sunulmuş veya bizimle paylaşılmış bir Anayasa değişikliği teklifi yok, sadece bu hususu sürekli gündeme getiriyorlar. Türkiye, Osmanlı’dan bu yana hep anayasayı tartışmıştır, bu tartışmalar yine sürecektir. Bizim İYİ Parti olarak “İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” başlığıyla Anayasa değişikliklerini içeren bir teklifimiz zaten var.

Bunun yanında Altılı Masa olarak ortak bir mutabakatla sunduğumuz “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” teklifimiz de anayasa değişikliklerini içeriyor. Yani bu konuda biz netiz, net olmayan AK Parti’dir. Tekliflerini getirirler bakarız görüşürüz ancak şunu net şekilde ifade edeyim Anayasa’nın başlangıç kısmı ile ilk dört maddesini tartışmaya açacak, bir virgülüne dahi dokunacak bir teklifi en baştan reddederiz. AK Parti toplumsal barışı düşünüyorsa zaten böyle bir teklifle gelmez. Gelirse de vereceğimiz cevabı söylemiş oldum.

■ “Altılı Masa’nın Ortak Politikalar Uzlaşma Metni’nde laiklik bir kere bile geçmiyordu, Atatürk’ün adı sadece Atatürk Havalimanı’nda geçiyordu” vurgusu defalarca TV programlarında tekrarlandı. Bu konudaki görüşünüz nedir?

Millet İttifakı’nın Atatürk veya laiklikle ilgili yaklaşımlarında eksiklik aramak öküz altında buzağı aramak gibidir. Atatürk ve laiklik konusunda en küçük bir endişe veya olumsuz bir yaklaşım olsa biz İYİ Parti olarak bu ittifakta yer almazdık, CHP ve diğer partiler de yer almazdı. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerimizde din ve vicdan özgürlüğü başlığı altında laiklik vurgumuzu güçlü şekilde yapmıştık. Anayasanın giriş ve ilk dört maddesinin değişmezliğini vurgulayarak da Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılığımızı net şekilde ifade ettik. Biz zaten Atatürk’ü, onun inkılâplarını kendine yol haritası yapmış milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı bir partiyiz. Burada asıl husus şu, biz Türkiye’de ortak değerlerimizin, tartışmaya kapalı konuların siyasetin malzemesi olmasına karşıyız. Türkiye laiklik ve dindarlık gibi birbirinin ikamesi olmayan konulardan çok kan kaybetmiştir. Bunun için bu konuların malzeme yapılmasını doğru bulmuyoruz. Atatürk ve laiklik konularında açıklama yapması gerekenler bununla sorunu olanlardır. Bu sebeple böyle söylemlerin zerre kadar değeri yoktur.

TÜRKİYE’Yİ SEVEN HİÇBİR VATANDAŞIMIZ GELECEK ADINA “YORULDUM” DEMEYECEKTİR!

■ İktidar medyası sürekli olarak yıkıcı bir propaganda yapıyor; “Muhalefet seçmeninin morali çok bozuk, motivasyonu bozuldu, sandığa gitmeyecekler” diyor. Bunun üzerine Kemal Kılıçdaroğlu da “Muhalif seçmen kronik yorgun” dedi. Siz buna katılıyor musunuz? Sizce muhalif seçmen yorgun mu yoksa kızgın mı?

Ben temelde ‘muhalif seçmen’ gibi bir kategoriye karşıyım, toplumu kutuplaştıran bir söylem olduğunu düşünüyorum. Seçmen tektir. ‘Muhalif seçmen’ ve ‘iktidar yanlısı seçmen’ diye bölmek doğru değil ama şunu ifade edeyim; 22 yıllık AK Parti iktidarına karşı gerek oy vererek gerekse de siyasetin bizzat içinde yer alarak bir siyasi mücadele veren vatandaşlarımız var. Bu vatandaşlarımız 2019’da iktidarı yere sermeyi başarmıştı, yine o gücü o enerjiyi bularak bu başarıyı tekrarlayacaklarına inanıyorum. Diğer yandan ise kızgın ve kırgın seçmenimiz elbette vardır, kazanılması çok muhtemel bir seçimi kaybettik. Burada adayımızın, siyasi partilerin ve bizlerin hataları vardır. Bunların muhasebesini yapacağız, seçmen bizim başımızın tacıdır. Bize kızmışlarsa, biz derlenip toplanarak, vereceğimiz güçlü mücadeleyle onların gönlünü alacağız. Türkiye’yi seven hiçbir vatandaşımız çocuklarımıza iyi bir gelecek sunmak için yoruldum demeyecektir, biz de seçmenimize layık siyaseti yapmaktan vazgeçmeyeceğiz.

