CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, Cumhur ittifakı’ndan söylenmedik söz kalmadı. Siyasetçiler, troller yetmiyormuş gibi, kamu görevlilerinden yükselmenin yolunun CHP Genel Başkanı’na hakaret etmekten geçtiğini bilen uyanıklar, sosyal medyada hakaretler yağdırıyor. Bırakın haklarında idari bir soruşturma açılmasını, hep yükseltildiklerine tanık oluyoruz.

Bu durumu gören, bilen başka görevliler de yükselmenin yolunun CHP liderine hakaret etmekten geçtiğini görünce, memur olduklarını unutup hakaret yağdırıyor. Bugün, “Olayların merkezi” haline gelen Trabzon’dan örnek vereceğim.

OKURLARIMIZ DA BİLSİN

Trabzon AKP milletvekili Bahar Ayvazoğlu’nun eşi Ali Ayvazoğlu’nun, Ortahisar Belediyesi  özel kalem müdürlüğünde kısa süre çalıştıktan sonra, eşi ve İçişleri Bakanı’nın desteğiyle önce Trabzon il Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne, ardından Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne atandığını yazmıştım. “Vay bunu yazan sen misin?” denildi. Önce bakandan hakaret içerikli bir tweet. Ardından, Bahar Hanım’dan 100 bin liralık tazminat davası. Ne yazık ki o günlerde Trabzon’daki bazı meslektaşlarımız da bakanın, Ayvazoğlu’nun gözüne girmek için hakaretçi kervanına katıldı. Bunun öncüsü de kendilerine ait binayı, kamu kurumuna kiraya veren, düzenlerinin bozulmamasını isteyenlerdi.

Okuyucularımızın bilmesi gerekir: Hala Trabzon’da hakimler var. Hem yerel mahkemede, hem istinafta, açtıkları 100 bin liralık tazminat davası talepli  şikayetleri reddedildi. Basın Konseyi’ne yapılan şikayette ise haberin, gazetecilik çerçevesi içinde yapıldığı belirtildi. Yani haber gazetecilik ahlakı ve namusu çerçevesinde görüldü. Ama yargıda haklı çıkmanız yetmiyor. Basın İlan Kurumu’na yapılan başvuruda, gazetemize 4 gün resmi ilan kesme cezası verilmişti. Ayvazoğlu’na “Uğraş, her yere şikayet et” dediler, o da emirleri yerine getirdi. Kararı verenler de kamu görevlileriydi...

ONUN ÖDÜLÜ

Trabzon il Kültür ve Turizm Müdürü Ali Ayvazoğlu’nun, eşinin ve bakanın desteğiyle Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne atanmasından sonra bu görev uzun süre vekaletle yürütüldü. Sonunda Trabzon Kültür ve Turizm İl Müdürlüğüne 1 Kasım 2015 seçimlerinde AKP’den Mersin milletvekili adayı olan Tamer Erdoğan atandı. Bu kişinin özelliği, bürokrat olmasına rağmen her fırsatta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun aleyhine tweetler atması, aleyhine olanları paylaşması. Hakaret ederek koltuk kapmak da böyle oluyor.  Dün de yine Trabzon’da bir okul müdürü Ekrem İmamoğlu’na hakaret etti. Yakında, ilçe milli eğitim müdürü olursa şaşırmam...

VURAN VURANA

Söz Trabzon’dan açılmışken, öldürmeyle sonuçlanan olaylarda da artış olduğunu da belirtelim. Trabzon’un Sürmene ilçesinde 15 Temmuz’da Uğur Bayraktar, Harun Emir ve Mert Aygün isimli gençler, M.Hafızoğlu tarafından kurşunlandı. Gençlerden ikisi öldü biri ağır yaralandı. Geçen hafta İçişleri Bakanının kuzeni Sefa Dönmez, Of  ilçesinde ana caddede F. Ulusoy tarafından 5 kurşunla cadde ortasında öldürüldü. Seçimlerde AKP’den Düzce milletvekili adayı olan Vali İsmail Ustaoğlu, güvenlik toplantılarına il Müftüsü Osman Aydın’ı davet ediyor. Olayları din adamlarını, cami cemaatini kullanarak önlemek istiyor. Bu da valinin yöntemi!

Peki Emniyet ne yapıyor? Önceki Müdür Metin Alper, halka bütünleşmişti. Bakan danışmanlarının isteklerini yerine getirmediği için soluğu Sudan’da aldı. Ama, Trabzonlu onu unutmadı. Mevcut emniyet müdürü de yakında yaş haddinden emekliye ayrılacak. Bakalım, Trabzonlular, görev döneminde kentte huzuru sağlayan Metin Alper gibi bir Emniyet Müdürüne kavuşacak mı?

Üniversite sınavından fiyasko çıktı


Üniversite giriş sınavına yaklaşık 3.5 milyon kişi katıldı. Sonuçlar 18 Temmuz’da açıklandı. Adaylar, yaptıkları net sayısına karşın bekledikleri sıralamanın çok üstünde yer bulabildi. Baraj uygulamasının kaldırılması yığılmaya neden oldu. Geçen yıl vakıf üniversitelerinde önemli kontenjan açığı oluşmuştu. 2021’de 195 bin kontenjan boş kalmıştı. Ek yerleştirmeler açılsa da artık iş işten geçmişti. Bu yıl yapılan sınav geçtiğimiz yılın hatalarına düzeltmek üzerine kuruldu ve girişte baraj olmadı. Bu kez de yığılma nedeniyle, puan ve sıralama arasında uçurum oluştu. Başarılı öğrencilerin sıralamaları sonlara doğru onları olumsuz etkileyecek şekilde kaydı. 

YÖK NE YAPMALI?

Sınav sistemini yakından izleyen bilim insanlarına, bu durumda YÖK’ün ne yapması gerektiğini sordum. Bir uzman şunları söyledi: “YÖK, baraja göre sıralama yapıyor.  Bu uygulama da barajların boş kalmasına neden oluyor. Tıp, diş, eczacılık, mühendislik ve hukuk gibi istenen mesleklerde kontenjanların çoğu boş kalırken, öğrenciler de açıkta kalıp gelecek yılın sınavı için hem enerji, hem zaman kaybediyor. YÖK’ün bu uygulamasına göre 40 binden yüksek sıralamada olanlar tıp, 80 binden yüksek sıralamada olanlar diş hekimliği yazamıyor, mühendislikler ise 300’de toplanıyor. Bu nedenle kontenjanlar boş kalıyor. İlk 80 bindeki boş kontenjanlar mühendisliklere yığılıyor. Bölüm barajı olduğu için öğrencilerin çoğunluğu bu bölümleri yazamıyor. YÖK, bölüm kontenjanlarını kaldırmalı, sıralaması kayan adaylardan bu bölümlere öğrenci almalı, kontenjanların boş kalmasını engellemeli.”