ASUMAN ARANCA/ANKARA
Hatay ve Adana'da MİT'e ait mühimmat yüklü olduğu iddia edilen tırları durdurarak arama yapan savcılar Aziz Takcı ve Özcan Şişman ile dönemin Adana Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık ve Başsavcı vekili Ahmet Karaca hakkında tutuklama kararı çıkarıldı.
Savcı Özcan Şişman gözaltına alındı!
Hakkında tutuklama kararı çıkartılan Savcı Özcan Şişman evinde gözaltına alınarak emniyete getirildi
Adana ve Hatay’da MİT’e ait TIR’ların durdurulup aranması ile ilgili operasyonlarda görevli 4 savcı ile bir subay hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu HSYK’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklama kararı verildi.
Hakkında tutuklama kararı çıkartılan Savcı Özcan Şişman, gözaltına alındıktan sonra sağlık Adana Adli Tıp Kurumu’na getirilerek sağlık kontrolünden geçirildi. Çıkışta gazetecilere açıklama yapan şişman, şunları söyledi:
“Casusluk yaptığım iddia ediliyor. Hangi devlete ne casusluk yaptığımızı izah etmeleri lazım. Ben yıllarca casuslukla ilgili soruşturmalar yaptım. Yıllarca terör soruşturmaları yaptım neyle suçlandığımı bilmiyorum. Devletin savcısını bu şekilde derdest etmeleri suçtur, bu suçu işleyenler cezasını çekeceklerdir. Bu kadar net söylüyorum.”
Savcı Özcan Şişman, gözaltına alındıktan sonra sağlık Adana Adli Tıp Kurumu’na getirilerek sağlık kontrolünden geçirildi.
Eminağaoğlu: "Darbe döneminde bile olmadı"
Hakim ve Yargıçlar Sendikası eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Adana'daki MİT TIR'larına ilişkin soruşturmalara bakan savcılar hakkındaki tutuklama kararını SÖZCÜ'ye değerlendirdi. Eminağaoğlu, ''Darbe dönemlerinde bile olmayan olaylar yaşandığını'' savunarak şunları söyledi:
''Türkiye'de artık adil yargılama adil soruşturma değil yargılamanın varlığından dahi söz edilemez. Haklarında bu şekilde soruşturma yürütülen kişiler hakkında her hangi bir şekilde tahliye talebini inceleyebilecek bir yargıç, bu kararları denetleyemeyecek, denetleyebilmesi halinde onlar da tutuklanacak. Bu, Türkiye'de hukukun, yargının bütünüyle iktidarın bir silahı sopası haline geldiğinin bir baskı aracı haline geldiğinin yeni bir örneğidir. Artık Türkiye'de darbelerin yapmadığı bir tahliye yasağı dönemi başlamıştır. Tutuklanan hakim ve savcıları tahliye edecek her kim olursa olsun, derhal soruşturulacağı bir sürecin varlığı Türkiye'de yargının da sonu anlamını taşımaktadır. Yapılan işlem adı geçen kişilerin şahsında, yargıya ve millet iradesine karşı yapılmış bir işlemdir. burada bütün yargıç ve savcıların 'beni de tutuklayın, beni de soruşturun' diyeceği bir dönem başlamıştır.''
Hakkında tutuklama kararı çıkarılan savcı Takcı, SÖZCÜ'ye yaptığı açıklamada, "Evinize gelen eşkıyaya, hırsıza, 'dur yapma bu hukuka, anayasaya, insan haklarına, evrensel hukuka aykırı' diyemezsiniz. Deseniz de bir anlamı yok. Seçim yaklaştı, birileri seçim sonuçlarını riskli görüyor, seçimden önce bir gözdağı verelim istiyorlar. Müfettiş 16 aydır sürdürüyor soruşturmayı. 16 ay sonra mı aklına geldi savcıyı tutuklamak?" dedi.
Savcı Şişman ise, "Bugün yapılanlar hukuksuzdur ve hukuksuzluk yapanlar, hukuk yeniden geri döndüğünde hesabını verecektir. Benim hesabını veremeyeceğim bir konu yok, yanlış bir şey yapmadık. Şu anda evimdeyim. Çocuklarımla yemeğe oturacağım. Buyursunlar gelsinler" diye konuştu. Savcı Süleyman Bağrıyanık da, "Biz yeri yurdu belli olan insanlarız. Kaçacak göçecek değiliz. Bu ülkenin topraklarında doğduk, bu topraklarda öleceğiz. Çekindiğimiz bir şey yok" ifadelerini kullandı.
