Saadet Partisi Batman İl Başkanı Mustafa Yıldız, alacaklısının oğlunu kaçırıp alıkoymaktan tutuklandı. 

Batman’dan Ankara’ya uzanan, polisiye filmlere konu olabilecek bir dolandırıcılık hikayesi bu. 

ÜÇ KATI 10’A ÇIKARMAK İSTEDİ

Mustafa Yıldız ve oğlu Fatih, Batman’da müteahhitlik yapıyor.

Yıldız, Kültür Mahallesi’nde iki katlı eski yapıları kentsel dönüşümle yıkarak, yeni bina yapmak için belediyeye başvurdu. 

Batman Belediyesi, komşu parsellerde 10 kata kadar emsal izni verirken; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yalnızca üç kata olur diyor.

Yıldız, vazgeçmişti ki...

Komşusu Ramazan Turan, Yıldız’a “Ankara’da adamlarım var, hallederiz” dedi. 

15 TEMMUZ TV 

Gel zaman, git zaman...

Yıldız, bürokratik işleri için Ankara’dayken, Turan aradı. “İşini çözecek adamlarla iletişime geçtim. Gelip seni alacaklar” dedi. 

Bir makam arabası ve korumalargeldi.

Yıldız’ı restorana götürdüler.

İçişleri Bakanlığı eski müşaviri diye kendisini tanıtan İbrahim Samurçay’ın karşısına oturttular.

Bu kişi, dört yıl önce “15 Temmuz TV’yi kuracağım” diyerek, çalışanların maaşlarını bile ödemeden tüyen Eskişehirli yerel bir gazeteciydi.    

Yıldız, kuşkulandı.

AK PARTİLİ ADAY DEVREYE GİRDİ

İki hafta sonra...

Batman Beşiri’nin İkiköprü Beldesi’nde AK Parti’den belediye başkan adayı olan Metin Taş, devreye girdi.

Yıldız’ı arayıp “Sıkıntını duydum. Yetkililerle görüşerek emsal işini çözeceğim” dedi. İşlemler için Yıldız’dan para aldı. 

Üç ay geçti.

DOKUZUNCU KAT 109 NO’LU ODA

Yıldız, Taş ve beraberlerindeki iki kişi, 12 Ocak 2023’te İçişleri Bakanlığı ek binasına gitti.

İddiaya göre...

Burada onları Soylu’nun sosyal medya danışmanı M. Burak Gültekin karşıladı.

Gültekin “Sizin işinizi halledecek kişi yan odada” dedi.

Batmanlıları bakanlıkta görevi olmayan Feryat Gökdoğan’a yönlendirdi. 

Gökdoğan, Milli Beka Hareketi’nin Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısıydı.

Dokuzuncu katta 109 numaralı odada toplandılar.

Gökdoğan, emsalin 10 kata çıkarılması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nezdinde sorunu çözeceğini vaat etti.

Tabi, ücreti mukabilinde!

BİRİNE DAİRE, DİĞERİNE 10 MİLYON

Yıldız, Batman’a döndü. 

Ramazan Turan, iddiaya göre, Yıldız’ı arayarak, “İşin halloldu” dedi ve para istedi. “Aksi halde işi bozarım” diye tehdit etti.

Yıldız, bir miktar para gönderdi.

6 Şubat depremi oldu.

İş askıya alındı.

Yıldız, işkillenince 22 Mayıs 2023’te tekrar toplandılar. Yıldız, Gökdoğan ve Metin Taş aralarında sözleşme imzaladı.

Sözleşmede şöyle yazıyor:

“Yarın 1.500 verilecek ve geri kalan 1.500’le cumaya kadar verilecektir. Hacının (Yıldız) evrakları 30 gün içerisinde teslim edilecek. Evraklar teslim edildikten sonra Metin Taş’a bir daire verilecektir. Seçili daire olacaktır. Bu şartlar yerine getirilmezse sözleşme iptal edilecek, Mustafa Yıldız’ın hakları iade edilecektir.

