Türkiye’de bazı ihracatçı birliği başkanlarının ‘suya sabuna dokunmaktan kaçındığını’ ve sektörün sorunlarıyla mücadele etmek yerine ‘yapıyormuş’ gibi görünmeyi tercih ettiğini belirten Eroğlu şöyle devam etti:

“Yurt içi ve yurt dışı STK’lardaki görevlerimde çok değerli deneyimler kazandım. Türkiye’de elini taşın altına koymayan ama ‘elini şöyle taşın altına koy’ diyen STK’lar gördüm. Dünyanın gelişmiş ve kalkınmış ülkelerinde STK’lar ekonomiyi yönlendirir, sektörlerin sorunlarını doğru makamlara iletir ve çözene kadar mücadele eder. İçinde bulundukları sektör için çalışır sorunlara çözümler üretirler ve o çözümler ekonomiye destek olduğu gibi o ülkenin de ilerlemesini sağlar. İşte bu yüzden ben de bugün taşın altına elimi koyuyorum. Türkiye’nin en büyük 1000 sanayi kuruluşu ve ilk 1000 ihracatçısı arasında yer alan firmam SEM Plastik A.Ş. ‘de ortaya koyduğumuz başarılı çalışmalar ve sivil toplum örgütü PAGEV’de elde ettiğim deneyimle, sanayici ve ihracatçı kimliğimle, Türkiye ve sektörümüz için değişim için İKMİB başkanlığına aday oldum. Değişime inanıyorum.

“BEŞ YILDIZLI DEĞİŞİM PLANIMIZ VAR"


Değişim çağında değişimden kaçılamayacağını belirten Yavuz Eroğlu, sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini sıraladı:

“Küresel ekonominin bütün aktörleri, içinden geçtiğimiz teknoloji çağında çok hızlı bir değişim yaşıyor. Bu öyle bir rüzgar ki değişmeyen tarih oluyor. Bir parçası olduğumuz sektörün dinamikleri bizi dönüşmeye, sürdürülebilir olmaya, daha çok üretmeye ve değer yaratmaya zorluyor. Atacağımız her adım, çözeceğimiz her sorun Türkiye ekonomisini yükseltecek bir tuğla olacak. Bu nedenle değişim diyoruz, hemen diyoruz. Sektörümüz için beş yıldızlı bir değişim planımız var. İlk olarak astronomik aidatlara son vermeyi planlıyoruz. İhracatçılardan alınan yüksek ve zorunlu aidatları hemen düşüreceğiz. İKMİB neden sadece ihracatçıdan yapılan kesintinin sefasını sürüyor. Birlik ihracatçının sırtından geçinmek yerine kendi gelirini elde edebilir. Biz bunu sağlayacağız. ‘Türk İhraç Ürünleri Fuarı’ düzenleyeceğiz. Çin’liler düzenledikleri Canton Çin İhraç ürünleri fuarında sadece tek bir dönemde 30 milyar dolarlık ihracat bağlantısı yapıyor bunu neden biz başarmayalım. Biz , müşterileri Türkiye’ye getirerek hem ürünlerimizi hem de ülkemizi tanıtacağız. Pazar çeşitliliği için fuar sayımızı arttırırken, fuar katılım bedellerini aşağı çekeceğiz. Uygulayacağımız ‘İhracatçıya özel nakliye hizmetleri’ projesiyle, limanlardaki tekel yapının gücünü kırarak firmalarımızın nakliye masraflarını azaltacağız. UR-GE projelerinin sayısını ve en önemlisi kalitesini arttıracağız. Gezmek için değil, mal satmak için UR-GE projeleri yapacağız. Devlet teşvikleri, Eximbank kredisi, gümrük sorunları gibi birçok konuda destek isteyen ihracatçılarımızın zaman kaybetmemesi adına Ankara ofisi de açacağız ve sorunların çözümünde nokta atışı sağlayacağız. Ve en önemlisi ‘israfa dur’ diyeceğiz. İKMİB’in yılda 25 milyon TL’lik geliri var. Yönetimdekilerin ‘Business Class’ uçuşlar gibi gereksiz lükslerini, danışmanlara harcadıkları 1.600.000 TL içeriği anlaşılmayan harcama kalemlerini , ihracatçıdan zorunlu kesintiyle yaptığı, hedefe yönelik olmayan seyahatleri ve tüm gereksiz sonuç getirmeyen 'içi boş' projeleri iptal edeceğiz. İhracatçının cebinden çıkan paralar, ihracatçının sorunlarının çözümünde kullanılacak.”