Sevgili okurlarım, dünyayı etkileyen bir salgın karşımızda bütün heybeti ile duruyor...

İnsanlık alemi ve bilim, adına bilmem ne virüsü denilen bu öldürücü nesne ile ne yazık ki baş edemiyor.

Biz de Türkiye olarak aynı dertle uğraşmayı sürdürüyoruz.

Bütün dünya, koruyucu olarak maske takıyor...

Bizim de takmamız gerekiyor.

Bazılarımız takıyor, bazılarımız takmıyor.

Çoğu zaman zorunlu olmadıkça takmayanlar arasında (itiraf edeyim) ben de varım.

Ama cebimde buruşuk bir maske var!

Kalabalık ortamlara girmiyorum, şu günlerde ziyaretçi kabul etmiyorum, kimse ile kucaklaşıp el sıkışmıyorum ama maskemi ne olur ne olmaz diye montumun cebinde taşıyorum.

★★★

Geçenlerde burada anlatmıştım, Recep Bey tarafından gönderilen beş adet maskeyi devlet görevlileri (iki küçük şişe kolonya ile birlikte) bizim eve, “Müessesenin hediyesi” olarak kapıya kadar getirmişti.

Cebimde gezdirdiğim maske onlardan biri!

Bu yaptığımın çok yanlış olduğunu da biliyorum.

Ama bazen markete falan girdiğimde takıyorum.

★★★

Sevgili okurlarım, Türkiye’deki maske dağıtımı olayını nasıl yüzlerine gözlerine bulaştırdıklarına hepimiz, milyonlarca insanımız bire bir tanık olduk.

Önce maskeleri her eve ve herkese ücretsiz dağıtacaklarını ilan ettiler...

Piyasada maske satışlarını yasakladılar.

Sonra işi PTT’ye havale ettiler!

PTT aracılığı ile almamız gerektiğini söylediler.

PTT başvurusu sonrasında herkesin telefonuna bir kod numarası gönderilecek ve isteyen her vatandaş maskelerini alacaktı!

Memleketin dört bir yanında para kuyrukları gibi maske kuyrukları oluştu.

Sonra karar yine değişti ve bu kez maskelerin eczanelerden alınması gerektiği söylendi.

Fakat gelin görün ki hiçbir eczanede ve başka yerde maske yoktu!

★★★

Şimdi son karar açıklandı:

Bu maskeler piyasada tanesi bir liradan satılacak!

Yaa kardeşim, madem eninde sonunda bu kararı alacaktınız, milyonlarca insanımızı ne diye oynattınız, oyaladınız, PTT kuyruklarında telefonuna kod numarası gelsin diye beklettiniz.

Bu rezaletin hesabı sorulmadı, bundan sonra da sorulmayacak.

Ama bir başka durum ortaya çıktı:

Maske işini de ellerine yüzlerine bulaştırdıkları kesinleşti.

Alın size 21. yüzyılda bir Türkiye gerçeği daha!

★★★

Sevgili okurlarım, şimdi bu konudaki kararları kim veriyorsa onlara sormak gerek:

-Bir liraya satılacak bu maskeler kim, kimler tarafından üretilmiştir?

-Kumaş kalitesi nedir, virüsü tutar mı?

-Nerelerde üretilmiştir?

-İhale falan açılmış mıdır, yoksa tek tabanca olarak bazı yandaşlara yeni bir kıyak mı sağlanmak istenmektedir?

★★★

Şimdi bir düşünün...

Piyasada maske yoktu...

Ve bir anda aynı piyasaya milyonlarca maske çıkıyor. Ya da birkaç gün içerisinde çıkacak.

Bu ne iştir, nasıl bir şeydir?

Bir anda nereden fışkırdı bunlar?

Hepsinin kalitesi aynı mıdır, yoksa aralarında bir sürü farklılık var mıdır?..

Ya da bunlar merdiven altlarında üretilen sağlıksız, virüsten korunmakta işe yaramayan ve sadece göstermelik olarak imal edilen bez nesneler midir?

★★★

Bu soruların yanıtını hiç kimse bilmiyor...

Karşımızda adına virüs denilen korkunç bir düşman var...

Ve biz bazen çelişkili, bazen de güldürücü göstermelik önlemlerle bu virüsü alt etme çabasındayız.

Bir sürü farklı kararlar alınıyor, kimse nedenini anlayamıyor.

AVM’ler açılıyor, futbol maçları başlasın diye hazırlıklar başlatılıyor.

Koskoca Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açıklama yapıyor, “Sorumlusu Futbol Federasyonudur. Sorumluluk bize ait değildir” diye topu başkalarına atıyor!

Ciddiyetsizliğin bu kadarı devlet yaşamında az görülür!

★★★

Futbol ligleri başlayınca, öteki sporları düzenleyen federasyonlar da doğal olarak aynı istemlerde bulunacak.

Basketbol, voleybol, judo, güreş, boks, halter, aklınıza hangisi gelirse...

Maskeden geçtik, şimdi onlar için ne yapacaksınız?

Ne olur, bir bilen varsa anlatsın da hepimiz öğrenmiş olalım.