- ‘Söz’ oldukça sevildi. Sence bunun nedeni ne? Şimdi diziler arasında tarz açısından gruplaşmalar yapılıyor. Aşk dizileri, komedi dizileri, tarihi diziler, asker dizileri... Bana göre ‘Söz’ sadece asker dizisi değil, yaşanan gerçekleri yansıtan bir dizi oldu. _mg_1225 Haberlerde sürekli izlediğimiz çatışmaları ‘Söz’de görüp yaşananları daha iyi anlıyoruz. Ama tarzı asker dizisi diye düşünürsek aralarında gerçeğe en yakın olandır diyebilirim. _mg_1171 - Çolak çok farklı bir karakter... Yadırgadın mı rolünü? Çok heyecanlanıyorum Çolak’ı oynarken. Hikayesi derin. Daha önce asker rolünde oynadım ama bu dizide ilk kez karşıt bir rolde izleyici karşısına çıkıyorum. - Bu rol risk değil miydi? Çolak örgüt lideri olduğu için beni takip eden izleyicilerimiz önce biraz sarsıldı. Riske gelince... Benim oynadığım bütün rollerde risk vardır, bir oyuncunun seçimlerinde risk olmalı zaten. Mesela, ‘Veda’ filminde Salih Bozok rolü de riskti. 59 yaşında bir şahsiyeti oynadım. 6 saat makyaj yapılıyordu, üzerine 16 saat kamera önüne geçiyordum.

KIZGIN KUMLARDAN BUZ GİBİ SUYA ATLADIM

- Ergun Plak çok sevildi. Şimdi ise çok farklı bir rolde izliyor seyirciler seni. Sen neler hissediyorsun bu ani değişim için? Şimdi Çolak’ı izleyenler ‘Ergun Plak ne güzeldi’ diyorlar. Seksenler’den Söz’e Ergun Plak’tan Çolak’a geçişim kızgın kumlardan buz gibi sulara atlayış gibi oldu. Ama hep Ergun Plak olmaz ki. O zaman oyuncu olmuyorum ki. Ayrıca herkes beni sevsin, hakkımda kötü düşünmesin diye rol seçemem. Oyuncunun derdi, herkesin sevgilisi olmak değil, canlandırdığı karakterin hakkını vermektir. _mg_1127 - Çolak rolü seni zorluyor mu? Çolak rolü değil, beni dizi olması zorluyor. Her şey çok hızlı yaşanıyor. Hızlı yazılıyor, hızlı çekiliyor, hızlı oynanıyor, hızlı tüketiliyor. Dizilerin kaderi bu galiba… Bu şartlarda yaratıcı olmak da çok zor. Zor işler bunlar, riskli işler. Bence Ergun Plak’ı örgüt liderine dönüştürmekte zor (gülüyor). Bu zoru hayata geçirmek beni oyuncu yapıyor işte. Ayrıca Çolak’ı çok merak ettim. Farklı ve şaşırtıcı bir karakter. Bu rollerle ilgili bilgi açlığı var. Askerleri, onların yaşadıklarını bilmeyenler bir anlamda gerçeği görüyorlar. dizi

OYUNLARIMIZI SİLAHLARIN GÖLGESİNDE OYNARDIK

- Çocukluğun nasıl geçti? Kumpanya gibi bir aileydik, gırgır şamata eksik olmazdı. Kalabalık ve eğlenceli yıllardı. Bir tane oyuncak dolu çuvalım vardı, annem o çuvalı nereye dökerse orada oynarmışım. _mg_1177 - Askerliğini nerelerde yaptın? Jandarma olarak acemiliğimi Çanakkale’de, ustalığımı Manavgat’ta yaptım. - Tiyatroyla da Anadolu’yu gezdin… 1999’da Diyarbakır Devlet Tiyatrosu’na gittim. Önümüzde panzerle Yüksekova, Nusaybin ve diğer ilçeleri dolaşır, perde açardık. Oyunlarımızı silahların gölgesinde oynardık. 10 yıl Diyarbakır, ardından 6 yıl da Erzurum’da görev yaptım. Devlet Tiyatrosu bana çok şey kattı.

AŞKI YAŞAYACAK ZAMAN BULAMIYORUM

- Ankara’da bir de okul açtın, biraz bahseder misin okuldan? 2014’te Ankara’da ‘Okul Serhat Kılıç’ı açtım önce. Ardından ‘Sahne Ankara’nın perdeleri açıldı. Yazarlar, oyuncular, şairler, yönetmenler yetiştirmek için kuruldu bu okul. Çeşitli korolar, diksiyon, yaratıcı drama, medya okur-yazarlığı, hobi kulüpleri ve özel amaçlı eğitim gibi alanlarda da sınıflarımız var. - Bir de ‘Sahne Ankara’ var. Orada neler yapıyorsunuz? O gözbebeğimiz. Açılışını 1 Nisan’da Tiyatro Festivali ile yaptık. Işık, ses ve tasarımı, 400 kişilik ekiple Ankara’nın en yüksek kapasiteli özel sahnesi. Çok güzel oyunlar oynanıyor. Geçtiğimiz hafta sonu açılışını yaptığımız ‘Terör’ de o oyunlardan biri. Terör dünya üzerinde interaktif oynanan bir oyun. Oyunun sonuna seyirci karar veriyor mesela. - Bunca yoğunluğun arasında aşkı yaşayabiliyor musun? (Gülüyor) Hayatımda aşk olsun istiyorum, hem de çok istiyorum ama zaman yok işte. Ahh bu zamanın gözü kör olsun…