Emin Arslan İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı, Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Sorumlu olduğu alanlar nedeniyle “Kim kimdir; daha önce bir olaya karıştı mı, kimlerle bağlantılı olduğunu” bilir. Zaten, emniyetçiler bir araya geldiklerinde hep eski defterleri açar, bazen bildikleri, bazen merak ettikleri insanların kritik görevlere gelmelerine, siyasette söz sahibi olmalarını da hayretle karşılarlar.

Emin Arslan, bir dönem birlikte çalıştığı arkadaşlarıyla milletvekili adaylarını konuşurken, “Aaa.. bu da varmış” dediler. 10 yıldır aranan, İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından nihayet yakalanan Urfi Çetinkaya ile ilgili dosyada adı geçen bir milletvekili adayı bile bulunduğunu hatırladılar.

ŞAİBELİ ZENGİNLER

Yalnız uyuşturucu dosyasında adı geçen milletvekili değil, şaibeli zenginler, mafya bağlantılılar, üniter, laik, demokratik ve sosyal hukuk devletini değiştirmeye niyetli, aday listelerinde seçilecek sıralara yerleştirilen 26 kişi görüldü. Bunları isim isim açıklamak da mümkün. Hemen belirtelim bunlar sadece belli bir siyasi partide değil, değişik siyasi partilerde boy gösteriyor. Polemik konusu yapılmaması için bu isimleri vermiyoruz. Ama, siyasi partilerin yöneticileri, aday yaptığı kişileri tanımıyorlar mı? Tanımaz olurlar mı hiç. Ama onları bu halleriyle kabul ediyorlar, aday gösteriyorlar.

Emin Arslan, “Anlaşılan bu seçimde, iktidara talip olanlar PKK, Hizbullah, FETÖ gibi örgütlere muhtaç bırakan yüzde 50 artı 1’e dayalı sistemin devam edip etmeyeceğini oylayacağız. Çünkü bu durum, örgütlerin FETÖ gibi devlet kadrolarına sızmalarına yol açacak ve daha büyük problem olacaklar. Zor dönem” diyor.

“AMAN BANA OY VERMEYİN!”

Tarikatlar kimi destekleyeceğine ilişkin yazılı açıklamalar yapıyor. Bayrağımızla, Cumhuriyetimizle sorunu olan, Hizbullah’ın legal yapısı olarak nitelendirilen siyasi parti unutulup, sadece PKK’nın bağlantılı olduğu siyasi parti ile Millet ittifakı bir arada gösteriliyor.  HÜDA PAR’lı olanların AKP listelerinden aday gösterilmesine sessiz kalanlar, HDP’nin seçime ayrı bir ittifakla girdiği, yani CHP ve Millet İttifakı ile bağlantılı olmadığı gerçeğini göz ardı edip, CHP’yi suçlamaları da bir garip durum.

HDP, Cumhurbaşkanı  adayı çıkarmadı. Kazanamayacağı bir seçime girmeyi gerekli görmedi. Seçmeni, 4 cumhurbaşkanı adayından istediğine oyunu verebilecek. Eğer seçmen, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na oyunu vermek istiyorsa, Kılıçdaroğlu’nun çıkıp  “Aman...aman bana oy vermeyin” demesini mi bekliyorsunuz?

KORKUTMA SİYASETİ

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a bu durumu sorduğumuzda şunları söyledi:

“Bölücü terör örgütünün karargahı Kandil, sürekli olarak 6’lı ittifakın işini zora sokan açıklamalar yapıyor. Bizi kirletmeye çalışıyorlar. Net bir şekilde söylüyoruz: Kandil’i de başlarına yıkacağız. Kandil’e de, PKK’ya da karşıyız. Bizleri onlarla korkutamaz, halkımızı da onlara inandıramazsınız. Bölücülükten bahsediliyorsa HDP seçime ayrı gidiyor. HÜDA PAR’ın programını okuyun, AKP, HÜDA PAR’la birlikte nasıl seçime gidiliyor, bunu  içlerine nasıl sindiriyorlar önce onun cevabını versinler. AKP’nin korkutmaktan başka elinde başka malzeme kalmadı. Allah nasip ederse nasıl Ankara 31 Mart 2019’dan sonra yeni bir zihniyete ulaştıysa, 14 Mayıs seçimlerini Millet İttifakı’nın kazanmasıyla 15 Mayıs’tan itibaren de Türkiye ferahlayacak, rahatlayacak, hepimiz huzur ve bereketi göreceğiz.”

Korkutma, sindirme siyaseti, seçmeni sandığa gitmekten de alıkoyuyor. Artık bırakın bu korku siyasetini...

Sadullah Ergin’e sıra gelinceye kadar


DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sadullah Ergin’in, “Ankara 1. Bölge’den aday gösterilmesi” eleştiriliyor. Bu, CHP’nin değil, DEVA’nın kararıdır. Ankara 1. Bölge denilince yalnız Çankaya değil, Mamak, Elmadağ, Gölbaşı, Haymana, Evren, Polatlı, Şereflikoçhisar ilçeleri de var. Eğer, böyle bir ittifak yapılmamış olsaydı, CHP’nin çıkaracağı milletvekili sayısı da düşecekti. Nitekim, DEVA’ya “Birlikte seçime katılalım” önerisi de CHP tarafından yapıldı. Nedeni de TBMM’de azınlığa düşmemek, 300 ve daha üstünde milletvekili çıkarmak.

Sadullah Ergin’in başka bir seçim bölgesine kaydırılacağına ilişkin haberler çıkıyor. Kılıçdaroğlu’nun bu konuda DEVA lideri Ali Babacan’la görüştüğü belirtiliyor. Şu anda bir adayın yerinin değiştirilebilmesi için önce onun rızasının olması gerekiyor.

KENDİ KARARI MI?

Yer değişikliği haberleriyle ilgili olarak Sadullah Ergin’le konuştuk, “Bizde yerimin değiştirilmesi konusunda bir bilgi de yok, karar da yok” dedi. Ergenekon, Balyoz ve benzeri kumpas davaları döneminde Sadullah Ergin Adalet Bakanı’ydı. Peki o dönem Başbakan kimdi? Başbakanın bilgisi olmadan Adalet Bakanı, bu kadar kritik bir konuda tek başına karar verebilir mi? O operasyonlar, soruşturmalar içinde yer alan Fethullahçı savcıları, hakimleri, emniyet mensuplarını kimler koruyordu? Kumpas olduğu bilinmesine rağmen o soruşturmayı yürüten savcıya kimin zırhlı makam aracı tahsis edilmişti? Bunları da hatırlamamız gerekiyor. Sadullah Beyin, hedef olacağını bile bile AKP’den ayrılmasının da önemli bir gelişme olduğunu hatırlatalım.