Bu başlığı ben yazsaydım, “müptezel yazar yine fırsatı bulmuş, İslam’a kinini kusmuş...” diye küfür mektupları gönderirlerdi. Bu başlığı yazan ben değilim. Muhafazakar ve İslamcı çizginin gazetesi KARAR manşetinden yayınladı. (2 Mart 2018 Cuma)
Ne olmuş?
Niçin büyütmüşler?
Neden önemsetiyorlar?
Baktım.
Şu bilgileri sıralamışlar:
Ülkelerin sosyo-ekonomik röntgenini çeken “Yolsuzluk Endeksi” İslam Dünyası’nın temel haklarda geriye gittiğini ortaya koydu. Yolsuzluk algısı en düşük ülkeler listesinde ilk 20’ye tek bir Müslüman ülke bile giremedi.

* * *

Tabloyu şöyle koymuşlar.
ŞEFAFLIK SIRALAMASI:
Ülke Sıralama Puanı
İzlanda.....1’inci........89.
İngiltere...8’inci........82.
Almanya...12’nci......81.
ABD.......16’ncı......75.
BAE........21’inci......71.
Katar.......29’uncu.......63.
Brunei......32’nci.......62.
180 ülke “yolsuzluk, ahlaksızlık, rüşvet, adam kayırma, hukuksuzluk” ölçülerine göre böyle sıralanarak gidiyor.
İnsan, meraklı yaratık.
TÜRKİYE nerede?
Türkiye, 180 ülke içinde 2013’ten bu yana sürekli gerilemiş. Yani yolsuzluk, ahlaksızlık, rüşvet, adam kayırma, hukuksuzluk hep artmış ve bu listenin yayınlandığı yılı kapsayan 2016’ya gelindiğinde Türkiye 75’inci sıradan 81’inci sıraya, aşağıya, gitmiş.
Bizden kötü olanlar var.
Somali. Güney Sudan.
Ve diğer Afrika ülkeleri.

* * *

Ahlaksız, sömürgeci beyaz adamlar yani İngiliz, Fransız, İtalyan, Hollandalı, Amerikalı Afrika’ya yolsuzluk aşıladı diyelim. Tamam da Türkiye, 2013’den bu yana sürekli olarak yolsuzluk batağı Afrika ülkelerine doğru, aşağıya gidiyor. Cumhurbaşkanı yeni gezisinde, yanında çok sayıda işadamını da alarak, yine Afrika ülkelerine gitti.
Çok talihsiz bir an.
Kötü bir rastlantı.
Cumhurbaşkanının uçağına alıp yanında Afrika’ya götürdüğü gazeteciler, Cezayir’de cumhurbaşkanını kaldığı otelde karşılayan Türk işadamlarına rastladılar. Hemen söyleşi yaptılar ve “Türkiye ile Afrika’nın birlikte geleceğin dünyasını kurduğunun” göstergesi olarak bu işadamlarının yatırımlarını yazdılar. İşadamlarından biri “İstanbul’un tarihi görüntüsünü (silüetini) bozan 16/9 kulelerini” diken girişimciydi. Cumhurbaşkanı imam hatipten arkadaşı olmasına rağmen, bu çirkin yapı yüzünden 6 yıl önce ona küsmüştü.

* * *

Küsme önemli değil.
İnsan, küser barışır.
Önemli olan yolsuzluk.
Çürüme, hukukun bitişi.
İstanbul’un tarihi görüntüsünü kirleten binalara hukuk savaşı başlatılmıştı. Mahkemeler, “silüet katili binaların” üst katlarının yıkılması (üstten traşlanması) kararı almışlardı. Hukuk yık diyordu, yıkması gereken binayı diken işadamıydı, o yıkmazsa Zeytinburnu Belediyesi yıkacak ve yıkım bedelini de işte bu Afrika gezisinde Cumhurbaşkanı’nı otelde karşılayan 16/9’u dikici işadamından alacaktı. Zeytinburnu Belediye Başkanı da Cumhurbaşkanı’nın partisindendi. Hukukun aldığı “traşlama kararını” uygulamadı. C.B adlı bir vatandaş, “Belediye başkanı hukukun aldığı kararı uygulamıyor, suçludur” diye şikayette bulundu. Fakat İçişleri Bakanlığı, belediye başkanı için “soruşturma açılmasına” izin vermedi. C.B adlı vatandaş bu kez üst mahkeme Danıştay’a gitti. Danıştay, estek-köstek gerekçelerle soruşturmaya gerek olmadığına karar verdi. Yine Cumhurbaşkanı’nın partisinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise 6 yıl bekledikten sonra “16/9 kuleleri, tarihi görüntüyü kirletiyor yıkılması gerekir kararını veren hakim ve bilirkişiler FETÖ’cüdür” diyerek yargılanmanın yeniden yapılmasını istedi. Mahkeme talebi kabul etti ve “silüet katili kuleler” kurtuldu.

* * *

Muhafazakar, İslamcı gazete KARAR, “İslam Aleminin Utanç Tablosu” diye manşet atıyor. İslam alemini “utanç tablolarının” içine düşüren hukuksuzlukları, ahlaksızlıkları, çürüme ve rüşveti Hıristiyanlar mı sokuyor?