■ “Bugüne kadar muhalefete muhalefet etmemek için eleştiri yapılmadı ama artık yapılacak”, “Partilerin de özeleştiri yapması gerekli, seçimin kaybedilmesinin sorumlusu kim? Bu konuşulmalı” diyorlar. Ne diyorsunuz?

Rahmetli Süleyman Demirel’in bir sözü var; “Galibiyetin sahibi çoktur, mağlubiyetin sahibi yoktur, yenilgi yetimdir.” Çok güzel bir söz. Ortada bir yenilgi vardır ve maalesef bugün yetimdir. Değerlendirmeye siyasi rakiplerimizden ya da onların yaptıklarından değil, kendi yaptıklarımızdan başlamalıyız. Dündar Taşer hocamızın dediği gibi; “Durum muhakemesine hasımdan başlanmaz.”

Millet İttifakı olarak TBMM’de çoğunluğu sağlayamadığımız bir tablo var. Önümüzde bir de yerel seçim var, bu tablo hem kamuoyunda hem de partilerin kendi içlerinde tartışılmalıdır. Bizim yaptığımız gibi her parti kendi özeleştirisini yapmalıdır. Her şeyden önce Altılı Masa’dan onay alarak aday olan Sayın Kılıçdaroğlu bu muhasebeyi yapmalıdır. Teknik olarak seçim ittifakımız sona ermiştir. Bu saatten sonra Kemal Bey’in liderliği CHP’nin iç işleridir, biz o konuda yorum yapamayız bizi de ilgilendirmez. Ancak 28 Mayıs 2023 öncesini eleştirmek bizlerin de hakkıdır. Abandone olmuş bir AK Parti vardı ama biz o bitirici darbeyi vuramadık. Her seçimde görünen bir tablo var; Tayyip Erdoğan %52 oyla kazanıyor ama muhalefet de %48 oyla da kaybediyor. Bütün seçimlerde olan bu.

HDP İLK TURDA ADAY ÇIKARTSAYDI MİLLİYETÇİ SEÇMEN KEMAL BEY’E ÇOK DAHA RAHAT OY VERECEKTİ!

■ AKP 14-28 Mayıs seçimlerinde Millet İttifakı’nı HDP, PKK ve FETÖ üzerinden düşmanlaştırdı ve bütün medyası da buna çalıştı. Sonra alakasız şekilde LGBT konusunu çıkardılar. Şimdi bunları yerel seçimde de yapacaklar. Genel seçim öncesinde bunların yalan olduğu anlatılamadı, şimdi halka nasıl anlatacaksınız?

AK Parti’nin HDP, PKK ve FETÖ üzerinden muhalefeti düşmanlaştırması yeni bir şey değil. Bunu her seçim öncesi yapıyor ve maalesef sonuç alıyor. Muhalefetin elbette ki kamuoyunu ikna edecek şekilde bunu açıklaması gerekir. HDP’nin ilk turda aday çıkarmaması, “CHP’yi destekliyoruz” demesi ve Kandil’den gelen açıklamalar açıkça AK Parti’ye hizmet eden şeyler oldu. Ak Parti’yle Kandil anlaşsa ancak böyle bir algı çıkardı. Yani, Kandil’in açıklamaları bir yerde Cumhur İttifakı adayına destek oldu. Toplum bunları gördükçe Kemal Bey’e oy vermekte zorlandı. Biz İYİ Parti olarak yüzde 65’lik bloktan yüzde 10’a yakın bir kesim getirmiştik, bize kaymış olan sağ ve milliyetçi oylar eski adreslerine geri gittiler. HDP’nin ilk turda aday çıkardığı bir denklemde, sağ, muhafazakâr ve milliyetçi seçmenin Kemal Bey’e çok daha rahat oy verebileceğini düşünenlerdenim. Kemal Bey, CHP’yi farklı kesimlere açabilmiş, zıt görüşteki partilerle iş birliğine götürebilmiş bir lider olarak başarılıdır. Ancak seçimlerde süreçten çok skor önemlidir. Bugün vatandaş Beştepe’de ya da Çankaya’da kimin oturduğuna bakar. Günün sonunda Kandil ve HDP’nin açıklamaları iktidarın ekmeğine yağ sürdü ve değirmenine su taşıdı. Kandil bu seçimlerde iktidara hizmet etti.

