Deprem siyasi görüşe, inanca bakmaz. Şu partili, bu partili, şu görüşten, bu görüşten ayrımı yapmaz. Adıyaman AKP Milletvekili Yakup Taş, aynı apartmanda oturduğu 20’ye yakın akrabasıyla birlikte hayatını kaybetti. AKP Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, ablası, ağabeyi, eniştesi, yeğenleriyle birlikte 11 yakınını toprağa verdi. DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sadullah Ergin, iki kardeşi, 20 akrabasını çıkarmak için günlerce enkaz başında bekledi. CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur da 11 akrabasını toprağa verdi.

Deprem anında olduğu gibi dün de Mehmet Güzelmansur, Hatay’daydı. Akrabalarından kurtarılanların bazılarının cenazesine bile gidememiş, bir can daha nasıl kurtarırız diye çaba gösteriyordu. Dün, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu ile birlikte ilçe ilçe dolaşıyor, muhtarları, vatandaşları dinliyorlardı.

GİDİYORLAR

Artık ilçeler önemli ölçüde boşalmış. Vatandaşın istekleri de ilk günden beri belli. Güzelmansur, şunları anlattı:

“Çadırlarımız yetersiz. Burada evlerin çoğu ya enkaza döndüğü ya da kullanılamaz vaziyette olduğu için insanlarımız gecesini gündüzünü sokakta geçirdi, arabalarda yatıp kalktı. Çadır ihtiyacı karşılanamadığı için insanımız çaresizlikten buralardan ayrılıyor.

AFAD, hangi ilde kaç cenaze çıkarıldığını da, enkaz altında yaklaşık da olsa kaç kişi bulunduğunu da açıklamıyor. Cenazeler için kefen bezi ya da ceset torbası bile bulunamıyor. Yetkililere yine sesleniyorum: Lütfen ama lütfen bize çadır. Lütfen ama lütfen bize seyyar tuvalet gönderin. Lütfen ama lütfen bize ceset torbaları gönderin.”

DERS ALINMALI

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sadullah Ergin’in Antakya’da enkaz çevresinde beklediğini Halk TV’de İsmail Saymaz’ın yayını sırasında görmüştüm. Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in başında adeta nöbet tuttuğu iki kardeşinin de enkaz altında kaldığı binaya iş makineleri depremin üzerinden tam 4 gün geçtikten sonra girebildi. Kardeşlerini de toprağa veren Ergin, önceki gün Ankara’ya döndü.  Depremi sordum, şunları söyledi:

“Depremin oluşu kaderdir. Fiziken gerçekleşmesi irade dışındadır. Ama kalanların kendi akıbetini hazırladığı bir süreçtir. Eksikliklerimizi, yanlışlıklarımızı değerlendirmeliyiz. Yapılaşmanın, imar planlarının fay hattı dışında bırakılmasının ne kadar önem taşıdığını bu olayda da gördük. Aynı imar planları üzerine yeni binalar yapılmamalı. Şehir, mutlaka fay hatlarından uzakta kurulmalı. Depremde, iyi bir sınav verilmedi. Yanlışlarımız var.”

BÖYLE OLUR MU?

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, depremin ilk günü Hatay’a arama-kurtarma ekiplerini gönderdi. Kendisi de Antakya’ya gitmek üzere yola çıktı. Fatma Hanım, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Kırıkhan deprem bölgesine ilk ulaşan İzmit Belediyesi oldu. İlk gün 4 can kurtardılar. Gittiklerinde bir tane bile AFAD görevlisi yoktu. Ama bizim kurtarma başarımız iktidara yakın gazetede ‘AFAD kurtardı’ diye yazıldı. Emek hırsızlığı bu olsa gerek.”

Kocaeli CHP Milletvekili Tahsin Tarhan da, ilk günden beri  depremin meydana geldiği köy, ilçe ve illeri de dolaşıyor. İzlenimlerini şöyle anlattı:

CESETLER ARASINDA

“İlk gün Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesine gitmek için yola çıktık. Yol karla kaplıydı, ulaşım oldukça zordu. Depremin yaşandığı Elbistan’a ulaştığımızda ne AFAD ne de kurtarma ekipleri vardı. Vatandaşlar tamamen kendi kaderlerine bırakılmıştı. Kendi imkanlarıyla enkazı kaldırmaya çalışıyorlardı. Enkaz altından sesler hâlâ duyuluyordu.

Yollarda, sokak aralarında cesetler vardı. Enkaza dönüşmüş binaların üzeri karla kaplıydı. Yardım ve kurtarma ekipleri bölgeye iki gün sonra geldiler. Kendi imkanlarıyla bölgeyi terk etmek isteyen vatandaşlar benzin istasyonlarında kuyruk oluşturdu. Akaryakıt bittiği için istasyonlar kapatıldı. Hâlbuki bu istasyonların depremzedelerin tuvalet ihtiyacı için açık kalması gerekiyordu. Fakat benzin istasyonlarına barikat kuruldu, vatandaşlar alınmadı.

TÜNELDE 4 SAAT

İkinci gün diğer bir deprem bölgesi olan Hatay’a geçtik. Hatay’da yaşanan yıkımın farkına çok geç varıldı. Üstelik medyada görünenin on katı büyüklüğünde bir yıkım var. Hatay havalimanı, pistinin bozulması nedeniyle uçuşa kapatıldı. Bu nedenle kente ulaşım karayolu üzerinden yapılmaya çalışıldı. Bölgedeki emniyet güçlerinin de depremzede olması ve aileleriyle ilgilenmeleri nedeniyle kentte müthiş bir trafik sıkışıklığı yaşandı. Yardıma gidenler ve kenti terk etmek isteyenler nedeniyle oluşan trafik sıkışıklığını çözmek için emniyet birimleri sevk edilmedi. Bu nedenle arama kurtarma ekipleri ve ambulanslar kente ulaşmakta zorluk yaşadı.

Depremde otoyolların hemen hemen hepsi büyük zarar gördü. Diğer bir deprem bölgesine gitmek istediğimizde 4 saat boyunca tünelde kaldık ve gazdan zehirlenme tehlikesi yaşadık. Otobanların hepsi kilitlendi. Deprem bölgelerine ulaşımda yaşanan bu kriz plansızlığın bir diğer boyutu olarak göze çarptı.”

Açıkçası, CHP’li belediyeler depremin ilk saatlerinden itibaren halkın yanındaydı. Böyle günlerde birlik olunmayacak da ne zaman olunacak? Ayrıca bu işlerin partisinin olmadığını daha yazının başında belirtmiştim.