“Ekonomide pik yaptık!”

“Kanatlandık uçuyoruz...”

“Dünya bizi kıskanıyor!”

“Dış güçlerin saldırısı altındayız!”

“Şahlanıyoruz!” vs.

Sonuç ne?

İflas etmiş bir ekonomi...

Kasası boşalmış bir Hazine ve Maliye...

Felç olmuş bir devlet...

İçte ve dışta çöken siyaset...

Halkımızın önemli bir bölümü yoksul, perişan, yardıma muhtaç!

Ve döviz gelsin diye yabancı yatırımcılara el açtık!

Şahlandığı söylenen ekonomimizde durum bu...

★★★

Damat Berat Bey’in, Hazine ve Maliye Bakanlığı sırasında peş peşe açıkladığı “ekonomik paketler” fos çıktı, işler düzelmediği gibi daha da kötüye gitti.

Ekonomimiz enkaz haline geldikten sonra Damat Berat Bey, “At izi it izine karıştı” diyerek istifa etti. Ya da ettirildi!

Şimdi bu ağır faturayı kim ödeyecek?

Bu sorulur mu, tabii ki vatandaş ödeyecek!

Ülkemizin siyasetinde hesap ödemek gibi bir durum söz konusu değildir. Kim ne yaptıysa yanında kâr kalır!

★★★

Artık, duya duya bıktığımız “Reform” sözü yeniden gündeme geldi.

Nedir bu reform ya da reformlar?

Bundan önce yapılan reformların hangisinde hayır gördük ki?

Yaşanan olaylar tüm reformların “aldatmaca” olduğunu gösterdi.

Bu nedenle “Reform” söylemleri artık vatandaşın üzerinde bir heyecan yaratmıyor.

Adalet eski Bakanı Cemil Çiçek “Bize önce ‘İnsan ve ahlâk reformu’ lâzım!” diyor. Ona “Haksızsın” diyebilir miyiz?

★★★

Çöküş 16 Nisan 2017’deki Anayasa Referandumu ile başladı. 98 yıllık Parlamenter Sistem kaldırılıp, Başkanlık Sistemi’ne geçildi ve adına “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denildi.

Şimdi insanlarımızın önemli bir bölümü “Kendim ettim, kendim buldum, gül gibi sararıp soldum! Eyvaah, eyvaah!” türküsünü söylüyor.

İş işten geçtikten sonra pişmanlık neye yarar?

“Zararın neresinden dönülse kârdır” derler.

Anketler, izler ve işaretler, bu iktidarın ilk seçimde yolcu edileceğini gösteriyor!

Sağlık çalışanları perişan!


Korona salgınında en büyük darbeyi yiyen kesim doktorlar, hemşireler ve tüm sağlık çalışanları...

Aylardır en ön cephede, kelle koltukta savaşıyorlar!

Bir yandan yorgunluk, bir yandan tehlike, bir yandan da maddi sıkıntılar...

Cansiperane fedakârlıklarının karşılığını alamıyorlar!

Her gün birçok korona hastasının öldüğünü görüyor ve ruhsal olarak etkileniyorlar... Geceler onlar için kâbusa dönüyor!

Peki, muhterem Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Bey ne yapıyor?

Sağlık çalışanlarının feryatlarını duyup dertlerine derman oluyor mu? Hayır, ne yazık ki, olmuyor!

Ortada sadece lagaluga var!

“Sağlık çalışanlarımızın hakkı ödenemez!” diyorlar ve sonuçta bir şey ödemiyorlar!

★★★

CHP Sağlık Politikaları Genel Başkan Danışmanı Coşkun Bel, Sağlık Bakanı’nı uyarmak için sağlık çalışanlarının sorunlarıyla ilgili şöyle bir rapor hazırladı:

Koronavirüs hastalığı sağlık çalışanları için “Meslek hastalığı” sınıfına alınmalıdır.

Koronavirüs “Meslek hastalığı” olarak kabul edilirse, görev sırasında hastalanıp hayatlarını kaybeden sağlık çalışanlarının geride bıraktığı ailelerine maaş bağlanma imkânı olacaktır.

CHP olarak bu konuyu en kısa zamanda Meclis’e taşımak için çalışma başlattık.

Sağlık çalışanlarının özlük hakları mutlaka iyileştirilmelidir.

Avrupa ülkeleri ile karşılaştırdığımızda, bizim doktor ve hemşirelerimizin aldıkları maaşlar arasında büyük bir uçurum vardır.

İktidar ne yazık ki, bu haksız duruma hiçbir çözüm aramıyor. Âdil çözüm CHP iktidarında mutlaka bulunacaktır.

GÜNÜN SÖZÜ


Para ile her şey satın alınabilir ama ahlâk satın alınamaz!