Oysa HDP’nin ilk turda aday çıkardığı bir seçimde sağ, milliyetçi seçmenin Kemal Beye oy vermesi daha kolay olurdu. İkinci turda ise zaten her seçmen bir tercihte bulunacaktı. Nasıl ki 2019’da AK Parti İstanbul Belediye Başkan adayı Sayın Binali Yıldırım adayı olmayan HDP’nin seçmeninden oy istediyse, o zaman bugün de bütün partiler aynı şekilde oy isteyecek. Biz İYİ Parti olarak “HDP’nin 6’lı Masa’nın bir parçası olmadığını ve asla da olamayacağını ısrarla belirtmiştik, hala aynı görüşteyiz. “Biz masadaysak HDP oturamaz” dedik, tavrımızı net ortaya koyduk ama ondan sonra onların da muhalefeti destekleyeceğini söyleyen işaret fişekleri AK Parti’nin lehine olarak havada patladı. Aday çıkarmayıp Sayın Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini açıklamış olmaları Millet İttifakı’nın adayına gelecek muhtemel oyların önüne geçmiş oldu, bu gerçeği görmemiz lazım.

■ Cumhur İttifakı seçimde Millet İttifakı ile HDP’yi bir aradaymış gibi göstermeyi başardı. Şimdi de Bahçeli “Anayasa Mahkemesi Kandil’in peşinde” gibi açıklamalar yapıyor, Anayasa Mahkemesi’nin kapatılmasını da gündeme getirirlerse ne olacak?

O konuda bizim bir şey söylememiz mümkün değil ama görüldü ve anlaşıldı ki HDP’nin kapatılma davası seçimler için elde tutulan bir güç beklentisi. Ellerinde tutuyorlar onu.

■ Yani HDP’ye kapatma kararı çıkmadığı takdirde “AYM Kandil’in peşinde” mi diyecekler? Çünkü HDP kapatılırsa başka isimle açılacak, o belli.

Zaten HDP’nin kapatılmaması “yapacağız” dedikleri Anayasa değişikliği için lazım, onun için Sayın Bahçeli’nin bu sözünü dikkate almanın da bir anlamı yok. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin kapatılması için de Anayasa değişikliği için lazım, nasıl kapatacak? Bu gürültünün, konuşmaların arkasında bu işi yine mahalli seçim için kullanmak fikri var, özeti bu.

■ İki gün önce “Milletvekilliği aday listeleri toplum için hayal kırıklığıydı” dendi. Ülkeye yararlı isimler yoktu ama hiçbir faaliyet göstermeyen birçok isim defalarca milletvekili adayı oldu deniyor. Ne düşünüyorsunuz aday listeleri için?

Ben çocukluğumdan beri siyasetin içindeyim, yılların siyasetçisiyim dolayısıyla bu tartışmalara hemen her seçim şahit oldum. Listelere giremeyen adaylar için benzer tartışmalar her seçimde olur. Bunlar doğrudur yanlıştır diye bir hüküm vermiyorum, elbette bazı hatalar veya eksiklikler olabilir. Her parti kendi listelerinden sorumludur. Biz İYİ Parti olarak yetkili kurullarımızda bir sistem belirledik, birçok büyük şehirde tüm üyelerin katılımıyla temayül yoklaması yaptık. Genel başkanımız da bu illerde kontenjan kullanacağını önceden ilan etti. Temayül sonuçlarına da büyük oranda uyuldu. Ben de o dönem İYİ Parti Genel Başkan Vekili olarak Ankara Birinci Bölge’den temayüle girdim ve birinci çıktım. Genel başkanımız ikinci ve dördüncü sıralara kendi kontenjanını kullandı. Daha önce de ifade ettiğim gibi bu tartışmalar her zaman olur. Parti olarak aldığınız sonuç beklediğiniz gibi çıkmazsa bu tartışmalar alevlenir ancak seçimlerden beklentilerin üzerinde bir başarı elde ederseniz bu tartışmalar ikinci plana itilir. Önemli olan varsa eksikleri, noksanları tespit edip gelecek seçimlerde ona göre politika belirlenmesidir.

AYTUN ÇIRAY’A TAVSİYEM; BU YANLIŞ DİL VE ÜSLUPTAN VAZGEÇMESİDİR!