Müfettiş tutuklama istedi
HSYK 3. Dairesi, Aralık 2014'ta, MİT tırlarına yönelik soruşturmalara bakan 5 savcı hakkında soruşturma izni vererek, müfettiş Arif Sami Kaya'yı iddiaları araştırması için görevlendirmişti. Soruşturma izni verilmesiyle birlikte, savcı yetkisiyle donatılmış hale gelen müfettiş Kaya, bugün dönemin Adana savcıları Takcı, Şişman, Bağrıyanık ve Karaca ile Hatay Başsavcısı Yaşar Kavalcıoğlu hakkındaki raporunu tamamlayarak, tutuklanmalarını istedi. 2802 sayılı Hakim ve Savcılar kanunu uyarınca söz konusu talep, hakim ve savcılar hakkındaki son soruşturma iznini vermeye yetkili en yakın Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Dönemim Hatay Başsavcısı Kavalcıoğlu hakkındaki talebi ise, buraya en yakın yer olan İskenderun Ağır Ceza Mahkemesi'nin vereceği belirtiliyor.
İfade verecekler
Adana Savcılarının görev yaptığı yere en yakın yerde bulunan Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi de, söz konusu talep uyarınca, savcılar hakkında, tutuklamaya sevk kararı değerlendirilinceye kadar gözaltı uygulanmasına karar verdi. 4 savcının yarın Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesine giderek, ifade vermeleri bekleniyor. Mahkeme, ifadelerinin ardından savcıların tutuklanıp tutuklanmayacaklarına karar verecek.
Bu yapılan eşkıyalık
Haklarında tutuklama kararı çıkarılan savcılar ise, ifadeleri öncesinde Sözcü'ye açıklamalarda bulundu. O açıklamalar ise şöyle:
Savcı Aziz Takcı: "Evinize gelen eşkıyaya, hırsıza, 'dur yapma bu hukuka, anayasaya, insan haklarına, evrensel hukuka aykırı' diyemezsiniz. Deseniz de bir anlamı yok.Buna hukuk dışı demek yetmiyor. Şu anda bu yapılanın da eşkıyalıktan bir farkı yok. Hukuki bir şey söylemeye gerek yok çünkü ortada hukuk yok. Eşkıyalık bu. Eşkıya da hukuk egemen oluncaya kadar hükmünü sürer. Bu eşkıyalık ne kadar sürecek göreceğiz. Seçim yaklaştı, birileri seçim sonuçlarını riskli görüyor, seçimden önce bir gözdağı verelim istiyorlar. Biz soruşturmadan alınalı 16 ay olmuş. Açığa alınalı da 4 ay olmuş. Müfettiş 16 aydır sürdürüyor soruşturmayı. 16 ay sonra mı aklına geldi savcıyı tutuklamak?"
İstanbul'da tepki görmeyince buna cüret ettiler
İstanbul'daki eşkıyalık yapılınca (hakimler tutuklanınca) karşılarında ciddi bir tepki görmeyip, sinmiş bir hal görünce, buna cüret ettiler. Bunun izah edilecek başka bir tarafı yok. Muhtemelen 17-25 Aralık savcılarına da aynısını yapacaklardır. Ben HSYK'ya yaptığım savunmada tüm hukuksuzlukları yüzlerine çarpmıştım, kendi yaptığım işin ne kadar hukuki olduğunu yasal gerekçeleriyle açıklamıştım. Ellerinde bir şey olma imkanı yok bana karşı. Ellerinde delil olması için önce suç olması lazım. Suç olmadığı için delil de yok. ama verdikleri bu kararlardan ileride çok utanacaklar. Ben Zonguldak'tayım haberi televizyonlardan duydum. Hazırlanıp gideceğim"
Hesabını veremeyeceğim hiç bir şey yok
Savcı Özcan Şişman: "Hukuksuzluğun bu kadar yaşandığı bir yerde daha farklı bir şey beklemiyordum. Bizim hesabını veremeyeceğimiz bir şey yok. Sorarlarsa da ne yaptığımızı anlatırız. Yanlış bir şey yapmadık. Herhangi bir hukuksuzluğumuz, korkumuz yok. Görevimizi yaptık. Bugün yapılanlar hukuksuzdur ve hukuksuzluk yapanlar, hukuk yeniden geri döndüğünde hesabını verecektir. Benim hesabını veremeyeceğim bir konu yok. Kimse endişe etmesin. Ben son derece rahatım. Şu anda evimdeyim. Çocuklarımla yemeğe oturacağım. Buyursunlar gelsinler"
Bu ülkede doğduk bu ülkede öleceğiz
Savcı Süleyman Bağrıyanık: "Biz yeri yurdu belli olan insanlarız. İlk işim hemen yarın gidip mahkemeye çıkmak olacak, ne sorulursa cevap verecek durumdayız. Ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Hukuku bilen insanlarız. Kaçacak göçecek değiliz. Bu ülkenin topraklarında doğduk, bu topraklarda öleceğiz. Hiç kimseden hiç bir şeyden de çekinmem. Doğru neyse o. 23 senelik meslek yaşamımda herkes bizi bilir. Duruşum bellidir. Dün de bozmadım bugün de bozmayacağım. Bizim çekindiğimiz bir şey yok, hayırlısı olsun. Hukuki zeminde kalarak hakkımı sonuna kadar aramaya devam edeceğim. Türk milleti de sonucunu görecek."
