Başak KAYA/Ankara

Anamuhalefet partisi CHP, toplumun kademe kademe nasıl fişlendiğini politika notu haline getirdi. Araştırma, Bilim ve Yönetim Platformu’nun hazırladığı politika notunda, sağlık sisteminden e-bilete kadar birçok uygulamanın toplumu fişleme aracı haline geldiğine dikkat çekildi. “Geleneksel değerlere ve Anadolu’nun kardeşlik hukukuna her fırsatta vurgu yapan sözde ‘muhafazakâr demokrat’ AKP’nin, toplumsal güven duygusunu yok ettiği” vurgulandı.

Politika notunda, yapılan düzenlemelerle sokak sokak izlenen Türkiye noktasına nasıl gelindiği saptandı. Gezi eylemleri ve yolsuzluk operasyonları sonrasında “fişlemenin” arttığına dikkat çekilen raporda polis devletine gidişin hızlandığı vurgulandı.

Politika notunda altı çizilen ana noktalardan biri de AKP iktidarında kurumsallaşan "polis devleti"nin en tehlikeli göstergelerinden olarak İç Güvenlik Yasa Tasarısı gösterildi. Tasarının neleri getirdiği örneklerle anlatıldı.

Politika notunda özetle şu belirlemeler yapıldı:

GÜVEN(SİZ)LİK TOPLUMUNA DOĞRU

Türkiye’de sokak kameralarının görünür olduğu dönem AKP’nin iktidarıyla başlamıştır. İktidarın “potansiyel suçlu” gördüklerini çok hızlı tespit eden ve yakalatan kameralar, iktidarın beslediği “suçluları” yakalamak bir yana tespit dahi edememektedir.

SINIRSIZ FİŞLEME YETKİSİ

Kişisel Verilerin Korunması Kanun Tasarısı otoriter zihniyetin ürünüdür. Polis, Jandarma ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) neredeyse sınırsız bir fişleme yetkisine kavuşmaktadır.

AKP İKTİDARININ SIRLARI KORUMA ALTINDA

AKP kendi sırlarını, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ile sıkı bir “koruma” altına almayı hedeflemektedir. Tasarıya göre, başbakan başkanlığındaki kurul gerekli gördüğü bilgilere ve belgelere devlet sırrı statüsü vererek, bunları elli senelik bir sessizliğe gömebilmektedir.

DÜNYADA BİR İLK

AKP iktidarı spor taraftarlarını denetim altına almak istemektedir. İktidarın, taraftarları denetlemeye yönelik e-bilet girişimi dünyadaki fişleme örnekleri içinde bir ilktir.



GEZİ’DEN KORKAN AKP GÖZETİMİ ARTIRDI

Gezi eylemlerinden sonra, fişleme uygulamaları hem çeşitlenmiş hem de artmıştır. Eylemlerin hemen ardından “muhbir vatandaş” projesi başlatılmıştır. Toplumun tümü bir polis denetim alanına çevrilmektedir.

 

17 ARALIK VE SONRASINDA GÖZETİM

“17 ve 25 Aralık Yolsuzluk Operasyonları” süresince ve sonrasında yaşananlar, polis devletinin varlığını ve gücünü tüm dünyanın gözü önüne sermiştir. Öncesinde de bilinen polis devleti, 17 Aralık sonrasında AKP iktidarının bizzat kendisi tarafından da kabul edilen bir gerçekliğe dönüşmüştür. İktidarın yaşanan sürece tepkisi polis devleti uygulamalarını daha da yaygınlaştırmak ve yoğunlaştırmak olmuştur. 17 Aralık süreci, devleti bir fişleme aygıtına dönüştürmektedir.

CHP NE DİYOR?

•Hiç kimse politik görüşü, yaşam tarzı, yönelim ve tercihleri yüzünden fişlenmeyecek.
•Kimseye potansiyel sapkın ve suçlu muamelesi yapılmayacak.
•Herkes kendisiyle ilgili her türlü belgeye ulaşacak. Yanlış varsa düzelecek.
•Kişisel bilgilere ulaşımda devlet sırrı bahanesi ve engeli olmayacak.
•Devletin gözetim teknik ve uygulamaları, sivil toplumun denetimine açılacak.
•Devlet, güvenlik mantığıyla değil, güven ve hizmet verme amacıyla yapılanacak.

ORWELL’İN ROMANI 30 YIL SONRA GERÇEK OLDU

Politika notunda George Orwell’in ‘1984’ isimli politik romanına atıfta bulunularak, kitapta tanımlanan ‘büyük birader’ ve ‘düşünce polisi’ kavramlarının 30 yıl sonra Türkiye’de hayata geçtiği belirtildi.