Seçimlere 5 gün kaldı...

İktidar, şatafatlı sloganlar bulmakta hayli becerikli...

Yıllardır bu süslü, gösterişli, çarpıcı sözlerin büyüsüyle seçimlerin galibi oldu.

Aslında süslü fakat içleri boş sözler bunlar ama bazı kitleleri etkileyip AKP’ye oy kazanmakta faydası oluyor.

İktidarın ilan ettiği Türkiye Yüzyılı’nda, Türk ulusu büyük sıkıntılar içinde... İnsanlar, savaş yıllarındaki ağır şartları yaşıyor gibiler!

Ucuz ekmek kuyrukları...

Ucuz et kuyrukları...

Yoksulların uzattığı iftar kuyrukları...

Açlık sınırında yaşayan emeklilerin çığlıkları...

Alım gücü hızla düşen paramızın hazin hali...

Büyüyen işsizlik rakamları...

Ekonomik çöküş nedeniyle üniversiteyi bırakan öğrenciler...

Ailelerini yeterince besleyemeyen dertli babalar...

Kısmetlerini başka ülkelerde arayan mutsuz doktorlar...

İki üniversite bitirdiği halde iş bulamayan talihsiz gençler...

İşte, iktidarın ilan ettiği “Türkiye Yüzyılı” bu...

★★★

Bu kadarla kalmıyor...

Bir de emeklilerin dramı var!

İktidar onlara para veremiyor ama nasihat veriyor, umut veriyor ve diyor ki:

“Kasada para yok, daha fazla veremeyiz. Fakat, ileride enflasyon düşecek, ekonomi düzelecek, piyasalar rahatlayacak. Vakti gelince emeklilerimiz için gereken iyileştirmeyi yapacağız”

İyi de... O zamana kadar kim öle, kim kala? Emekliler ekonominin düzelmesini beklerken nasıl yaşayacak, söyler misiz?

“Türkiye Yüzyılı” ve “Emekliler yılı” vaatlerine ne oldu?

★★★

2018-2022 yılları arasında Türkiye genelinde 1 milyon 957 bin üniversite öğrencisi öğrenimini yarıda bırakıp üniversiteyi terk etmiş!

Ülkenin geleceğini etkileyecek can sıkıcı bir rakam bu...

Temel sebep: Ekonomik kriz ve parasızlık!

Ağır hayat şartlarının yoksullaştırdığı aileler evlatlarını okutamıyor!

Bu yıl üniversiteye giriş için başvuran öğrencilerin sayısında “yaklaşık yarım milyon azalma” olması da düşündürücü....

Ülke olarak nereye, hangi istikamete gidiyoruz böyle?

★★★

İktidarın “Türkiye Yüzyılı” “Emekliler Yılı” gibi sloganları gerçekleşmiş olsa bundan gurur duyar, mutlu olurduk. Fakat...

Mutluluk için önce refahımızın artması, ülkede adil bir düzenin kurulması gerekir.

Hukukun üstünlüğünün yok olduğu...

Demokrasiden ve Cumhuriyet’in kurucu değerlerinden uzaklaşıldığı...

Milli Eğitim’in perişan edildiği...

Enflasyon, pahalılık ve işsizliğin sürekli arttığı bir ülkede mutluluk ummak hayal olur.

Olaylara akıl gözüyle bakınca bu gerçekleri görüyoruz.

Prof. Necati Tolun’un uyarısı!

Kanal İstanbul’u ilk defa 2011 yılında “Çılgın Proje” adıyla duymuştuk. 13 yıldan beri bu tantanayı dinliyoruz.

Bilim adamları çılgın projenin İstanbul’a vereceği büyük zararları anlata anlata bitiremiyor.

İktidarın adayı Murat Kurum şimdi oy kaygısıyla “Kanal İstanbul gündemimizde yok” diyor. Fakat aynı Murat Kurum, Çevre ve Şehircilik Bakanı iken:

“Onlar öyle istedi, burası böyle dedi, şurası şöyle oldu diye bu projeden vazgeçilmeyecek, kararlı bir şekilde devam edilecek” diye çevresini azarlıyordu. Kurum’un, Kanal İstanbul konusunda bugünkü sessizliği hiç samimi değil!

Kanal İstanbul’un her türlü zararı anlatıldı ama akla gelmeyen bir şeyi Prof. Dr. Necati Tolun hatırlattı.

Prof. Tolun gönderdiği mesajda “Kanal İstanbul yapılırsa İstanbul’un ilçeleri Silivri ve Çatalca başta olmak üzere bütün Trakya, İstanbul’a gelmek için ‘Köprü parası’ verecek. Sayın İmamoğlu’nun konuşmalarında bunu halka anlatmasında fayda var” diyor.

Necati Tolun Hoca haklıdır. Kanal İstanbul yapılırsa, İstanbul bir ada halini alacak ve hiçbir yönden şehre parasız girilemeyecek!

GÜNÜN SÖZÜ

Başarılı olmanın yüzde 20’si şans ve yetenek, yüzde 80’i çalışmaktır!