■ Aytun Çıray İYİ Parti’nin önde gelen isimlerindendi. “FETÖ aday olmamı istemedi” dedi ve bunu da FETÖ’yü yıllarca devlet adına takip etmiş olan bir ilahiyatçının “Siz listelerde olmayacaksınız FETÖ öyle istiyor” demiş olmasıyla açıklıyor. Bunun üzerine TV programları “İYİ Parti’de listeleri FETÖ mü hazırlıyor?” başlıkları atmaya başladı. Buna ne diyorsunuz?

Aytun Çıray


Çok üzüntü verici bir durum. Aytun Bey’in demeçlerini takip ediyorum. Burada kendisinin her bir eleştirisine de cevap vermeyi uygun görmüyorum. Her insan eleştiri yapabilir ancak son açıklamalarında kantarın topuzunu kaçırdığını düşünüyorum. Özellikle İYİ Parti’yle FETÖ’yü irtibatlandırmaya çalışmak kendisine yakışmamıştır. İYİ Parti kurulurken havuz medyasının ve Ak Partililerin kullandığı dili 2023’te Aytun Bey’in kullanması çok yanlış olmuştur. Ben İYİ Parti’nin Kurucu Teşkilat Başkan’ıydım, yüzlerce il ve ilçe başkanı ataması yaptım, bir tane FETÖ ile irtibatlı kişi görmüş mü acaba? Kendisi de iyi biliyor, biz milletvekili adaylarımızı devletin ilgili kurumları kanalıyla bir güvenlik soruşturmasına tabi tutmuş bir siyasi partiyiz. Bu hususlara ne kadar dikkat ettiğimizi kendisi de çok iyi biliyor. Bugün hala Başkanlık Divan’ımızda, GİK’te FETÖ ile mücadele etmiş çok arkadaşımız var. Kendisi İYİ Parti’den istifa ederek yeni bir yol çizmiştir, eski İYİ Partili sıfatıyla maziyi taşlamasının bir anlamı yok. Ben ve benim gibi birçok arkadaşım biz kırk yıl siyaset yaptığımız MHP’den ayrıldık, MHP’ye dair eleştirilerimizi MHP’nin içindeyken yaptık, ayrıldığımız partiye tek bir kötü söz dahi söylemedik. Türkiye’yi ilgilendiren konularda siyasi eleştiri yapacaksak yapıyoruz. Sayın Çıray’a da siyasi etik gereği tavsiyem budur. Kendisi için en uygun olanı bu yanlış dil ve üsluptan vazgeçmesidir.

■ “Meral Akşener’in masayı dağıtması İYİ Parti’nin de oyunu düşürdü, öncesiyle sonrası arasında yüzde 4 oy kaybı oldu, Millet İttifakı’na da zarar verdi” diyorlar, hala bu tartışma sürüyor. Ne düşünüyorsunuz?

Seçim sonuçlarını sadece masadan kalkma ve oturma meselesine bağlamanın haksızlık olduğunu düşünüyorum. Elbette ki etki etmiş olabilir. Sosyal olayları tek sebepte açıklayamayız. Seçimleri bir bütün olarak ele alıp sebep ve sonuçlarıyla değerlendirmek gerekir. Bana göre en önemli eksiklik zaman yönetimiydi. Her şeyden önce Altılı Masa zamanı doğru kullanamadı. Bir buçuk yıla yakın yapılan görüşmelere biz de sürekli katkı verdik, ortaya çok kıymetli çalışmalar çıktı. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem modelimiz, Ortak Mutabakat Metnimiz son derece kıymetli çalışmalardı. Ancak toplum, basına servis edilen sayfalarca metinlere, uzun uzun açıklamalara değil, bu politikaları kimin ve nasıl seslendireceğine bakmıştır. İşin doğası da böyledir. Biz 30 Ocak 2023’te Ortak Mutabakat Metnimizi Cumhurbaşkanı adayımıza açıklatmış olsaydık, yani adayımızı erken belirleseydik kitleler üzerinde çok daha etkili olurdu. Aday tespitinde ve aday değerlendirmelerinde de maalesef çok geç kalınmıştır. Bu politikalar Kemal Bey’in kampanyasında yeterince yer bulamamış, hatta unutulmuştur.

Düşünün; yüzlerce vaat ortaya koyduk, seçimi kazansak hükümet programımız en ayrıntılı şekilde belli ama seçim sürecinde bu program hiç gündem olmadı. İlk defa Türkiye siyasetinde önceden yol haritasını belirlemiş, yapacağı her şeyi oluşturmuş bir yapının bu vaatler üzerinden topluma yeterince ve gereğince anlatılamaması ciddi bir eksiklik olmuştur.