Gıda ışınlama yönteminin, düşük maliyette olması, gıdayı uzun süre bozulmadan saklamayı sağlaması yani raf ömrünü uzatması anlamında, ticari olarak bakıldığında alternatiflerine göre daha avantajlı olduğu düşünülüyor. Gıdayı korumak için kullanılan; tuzlama, kurutma, dondurma, ısıl işlem uygulaması gibi geleneksel gıda koruma yöntemlerini değerlendiren Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Güngöroğlu, "Dondurarak da koruyabilirsiniz ancak bu gıdanın orijinal formunu bozar. Işınlama, özellikle uluslararası ihracatlarda çok önemli bir faktör. Bizim birçok baharatımız yurt dışından aflatoksin barındırdığı için geri döndü. Örneğin baharatı bu şekilde gıdanın yapısını bozmadan koruyamazsınız. Çiğ meyve ve sebzeyi de öyle." şeklinde konuştu.

market-1

Radyasyondan Korunma Uzmanları Derneği Başkanı Gönül Buyan da buna ek olarak; " Radyasyon uygulamalarının temel felsefesi olan gereklilik (justifikasyon) kuralının burada da uygulanması gerekir. Justifikasyon, mevcut tüm yöntemler değerlendirildikten sonra net faydanın sağlandığı durumlarda ışınlamanın yapılmasıdır. Gıda ışınlanması, bu konuda alternatif tekniklere üstünlükleri nedeni ile uygulanmaktadır. Uygulama kriterleri de bu konuda yetkin olan uluslararası kuruluşlar tarafından belirlenmektedir. Verilen dozların doğruluğunun test edileceği yöntemler mevcut olup bunların uygulanması halinde, ışınlanmış gıdaların tüketilmesinde bugünkü bilimsel verilerle endişe duyulmasına gerek duyulacak bir durum olmadığı değerlendirilmektedir. Burada üzerinde durulması gereken en temel husus, devletin gerek ülkemizde ışınlanan, gerekse ithal ürünlerle ilgili güçlü ve sürekliliği olan bir denetim erkine sahip olmasıdır."

Tüm Aktar Baharatçı Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiricileri Derneği (TABDER) Başkanı Ercan ise, ışınlama yönteminin sadece raf ömrünü uzatmaya yaradığını ve firmaların, düşük maliyetli olduğu için bu yöntemi tercih edildiğini belirtiyor ve ekliyor: "Maliyeti yüksek olsa da, organik ürünlerde de kullanılan, su buharı ile strerilize etmek iyi bir alternatiftir. Kanada bu yöntemi kullanıyor. Gelişmiş ülkelerde de bu yönteme çok hızlı bir geçiş var. Umarım Türkiye de en yakın zamanda bu yönteme geçer. Su buharı ile hem çevreye hem de gıdaya hem de insana zarar vermemiş oluyorsunuz."

Ercan'ın bu noktada sorduğu soru ise şu: "Ticarette bu yöntemin makul bir alternatifi yoksa organik gıdaları nasıl depoluyor ve pazarlıyoruz? Ayrıca gıda ışınlama yönteminin uygulandığı gıdaya 'organik' diyemeyeceğimiz bir gerçek."

elma

Yönetmeliğin EK - 3 GIDA IŞINLAMA İÇİN GEREKLİ KOŞULLAR kısmında bu konu şöyle ifade edilmiş:

D- Bu işlem, iyi üretim veya tarım uygulamalarının ya da hijyen uygulamalarının yerini alamaz.

Gamma Pak'ın İşletici Müdürü Tuğba Günaydı ise yönetmelikte olan bu maddeye şu yorumu getirdi: "Bu maddenin konmasındaki gerekçe, üreticilerin ürünü ışınlatıp mikroorganizmalardan arındırılacağı düşünülerek, iyi tarım ve hijyenik üretim yapma uygulamalarını terk etmemelerini sağlamaktır." 


PEKİ BU UYGULAMA YASAKLANMALI MI?

Bir gıda koruma yöntemi olarak ışınlama, birçok ülkede uygulanıyor olsa da bu yöntemin insan ve çevre sağlığına zararları konusunda soru işaretlerini bilerek hareket etmek gerekiyor. Bilinçli tüketiciler olarak etiket okuma alışkanlığı kazanmak ve gıdalara uygulanan işlemleri ifade eden sembollerin farkında olmak şart. Güngöroğlu, ticaretin gelişmesi anlamında gıda ışınlama yönteminin pratiklik ve ekonomik açıdan iyi bir tercih olduğunu belirtirken insan sağlığına olan etkilerinin iyi araştırılmasını gerektiğini söylüyor. Tıbbi ve medikal malzemelerin sterilizasyonundan kozmetik ürünlere ve gıdalara kadar pek çok alanda orijinal formu bozmadan zararlı mikroorganizmaları yok etmek için kullanılan bu yöntemin önemine değinen Güngöroğlu, bu anlamda gıda ve insan sağlığı açısından da faydalı olduğunu belirtti.

Günaydı, işlemin, patojen denilen hastalık yapıcı mikroorganizmaları elemine ederek, bu yolla halk sağlığını korumanın amaçlandığını belirtti. Gıda ışınlamanın ticari olarak düşük maliyetli olduğu için değil etkin bir işlem olduğu için kullanıldığını da ifade eden Günaydı, "ışınlama tesisleri ve işlemi son derece çevreci bir yöntem olup, alternatif yöntemler içinde gıdaya en az hasarı vererek en fazla faydayı sağlayan yöntemdir." açıklamasını yaptı.

Gıda ışınlamasının tamamen ortadan kalkması durumunda muhtemel sorunları Günaydı şöyle sıraladı:

"- E coli, salmonellai Listeria gibi toplum sağlığını etkileyen gıda kaynaklı hastalıklar ve salgınların artması ve bunlara bağlı ölümlerin oluşma ihtimali yüksektir. Örneğin Amerika’ da patojen mikroorganizmalardan ötürü her yıl 5000 kişi hayatını kaybetmekte ve bu tür yani gıda zehirlenmeleri nedeniyle oluşan sağlık harcamalarının yıllık 7 milyar $’ ulaştığı tahmin edilmektedir.

- Bu nedenle ülkemizde de gıda ışınlaması yapılmadığında gıda kaynaklı hastalıklar nedeniyle sağlık harcamalarının artması muhtemel bir senaryodur.

-Gıdaların erken bozulması nedeniyle ihracatı etkileyen gıda kayıpları meydana gelecek ve buna bağlı ekonomik kayıplar oluşacaktır. "

Ayhan Ercan ise yönteme karşı olsa da gıda ışınlama yönteminin yasaklanmasındansa disipline edilmesi taraftarı. "Denetimlerin artırılması gerekiyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı denetimler konusunda kötü değil. Periyodik olarak denetimler yapıyor ve şikayetlere çok çabuk geri dönüyorlar. ALO 174 hattının bu anlamda çok iyi çalıştığını da düşünüyorum. Ama ışınlama konusunda aynı şeyi söyeleyemiyorum." şeklinde konuşan Ercan, yöntemin muhtemel etkilerinin daha iyi araştırılması ve endüstrileşen gıdalardaki tehlikeler konusunda bilinçli olunması gerektiğini belirtiyor.