Öyle görünüyor ki, AKP’de çöküş korkusu başlamış durumda... Partinin her yanında çatlama sesleri geliyor! AKP’nin içinde ihanet şebekesi oldu­ğunu söyleyenler bile var!
17 yıldır iktidarda olan parti, denize düşen fakat yüzme bilmeyen bir kaza­zede gibi çırpınışlar içinde...
Bu nedenle İstanbul seçimlerinin iptali için var güçleriyle asılıyorlar.
Yüksek Seçim Kurulu çiftlikleri­nin kâhyası sanki... “Emriniz olur” diyerek seçimi iptal mi edecek?
Ben hâlâ, YSK’da “âdil, vicdanlı, yürekli” hâkimler vardır diye düşünü­yorum. Türkiye’yi kaosa sürükleyecek hukuksuz bir karara imza atmazlar!
Aksi olursa ne olur? Meral Akşener cevap veriyor:
“Halk İmamoğlu’nu seçti. Bunun dışında bir karar siyasi gaspçılık olur!
Seçimi tenceresi kaynamayan anne, işsiz genç, ekmeği çalınan baba kazandı.
Seçimin tekrarlanmasına ilişkin bir karar verilirse ne olur? Bu, AKP’nin ta­mamen sandığa gömüleceği anlamına gelir! Emirle seçim sonucu değişmez!”



Ekonominin temel kuralı arz ve talep dengesidir. Enflasyonun düşmesi için her şeyden önce yatırımların hızlanması, yeni iş yerlerinin açılması, her alanda üretimin artması şarttır.
Merkez Bankası Başkanı da bunları biliyor! Biliyor ama korku dağları bekliyor! İktidarın hoşuna gidecek lâflar etmezse başına neler geleceğini de biliyor ve bu nedenle halkımıza doğruları söylemiyor!
Sonuçta koskoca Merkez Bankası ciddiye alınmayan bir kuruluş haline geliyor!

★★★

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya önceki gün masal anlattı:
Enflasyon 2019 sonunda yüzde 14,6 olacakmış...
(Halen Tüketici Fiyat Endeksi TÜFE’ye göre enflasyon yüzde 19.71, Üretici Fiyat Endeksi ÜFE’ye göre yüzde 29,64... Bunlar kâğıt üzerindeki rakamlar... Halkın çarşı-pazar enflasyonu en az yüzde 45) Merkez Bankası Başkanı’nın açıklamasının devamı şöyle:
2020 yılının sonunda enflasyon yüzde 5,4’e düşecekmiş...
2021 yılında da enflasyon gerilemeye devam edecek ve yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacakmış!
Vay canına! Yüzde 5 ha?
“Ufak at da civcivler yesin” derler insana...
Enflasyonu düşürmenin şartları vardır. Cart-curt etmekle, iktidarın enir-komutası ile enflasyon düşmez!
Enflasyonu düşürmek için önce üretimi arttırmak gerekir. Sen üretimi arttırmak için ne yapıyorsun arkadaş?
Fabrika mı açıyorsun, yeni iş yerleri mi, kuruyorsun, tarım ve hayvancılığı mı kalkındırıyorsun, ne yapıyorsun?

★★★

Ekonomi, her şeyin başında bilgi, beceri ve iyi yönetim ister. Uzun uzun konuşmakla, yüksekten atıp tutmakla işler yürümez!
Hele hele, hiçbir ciddi yatırım yapmadan, yeni iş yerleri açmadan, yeni tesisler, fabrikalar kurmadan “2 buçuk milyon kişiye iş bulacağız!” diye atanlar yok mu?
Kargaların güldüğünü duyar gibi oluyorum!

Boğaziçi’nde rezillik!


Ülkemizdeki kepazeliklerin sonu gelmiyor.
Boğaziçi Üniversitesi de bir rezilliğe ev sahipliği yapmış!
Andreas Tzortziz adında Yunan asıllı bir İngiliz vatandaşı Müslüman olmuş, Hamza adını almış... Buraya kadar mesele yok, fakat...
Bu adam Boğaziçi Üniversitesi’ndeki bir konferansta konuşmuş, isim vermeden Atatürk için “O bir şeytan!” demiş!
Yunan asıllı kompleksli bir herifin, Atatürk için iyi şeyler düşünmesini bekleyemeyiz. Fakat... Onu dinleyen ve Boğaziçi Üniversitesi’nde kendilerine “İslâmî gençlik” diyen öğrencilerin, herifi çılgınca alkışlamaları ve onu tasdik ederek “O bir şeytandı!” diye bağırmaları rezilliktir!
Onlara da, üniversite yönetimine de yazıklar olsun!
NOT: Bu konferans 5 yıl önce yapılmış. Millet olarak uyumuşuz! Şimdi bu rezilliği sosyal medyada izliyoruz!

TEBESSÜM

Cesur bir adam!


Adamın biri karısıyla birlikte dişçinin muayenehanesine girer ve “Doktor, hiç vaktim yok, hemen dişi çek!” der.
Dişçi “Önce damağı uyuşturmak lâzım. Narkozun etkisi on-on beş dakika kadar sürer” diye cevap verir.
Adam “Acelem var dedim ya! Narkozu boş ver. Bekleyecek vaktim yok. Hemen dişi çek, bu iş olsun bitsin!” diye ısrar eder.
Dişçi “Vay canına! Ne cesur adam!” diye düşünür, sonra sorar:
“Hangi diş efendim?”
Adam, karısına döner, “Tatlım, ağzını aç, dişçiye hangi dişin olduğunu göster” der.

GÜNÜN SÖZÜ


Yenilen insan zalimse, eline fırsat geçince yine zulmünü yapar!