NEDEN ETİK SEYAHAT? Bali bir süredir ekolojik bir krizin ortasında. Endonezya adalarının yarısında nehirler kurudu ve kumsallar erozyona uğradı. Geçtiğimiz sene yetkililer Bali kıyılarında 6 kilometre uzunluğa ulaşan ‘çöp acil durumu’ ilan ettiler. Yüzlerce kişinin görev aldığı temizlik esnasında her gün kumsallardan 100 ton atık toplandı. Nedeni ise gelmeye devam eden çok fazla turist. Zira ada nüfusu 4 milyonken Bali 7 milyon yabancı turisti ağırlamak durumunda kaldı. Kitlesel turizmden nasibini alan tek yer Bali değil. Turistlerin çöp ve yiyecek atıklarının adanın ekosistemini tehlikeye atması nedeniyle Tayland topyekun bir adayı kapattı. Venedik’te kıyıya yanaşan cruise gemilerinden akın eden turistler nedeniyle ev sahipleri evlerini Airbnb’den kiraya vermek zorunda kaldı. Tüm İspanya çevresinde -Barselona, San Sebastian, Bilbao ve Mallorca’da- turizmin günlük yaşamı olumsuz etkilemesi nedeniyle turizm karşıtı gösteriler düzenlendi. Seyahat etmek kolaylaştığından beri turizmde ciddi bir patlama yaşandı. 1996 senesinde turistlerin toplam seyahati 560 milyon yolculukken bu sayı 2016’da ikiye katlandı. Ve dünya çapında turizm çevresel çöküntülere, yüksek yaşamsal fiyatlara ve hatta mekansal tahliyelere neden oldu. SEYAHAT ETMEYİ BIRAKMALI MIYIZ? Turizm bir ülkenin ekonomisini domine ettiğinde, bazı devletler turistleri kendi vatandaşlarından öncelikli kılıyor. Dünya çapında bakıldığında, turizm kaynaklı mekansal tahliye örnekleriyle karşılaşmak mümkün. Geçtiğimiz sene Tanzanya’da avcılık turizmini geliştirmek adına 6.800 kişi evlerinden çıkarılarak yaşam alanları turizm amaçlı dönüşüme uğratıldı. Benzeri örnek, kaplanların ‘turizme açılması’ gerekçesi ile Hindistan’da yaşandı. Turizm, iklim değişikliğinden muzdarip olan bölgelerdeki lokal ekosistemleri de olumsuz yönde etkiliyor. Ekonomisi turizmle dönen Malezya’da sahil kıyısını genişletmek adına Langkawi adasının yağmur ormanları katledildi. 2019 İLE DEĞİŞEN NE? Artık turistler seyahatlerinin gidecekleri yeri olumsuz yönde etkilemesinden endişeli ve seyahat planlarını buna göre yapıyor. Yapılan araştırmalar seyahatseverlerin %60’ının artık bölge halkına, doğasına veya ekonomisine zarar vermemesinden emin oldukları destinasyon seçeneklerine yöneliyor. Örneğin, doğal kaynakların korunmasına destek olmak isteyen turistler Kosta Rika’yı tercih ederken, gönüllülük fikri üzerine seyahat edenler Kamboçya’ya gidiyor. Bazı ülkeler de gelecek turist niteliğini ve niceliğini değiştirmek yönünde adımlar atıyor. Bhutan’da ‘yüksek değer-düşük zarar’ yaklaşımı ile turistlerin günlük minimum 200 dolar harcama yapması koşulu getirildi. İtalyan hükümeti 2021 itibariyle cruise gemilerinin Venedik şehir merkezine yanaşmasını yasakladı. Malezya, UNESCO Dünya Mirası bölgelerinden Melaka ve George Town’da yaşayan halkı turizm planlamasına dahil ederek şehirlerine gelen turistler konusunda ortak bir vizyon yaratmayı amaçlıyor. Yine de 229 UNESCO bölgesinin neredeyse yarısında aktif bir turizm yönetimi planı uygulanmıyor. SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR ÇÖZÜM ÖNERİSİ Lüks seyahat sektörü turizmi iki tarafın da kazandığı bir duruma dönüştürecek çözüm yolları üretmeye başladı. Ekolojik bilinçli seyahatseverler artık daha etik ve sürdürülebilir çözümlere yöneliyor. Bu çözümlerin başında da ‘gitmemek’ geliyor. Bu, tabii ki, seyahat etmemek anlamına gelmemeli; sadece Venedik veya İspanya gibi açık açık turist istemediğini söyleyen veya Bali gibi ekonomisini bağladığı turizmin ekolojik dengesini altüst ettiği yerler yerine farklı alternatiflere yönelmek. ETİK SEYAHAT İÇİN BİRKAÇ ÖNERİ Ocak 2013’te açılan Sleeping Around, Antwerp’in faklı lokasyonlarında konumlanan bir gezici otel. Gemi konteynerlerinin sürdürülebilir malzemelerle sade otel odalarına dönüştürülmesi ile yaratılan odalar, gecelik konaklama için ideal. Yerinizi ayırttığınızda o tarihte odanızın nerede olacağının lokasyon bilgisi GPS ile size iletiliyor. Portekiz’in kuzeyinde yer alan Eco-Resort Pedras Salgadas’da ormanlık alanın doğasına uyumlu olarak inşa edilmiş kabinlerden oluşan bir tesis. Doğal yaşama en az zararı verecek şekilde tasarlanan kabinlerde kalan ziyaretçiler ile coğrafya arasında bir bağ kurulması amaçlanmış. Bogota’da sekiz katlı yaşayan bir duvarın içinde kurulan B3 Hotel Virrey, dış cephesinde %40’ı Kolombiya'ya has tür olan 25.000 bitkiye ev sahipliği yapıyor. Bu dikey bahçe otelin çevreye verdiği olası kirliliği önlüyor. Hampshire’deki oda-kahvaltı hizmeti sunan Cottage Lodge içinde yer alan Standing Hat, odasında televizyon seyretmek isteyen ziyaretçiler pedal gücüne başvuruyor. Şili’deki Tierra Patagonia Hotel & Spa’da konakladığınız zaman size takip edilebilir bir ağaç tohumu veriliyor ve o tohum sizin için Şili Patagonya bölgesindeki yangından tahrip olmuş bölgeye ekiliyor. Siz daha sonra aldığınız koordinatları Google Maps üzerinden belirleyebiliyor ve bir sonraki ziyaretinizde ağacınızın gelişimini izleyebiliyorsunuz. Kaynak: Oggusto [old_news_related_template title="2019'un seyahat trendleri" desc="Seyahatin artık sadece deniz kenarına gidip güneşlenmek veya bir otelin içinde vakit geçirmek anlamına gelmediği son birkaç senedir, gezgin olmak ve gezerken deneyimlemek olgusu birçok değişikliği ve gelişmeyi de beraberinde getirdi. Zira bir süredir seyahatler o dönemin yükselen değerlerine ve bu değerler çerçevesinde belirlenen trendlere göre şekilleniyor. İşte 2019 senesini şekillendirecek seyahat trendleri..." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/11/iecrop/vietnam_16_9_1543394237.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/seyahat/2019un-seyahat-trendleri/"]