Tüm dünyada maddi manevi büyük yıkıma yol açan corona virüsü salgını bu sene bayram namazını da etkiledi. Geçtiğimiz günlerde Diyanet İşleri Başkanlığı bayram namazının salgına bağlı olarak camilerde kılınamayacağını açıkladı. Türkiye'de bu gelişmelerin haricinde bayram namazı saatleri de internette sıkça araştırılıyor. İzmir'de bayram namazı saat kaçta? sorusu diğer illerdeki gibi merak ediliyor. İzmir'de bulunan Müslümanlar bayram namazının saat kaçta olduğunu ve sabah ezanının saat kaçta okunduğunu araştırıyor. İşte 2020 Diyanet İzmir bayram namazı saati ve bayram namazı hakkındaki bilgiler...

İZMİR BAYRAM NAMAZI SAAT KAÇTA?

Bayram namazının bu sene camilerde cematle kılınamayacak. Bu yıl İzmir'de bayram namazı saati 06:26'dır.

İZMİR NAMAZ VAKİTLERİ

DUHA NAMAZI NEDİR? KUŞLUK NAMAZI SAAT KAÇTA KILINIR?

Duha namazı aynı zamanda kuşluk namazı olarak da bilinir. Güneşin bir mızrak boyu yükselmesinden, yani Güneş doğduktan 45 dakika sonra başlar, öğle namazına 45 dakika kalıncaya kadar devam eder. Niteki bir hadîs-i Şerîfte: “Kuşluk namazı, deve yavrusunun ayakları sıcaktan kızdığı zamandır.” Buyurulur. (Müslim, Misâfirîn, 143)Duhâ (kuşluk) namazı dediğimiz nafile namaz bu andan itibaren kılınır. Zeval vaktine yarım saat kalıncaya kadar devam eder. İki veya dört veya sekiz veya on iki rek‘at kılınabilirse de, en faziletlisi sekiz rek‘at kılmaktır.

İL İL BAYRAM NAMAZI VAKİTLERİ

BAYRAM NAMAZI HAKKINDA

Bayram namazı, biri ramazan bayramında diğeri kurban bayramındaolmak üzere yılda iki defa kılınan iki rek‘atlık bir namazdır. Bayram namazıHanefî mezhebinde, cuma namazının vücûb şartlarını taşıyan kimselerevâciptir. Şâfiî ve Mâlikîler'e göre müekked sünnet, Hanbelîler'e göre ise farz-ıkifâyedir.Bayram namazının sıhhat şartları, Hanefîler'e göre, hutbe hariç, cumanamazının sıhhat şartları ile aynıdır. Sadece hutbenin hükmü bakımındanaralarında fark vardır. Yani cuma namazında hutbe sıhhat şartı olduğuhalde, bayram namazında sünnettir.

Yine hutbe cuma namazında namaz-dan önce, bayram namazında ise namazdan sonra okunur.Şâfiîler'e göre kadınlar da bayram namazı ile yükümlüdürler. Şu var kibu namazın cemaatle kılınması şart olmayıp, münferiden de kılınabilir, fakatcamide cemaatle kılınması daha faziletlidir.Bayram namazının diğer namazlardan kılınış bakımından farkı, bununher rek‘atında üçer fazla tekbir olmasıdır. Bu fazla tekbirlere "zâit tekbirler"denir. Bu ilâve tekbirler vâcip olup birinci rek‘atta kıraatten önce, ikincirek‘atta kıraatten sonra alınır. Tekbirle birlikte eller kaldırılır ve yanlara bıra-kılır(ref‘ ve irsâl). İlk rek‘atta iftitah tekbirinden sonra eller bağlanır(itimâd)ve "Sübhâneke" okunur. Bundan sonra imamla birlikte zâit tekbirlere geçilir.İmamın tekbiri diğer tekbirlerde olduğu gibi sesli, cemaatin tekbirleri ise al-çak sesle olur.

Allahüekber denilerek eller kaldırılır ve yanlara salınır, üçkere "sübhânellah" diyecek kadar beklendikten sonra yeniden tekbir alınır;aynı şekilde eller kaldırılır, yanlara bırakılır ve biraz beklendikten sonra burek‘attaki zâit tekbirlerin sonuncusu olan üçüncü tekbir alınır ve bu defaeller bağlanır. Cemaat susar, imam gizlice eûzü ve besmele çektikten sonraaçıktan okumaya başlar. Fâtiha'dan sonra bir sûre daha okur, rükû ve sec-deden sonra ikinci rek‘ate kalkılır. İkinci rek‘atta imam, Fâtiha ve arkasın-dan bir sûre okuduktan sonra üç defa tekbir alınır ve eller yanlara salıverilir.Dördüncü tekbir rükûa geçiş tekbiri olup bu tekbirle rükûya gidilir ve namaztamamlanır.



