(Yaşadığınız mağduriyeti yakintakip@sozcu.com.tr adresine yazın, sesinizi duyuralım)

Sözcü'ye konuşan emekli Hakim ve Avukat Harun Bulut, çocukların velayeti ve yoksulluk nafakasının aile hukukunun sıkıntılı bölümlerinden biri olduğunu vurguladı. Anayasamıza göre de ailenin toplumun temelini oluşturduğuna dikkat çeken Bulut ''Burada kastedilen; mutlu, sağlıklı ve huzurlu eşler ve varsa çocuklardır. Mutsuz bir ailenin evliliğinin devamı yarardan ziyade herkes için zarar doğurur. Böyle bir aileyi oluşturan eşler ve çocukların kendilerine yararları olmadığı gibi topluma da yararları olmaz. İşte bu gibi mutsuz evliliklerde herkes için en iyi çözüm boşanmadır. Ancak ne yazık ki ülkemizde çeşitli nedenlerle bu yapıdaki aileler hayatiyetlerini devam ettirmektedir. Etrafımızda her an karşılaştığımız, gördüğümüz kötülüklerin kaynağı işte bu mutsuz ailelerin çokluğu ve mutsuz insanların evliliklerinin devam ettirmeleridir.” dedi.

FOTO:SÖZCÜ- Emekli Hakim ve Avukat Harun Bulut 'Süresiz nafaka' ile ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu. FOTO:SÖZCÜ- Emekli Hakim ve Avukat Harun Bulut 'Süresiz nafaka' ile ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu.

"YOKSULLUK NAFAKASI MUTSUZ EVLİLİKLERİN SÜRMESİNE YOL AÇIYOR"


Harun Bulut "Peki neden mutsuz evlilikler devam ettiriliyor?" sorusuna ise şöyle yanıt verdi; "Bunun çok değişik sebepleri var elbette. Araştırma konunuz bakımından; eşi, diğer eşe boşanma sonrasında çok istisnai haller dışında yoksulluk nafakası ödemek zorunda kalması ve diğer mali hükümlülükler bu nedenlerden birini oluşturmaktadır. Evliliğinden memnun olmayan -kusurlu ya da kusursuz farketmez- evliliği yürütmek istemeyen eş elbette ki boşanmayı çare olarak düşünecektir. Yanlış bir tercih yapmıştır ve kanun önünde sorumluluğu da kabul etmeye hazırdır. Ancak boşanmadan sonra boşandığı eşine evlenme ya da ölüm dışında kendiliğinden kalkmayan ancak boşanan eşlerin mali durumlarına göre sonraki yıllarda mahkeme kararıyla arttırılıp eksiltilen yoksulluk nafakasını ödemek zorunda kalacaktır. İşte bu durum daha büyük bir travmaya neden olmaktadır."

"YOKSULLUK NAFAKTASI TRAMVADIR"


"Her gün kavga ettiği çocukları bakımından kötü örnek oluşturan bir yaşama katlanmak elbette ki travmadır. Boşanma süreci ayrı bir travma. Boşanarak kurtuldum derken biraz abartılı olacak ama ölene kadar yoksulluk nafakası ödemek zorunda kalması ayrı bir travmadır. Çoğu boşanan insan yeniden bir yoksulluk nafakası ödememek için evlilik kurumunu kafasında bitirmektedir. "

Sözcü'ye konuşan emekli Hakim ve Avukat Harun Bulut Sözcü'ye konuşan emekli Hakim ve Avukat Harun Bulut "Nafaka mutsuz evliliklerin sürmesine de neden oluyor" dedi.

'NAFAKA' İSYANLARI...


Bulut 'nafaka isyanları için' ise şu tespitlerde bulundu "Yoksulluk nafakası süresizdir. Yani hakim belli bir süreyle geçerli olacak tarzda yoksulluk nafakasına hükmedemez. Kanunumuza göre yoksulluk nafakası toptan veya irat şeklinde ödenebiliyor. Yani mahkemeden 'Yoksulluk nafakası bağlanacaksa ben toptan ödemek istiyorum' şeklinde talepte bulunabilirsiniz.  Böylelikle boşanmış eşlerin nafaka gibi ortak payda dahilinde sürekli olarak iletişimlerini gerektiren ve bağlı kılan bu husustan kurtulmalarını sağlayacak toptan ödemenin de mümkün olduğu ve uygulanmasının gerektiğini düşünmekteyim. Yani kişi boşandığı eşine aylık ödemeler yerine isterse toptan ödeme yaparak da bağını tamamen koparmış olabilir."

"NAFAKA HÜKÜMLERİNDE EVLİLİK SÜRESİ DİKKATE ALINMALI"


"Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal gerekçelerle vardır. Ancak evliliği çok kısa veya kısa sürmüş birisiyle çok uzun sürmüş birisine nafaka bağlanırken aynı ölçüleri kullanmak yanlış olacaktır. Konunun çözümü siyasi bir tercih olabilir. Evlilik süresine, boşanan eşlerin eğitim ve çalışma imkanlarına ve yaşlarına göre belli sürelerle verilmesi öngörülebilir. 60 yaşında; 20 yıllık bir evliliği sonlandıran eşle genç yaşlarda 3 ay veya 1 yıllık evliliği sonlandıran eşin hayata dönüşleri aynı dengede değildir. Kişi eğer çalışabilme imkanı söz konusu ise ve yeniden bir yuva kurma şansı varsa süresiz bir nafaka bağlanması adil olmayacağı gibi uzun yıllar evliliğini sürdürmüş ve sonunda maddi ve manevi açıdan gerekse sağlık bakımından yıpranmış birinin yeniden hayatta tutunması aynı bağlamda değerlendirilmesi hakkaniyetli değildir. Örneğin işsizlik sigortasına benzer bir yol çıkış olabilir. Böylelikle her iki tarafta mağdur olmayabilir konu çok hassas olduğu için ince bir değerlendirme yapmakta fayda var."