7.500 TL verilmiştir.

Toplam 10 milyon TL.”

16.2 MİLYON TL DAĞITTI

Bu arada, Gökdoğan’ın adamı diye bilinen, resmi görevleri olmadığı halde kendilerini öyle tanıtan Ali ve Murat adlı kişiler Yıldız’ı aradı ve “İşinin hallolması için para gerekiyor” dedi. 

Yıldız, 15.600.000 TL’yi banka üzerinden, 600 bin TL’yi elden gönderdi.

Yıldız, 9.4 milyon TL’yi Gökdoğan’ın annesine, 4.1 milyon TL’yi Taş’a, 1.2 milyon TL’yi Mehmet Şerif Akar’a, 1 milyon TL’yi Murat adlı kişiye, 400 bin TL’yi de ‘Ali’ye havale etti.

Yıldız, haber beklerken...

Gültekin’in danışmanı olduğunu söyleyen bir kadın bakanlığa ait ‘0312 422...’li bir numaradan arayarak, “İşiniz halloldu, hayırlı olsun” dedi. 

SAHTE EVRAK VERDİLER

Batmanlı Ramazan Turan, iddiaya göre, WhatsApp üzerinden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı antetli sahte evrak gönderdi.

Bu evrak 24 Kasım 2023 tarihli.

İmar değişikliğinin bakanlıkça onaylandığı ve ilana çıkarıldığı yazıyor.

Turan, sahte evraka karşılık Turan’a 4.5 milyon TL’yi verdi.

Artık sona gelinmişti.

Yıldız, işlemi başlatmak için Batman Belediyesi’ne gidince gerçek ortaya çıktı. Belediye yetkilileri evrakların sahte olduğunu söyledi. Yıldız, dolandırıldığını anladı.

TBMM’DE SOYLU İLE GÖRÜŞME

Yıldız, parasını kurtarmak için, Batmanlı olan DEVA İstanbul Milletvekili Mehmet Emin Ekmen aracılığıyla TBMM’de Soylu ile görüştü. 

Soylu, eski danışmanını arayarak “Bu işin aslı ne? Parayı iade edin” dedi. 

Gültekin, “Haberim yok” dedi.

ALACAKLISININ OĞLUNU KAÇIRDI

Mustafa Yıldız ve oğlu Fatih sonuç alamayınca aralarında Güntekin’in de olduğu 11 şüpheli hakkında suç duyurusunda bulundu. 

Soruşturma sürerken…Gökdoğan’dan borçlarına karşılık senet aldılar. Ancak senetler ödenmedi.

Yalnızca Taş, aldığı paranın 3 milyon TL’sini geri ödedi.

Yıldız, parayı kurtarmak için Turan’ın oğlu Cenk’i kaçırmaya karar verdi. Geçen 27 Şubat’ta Ü.K., K.S. ve E.D. ile birlikte Cenk Turan’ı zorla araca bindirdiler. Telefonuna el koydukları Turan’ı bir gün alıkoydular. “Baban Yıldız’ın 12 milyon TL borcunu ödesin” diye gözdağı verip ertesi gün bıraktılar.

Yıldız ve üç şüpheli 29 Şubat’ta “cebir, tehdit ve hileyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak” suçlamasıyla tutuklandı.

Gültekin: Bakanlığa gelmiş olabilirler, ben yoktum

M. Burak Gültekin (soldan dördüncü), Milli Beka Hareketi lideri Murat Şahin  (soldan beşinci), Feryat Gökdoğan (en sağda)

Soylu’nun eski sosyal medya danışmanı M. Burak Gültekin, şu an AFAD’ta görev yapıyor. İddiaları sormak için Gültekin’i aradım. 

Gültekin, Mustafa Yıldız’ın doğrudan kendisine değil, arkadaşı Feryat Gökdoğan’a ulaştığını iddia ediyor.

“Gökdoğan ile nereden tanışıyorsunuz?” diye sordum.  

