Acılar, karşılaştırılamaz; yarıştırılamaz...
Ama...
Gelin görün ki...
Sürekli abartılı istatistik rakamları vererek büyük bir acı, “soykırım” yalanıyla kabul ettirilmeye çalışılıyor.
Madem öyle, biz de rakamlara bakalım!
Birinci Dünya Savaşı öncesi Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu...
- Ermeni Patrikhanesi‘ne göre, 2.5 milyon idi.
- Lozan Konferansı’ndaki Ermeni heyetine göre, 2.2 milyon idi.
- Fransız “Sarı Kitabı”na göre, 1.5 milyon idi.
- İngiliz Yıllığı’na göre, 1 milyon 56 bin idi.
- Osmanlı resmi belgelerine göre ise...
1893 nüfus sayımına göre, 1 milyon bin 465 idi.
1906 nüfus sayımına göre, 1 milyon 120 bin 748 idi.
1914 nüfus sayımına göre, 1 milyon 122 bin 850 idi.
Peki...
27 Mayıs 1915’te kabul edilen ve 1 Haziran 1915 tarihi itibariyle yürürlüğe giren “Tehcir Kanunu” ile sevk edilen Ermeni nüfusu ne kadardı?
İngiliz Savaş Propaganda Bürosu (Wellington House) çalışanı Arnold Toynbee editörlüğündeki “Mavi Kitap”a göre, 1 milyon ile 1 milyon 200 bin Ermeni arasındaydı! Bunlardan 600 bini hayatını kaybetmişti!
ABD resmi kaynaklarına göre tehcir rakamı 486 bin kişiydi.
Osmanlı kayıtlarına göre ise tehcir edilenler 428 bin 758 kişi...
Ermeni hemşehrim
Öyle abartıyorlar ki...
Sanırsınız Anadolu vilayetlerindeki tüm Ermeniler tehcire tabi tutuldu!
Oysa...
Adana‘da 14 bin Ermeni tehcire gönderilirken 16 bin Ermeni yerinde kaldı.
Harput‘ta 51 bin Ermeni tehcire gönderilirken 4 bin Ermeni yerinde kaldı.
Sivas’ta 136 bin 84 Ermeni tehcire gönderilirken 6 bin 55 Ermeni yerinde kaldı.
Afyon‘da 5 bin 769 Ermeni tehcire gönderilirken 2 bin 222 Ermeni yerinde kaldı.
Maraş‘ta hiç tehcir olmadı, 8 bin 845 Ermeni yerinde kaldı.
Benim memleketim Çorum‘da ise bin 231 Ermeni nüfusun hepsi tehcir edildi. (Hemşehrim Vahram Dadrian, tehcirde 15 yaşındaydı; kapağına ailesinin fotoğrafını koyduğu, tehcir günlüğü “To the Desert“ kitabı 1945’de ABD’de basıldı. Maddi hataların bulunduğu kitap Ermeni Diasporası’nın başucu eseri oldu!)
Katolik ve Protestan Ermeniler arasında tehcir edilen hemen hemen hiç yoktu.
Bu arada... Diaspora tehcir için “deportaion” yani “yurt dışına çıkarma” diyor ki, Suriye o tarihte Osmanlı toprağı idi!
Peki... Tehcir sırasında ne kadar Ermeni vatandaşımız can verdi?
Sorunun yanıtı için tehcire gönderilenler ile iskan bölgelerine ulaşan nüfus arasında farkı bilmeniz yeterlidir:
Tehcir edilenlerden 56 bin 610 Ermeni iskan bölgesine ulaşamadı.
Bunlardan...
500 Ermeni, Erzurum-Erzincan yolunda;
2 bin Ermeni, Mardin yolunda;
5 binden fazla Ermeni, Dersim bölgesinde öldürüldü.
Katledilenlerin toplam sayısı 9-10 bin idi.
Tifo, dizanteri gibi hastalıklardan 25 bin ile 30 bin arasında Ermeni öldü.