BAYRAM NAMAZI EVDE KILINIR MI?

Kur-an’ı Kerim ‘de Ramazan Bayramı ile ilgili ayet şu şekildedir: “(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz (tekbirler getirmeniz) ve şükretmeniz içindir.” (Bakara, 2/185).

Kur’an- Kerim’deki ilgili ayetlerden bayram namazının cemaatle kılınması gerektiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla cemaatle olmak kaydıyla evde veya herhangi bir mekânda bayram namazı kılınabilir.



İZMİR TARİHÇE

Eski İzmir (Smyrna) kenti, körfezin kuzeydoğusunda yer alan ve yüzölçümü yaklaşık yüz dönüm olan bir yarım adacık üzerinde kurulmuştu. Sonraki yüzyıllar boyunca Meles Çayı'nın ve bugünkü Yamanlar Dağı'ndan gelen sellerin getirdikleri mil ile bugünkü Bornova ovası oluştu ve yarım adacık, bir tepe hâline dönüştü. İzmir'deki ilk yerleşim yeri olarak tespit edilen Bayraklı/Tepekule Höyüğü'nün çevresi 1955 yılından beri yoğun bir gecekondu bölgesidir. Buradaki ilk kazılarda Türk Tarih Kurumu ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün (o zamanki adıyla Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü) büyük katkıları olmuştur. Günümüzde bu höyüğün üzerinde TEKEL Genel Müdürlüğü'nün İzmir Şarap ve Bira Fabrikası'na ait numune bağı bulunmaktadır.

Batı Anadolu kıyılarındaki ilk yerleşimler -ki bunlar Truva Savaşı'ndan sonra kurulan Aiol, İyon ve Dor kökenlidir- genelde küçük yarımadalar üzerinde kurulmuştur. Bu yerleşimler, günümüzde, İzmir Çandarlı'daki Pitanes, Foça'daki Phokaia (Fokaia), Bayraklı'daki Smyrna/Smirni (Bayraklı/Tepekule Höyüğü) ve Urla'daki Klazomenai/Kilizman; Aydın Didim'deki Milet/Miletos ve Muğla Milas'taki İasos gibi yerleşimlerdir. Bu yarımada yerleşimleri hem iki limana sahiptiler, hem de kara ve denizden gelecek saldırılara karşı güvence içindeydiler. Elverişsiz havalarda limanlardan biri uygun olmadığı takdirde gemiciler diğer limanı kullanma şansına sahiplerdi. Bayraklı/Tepekule Höyüğü, körfezin kuzeydoğu köşesinde, kuzeyine sarp kayalı Yamanlar Dağı'nı da alarak karadan gelecek saldırılara karşı rahat bir konumdaydı. Güneyi imbata açıktı. Eski İzmir yerleşimi yaklaşık üç bin yıl boyunca bu yarımada üzerinde yer aldı. MÖ 4. yüzyılın ikinci yarısında büyük nüfus artışı yüzünden bugünkü Kadifekale (Pagos) eteklerindeki İzmir Agorası'na taşındı.

İZMİR NÜFUS

1893 yılı Osmanlı nüfus sayımına göre İzmir merkezde yaşayan kişi sayısı 207.548 kişidir. İzmir'de yaşayan Türk sayısı 79.288 kişi olup nüfusun %38'ini teşkil etmekteydi. Rumlar %26, Osmanlı tebaasında olmayan yabancılar %25, Yahudiler %7, Ermeniler ise nüfusun %3'ünü teşkil etmekteydi. İzmir'deki nüfusun %55'i Hristiyan, %38'i Müslüman ve %7'si Museviydi.

Kentin nüfusu 1970-1985 arasında çok artmıştır. 1945 yılına kadar Türkiye'nin ikinci büyük şehriydi. TÜİK verilerine göre İzmir aldığı göç en çok 186.000 kişiyle Manisa, 130.000 Mardin, 126.000 Erzurum, 120.000 Konya, 84.000 Aydın, 83.000 Afyonkarahisar ve diğer illerin nüfuslarına kayıtlı önemli bir nüfus vardır. Diğer şehirlerden önemli oranlarda göç almıştır.

2019 yılı itibarıyla il nüfusu 4.367.251 kişidir.[38] İlde km2'ye 367 kişi düşmektedir. 2019 sonu verilerine göre yoğunluğun en fazla olduğu ilçe 14.649 kişi ile Konak'tır. İlde yıllık nüfus artış oranı %1,08 olmuştur.[39] Nüfus en çok artan ilçe: Torbalı (%3,99) Nüfusu en çok azalan ilçe: Kınık (-%3,36) olmuştur.

1 Şubat 2020 TÜİK verilerine göre 30 ilçe ve belediye, bu belediyelerde toplam 1.295 mahalle bulunmaktadır.