Şöyle dedi:

“Eskişehir’de AK Parti’de ve işadamları derneğinde görev yapan, hasbelkader tanıdığım biri.”

“Bakanlıkta bir görevi var mı?” diye sordum. 

“Görevi yok” diyor.

Yıldız ve Gökdoğan’ın ticaret yaptıklarını iddia eden Gültekin, şöyle devam ediyor:

“Yıldız, usulsüz bir işlem için Feryat’tan aracı olmasını istiyor. Üç katlı binanın 10 kata çıkarılması ve işin kitabına uydurulması için. Ben hiçbir tarafında yokum. Alışveriş yapıyorlar. 10 milyon TL gönderilmiş. Araya deprem giriyor. İş olmuyor. Diyorlar ki ‘Paranızı iade edelim.’ Onlar da ‘Seçimden sonra dolar arttı’ diyor. Kavga burada başlıyor. Beni defaatle aradılar. ‘Hiçbir bilgim yok’ dedim.”   

Gültekin’e şu soruları yönettim:

12 Ocak 2023’te İçişleri Bakanlığı’nda siz, Yıldız Gökdoğan ve Taş görüşme yaptınız mı?”

Ben yoktum.

Böyle bir yerde toplandılar ama siz mi yoktunuz?

Orası bakanlığın dokuzuncu katı, benim olduğum birim. 

109 numaralı oda sizin odanızı mıydı?

Benim odam değil. Bizim olduğumuz katta.

Anlamak için soruyorum: Burada görüştüler ve siz burada mıydınız?

Buraya bu kişiler hiç gelmedi. Harita geçmişimden bakıyorum. 12 Ocak’ta Ankara’da değilim ki.

Bunlar burada bulunmuş olabilirler ama siz yoksunuz.

Şunu yapmış olabilirler: İş Kule orası. 20 küsür katlı. Binaya her türlü gelmiş olabilirler. 2 bine yakın personel çalışıyor. Gelmişlerdir.

Bunlar nasıl gelebiliyor İçişleri Bakanlığı’na? Kim sokuyor bunları? Böyle kolay mı girmek? 

Orası şey, merkez bina değil. Makam binası değil. İller İdaresi Genel Müdürlüğü. 

Gelebilir mi insanlar randevusuz?

İller İdaresi’ne gelir. Der ki, ‘Uzman yardımcısına geldim.’ Asansöre biner, çıkar.

Burada toplanmışlar.

İddiaları öyle.

Gökdoğan’a yönlendiren siz misiniz?

Yok. Bunlar sosyal medyadan bakıyorlar eskiye dönük; Feryat Bey’le fotoğrafımız var. Diyorlar ki “Bunlar arkadaş.”

Siz yönlendirmediniz, öyle mi?

Yok. 

Kendilerini resmi görevli diye tanıtan ve sizinle bağlantılı oldukları iddia edilen ‘Ali’ ve ‘Murat’ adlı iki kişi Yıldız’dan para istemiş. Tanır mısınız?

Herhangi bir şeyim yok. 

Danışmanınız olduğunu iddia eden bir kadın görevli ‘312’li numaradan aramış,
“İşiniz halloldu” demiş.  

Orada arama yok da... Benim bildiğim, bunların farklı kişilerle irtibat kurup onlar tarafından dolandırıldığı yönünde... Benim bir iş takibim yok. Ben bakan beyin sosyal medyasını yürüten biriydim.

Telefon numarası bakanlığa mı ait?

Dahiliden girince 422 ile başlayan bütün numaralar bakanlığa ait.

Bakanlıktan aramışlar yani.

Onun iftira olduğunu düşünüyorum. 

Sizi neden katıyorlar?

Bunlar ne zaman ki parada anlaşamadılar; dediler ki “Feryat’ın Burak’la arkadaşlığı var.” Burak kim? Bakan müşaviri. Biz buradan yürürsek, faiziyle alırız diye hevese girdiler.