Diğerleri kayıptı; yurt dışına kaçtıkları tahmin ediliyor.
Yok, “1 milyon Ermeni öldürüldü”; yok “1.5 milyon Ermeni öldürüldü” deniliyor!
Batı kaynakları sadece anılara dayanıyor; Osmanlı ise isim isim tuttuğu kayıtlara...
Hemşehrim Vahram Dadrian‘ın bulunduğu Ermeni kafilesi; Çorum, Yozgat, Boğazlıyan, Kayseri, Niğde, Ulukışla, Tarsus, Adana, Hamidiye ve Hasanbeyli yoluyla Halep’e ulaştı. Dadrian ailesi, Hama, Humus, Şam yoluyla Arapların da yaşadığı Jeresh adlı Çerkez köyüne giderek üç yıl kaldı. Savaşın bitmesiyle Kudüs, Hayfa, Beyrut, İskenderun, Mersin, Larnaka, Antalya, Rodos, İzmir deniz yoluyla İstanbul‘a döndüler. Sonra ABD’ye gittiler.
Evet 18 Aralık 1918’deki kararname ile Ermenilerin evlerine dönebileceği açıklandı. Kimi döndü, kimi Avrupa, Amerika, Asya ülkelerine gitti...
Ermeni isimleri
Ermeniler ile Türkler arasında 1071 Malazgirt Savaşı‘yla ilişkiler kuruldu. Ermenileri Bizans zulmünden Türkler kurtardı. Melihşah, Ermeni kralı Kivrike’nin kızıyla evlendi.
Bu Ermeni isimlerine de yansıdı.
Tanzimat’tan sonra yapılan bir çalışmada Ermeniler arasında Melikşah, Gökçe, Kutluşah, Arslanşah, Emirşah, Eymür, Murat, Budak, Hüdaverdi, Tatar, Hızırşah, Orhan, Cihanşah, Atabek, Edip, Fethullah, Kiçibeğ, İsfendiyar gibi yaygın kullanılan isimler vardı.
19’uncu yüzyılın sonlarına doğru Ermeni bebeklerine, “Vrej” (Öç al); “Azad” (özgür); “Armenouhie” (Ermeni); “Vrej houie” (hınç al); “Berdjouhie” (muhteşem) gibi etnik kökene vurgu yapan isimler verilmeye başlandı!
Her şey birkaç yılda değişiverdi...
Oysa... 1826 Yunan isyanından sonra Osmanlı, “millet-i sadıka” dediği Ermenileri Rumlardan boşalttığı devletin önemli koltuklarına oturttu.
19’uncu yüzyılda...
22 Ermeni nazır/bakan yapıldı...
29 Ermeni bürokraside en üst rütbe paşalığa yükseltildi...
33 Ermeni milletvekili oldu...
7 Ermeni büyükelçi, 11 Ermeni konsolos olarak Osmanlı’yı temsil etti. Dışişleri ve İçişleri Bakanlığı kadrolarında 100’ü aşkın üst düzey Ermeni memur vardı. Yüzyılın sonunda Sayıştay’dan Darphane’ye, Danıştay’dan PTT’ye kadar devletin önemli merkezlere Ermenilere emanet edildi.
Sonra ne oldu?
Yunan, Sırp, Bulgar, Arnavut, Arap gibi Ermeni de Rus ve İngiliz kışkırtmaları sonucu Osmanlı’dan kopmak istedi.
Sonuçta...
8 milyon 856 bin 315 kişinin öldüğü,
21 milyon 219 bin 452 kişinin yaralandığı,
7 milyon 750 bin 945 kişinin kayıp ve esir olduğu,
Ve insanoğlunun o güne kadar hiç görmediği, topyekün cinnet geçirilen o yıllarda sadece Ermeniler değil herkes acı çekti...
Yarın devam edeceğim...
Cinnet yılları
Soner Yalçın
Yayınlanma: