Aramızdan ayrılan “Onuncu Köy”ün yazarı Bekir Coşkun’u, meslekteki ilk patronu Mustafa Özkan’dan dinledim...

★★★

Yazar Makbule Cengiz’in “Lekesiz Gazeteci” adıyla kitaplaştırmak üzere Bekir Coşkun’la yaptığı röportajı Odatv4’te dizi olarak yayımladı.

Coşkun gazetecilik anılarını anlatırken Özkan’ın adını anıyor.

Son 30 yıldır görmediği Özkan’ın, Cunda’daki evine çekildiği günlerinde ziyaretine gelmesinden duyduğu memnuniyeti paylaşıyor.

★★★

Güneri Civaoğlu, 1960’ların sonundan 1990’ların ortalarına kadar; sırasıyla Hür Anadolu, Başkent ve Son Havadis gazetelerini çıkaran Özkan’a dostlarından gelen mektuplardan oluşan bir kitap derlemişti.

Bekir Coşkun kitapta yer alan “Patron...” başlıklı mektubunda,  Özkan’dan “Onu tanıdığıma her zaman sevindim, her zaman” diye söz ediyor.

Memleketin sağcı-solcu diye kamplara bölündüğü yıllar...

Sağ siyasetin simge ismi Süleyman Demirel’e yakınlığı ile bilinen Özkan, “solcu” Coşkun’u işe almakta tereddüt etmedi mi?

★★★

Özkan bu sorumu şöyle yanıtlıyor:

“Rahmetli kardeşim Yavuz, Ankara’da gittiği bir pavyonda Bekir ile arkadaş olmuş. Bekir orada keman mı, kanun mu ne çalıyormuş... Gündüz gazetecilik okuyor, gece çalışıyormuş. Yavuz bana getirdi. ‘Siz bana soracaksınız, anlatayım: Urfalıyım. Siz Demirel’i tutuyorsunuz, ben solcuyum...” diye kendini tanıttı. ‘Gazeteci olacağım’ diyen bir adamı içeride de, her yerde de savunurum. Onu tanıdığıma her zaman sevindim. Günaydın gazetesi (Haldun Simavi’nin sahibi olduğu) Coşkun’u transfer etti. Biz yerel gazeteydik, ulusal basına geçmesine memnun oldum.”

Bekir Coşkun


Coşkun ile ortak anılarının arka planını paylaşıyor.

Demirel’in bakanlarından ve DYP milletvekillerinden Selahattin Kılıç’ın (2008 yılında, 87 yaşındayken vefat etti) oğlunun nişanı...

Nişan aile arasında evde oluyor. Demirel eşi Nazmiye Hanım ile gelmişti. Çekilen nişan fotoğraflarının gazetelere sızmaması lazım. Onun için biz foto muhabiri göndereceğiz. O akşam gazetede stajyer foto muhabirimiz Bekir’den başka kimse yok. Bekir geldi. Çektiği makaralarca filmden tek kare sağlam resim çıkmadı. Başka resim çeken de yok. Kılıç beni arayıp resimleri soruyor. Demirel’e gidip olayı anlattım. Yanımızda Nazmiye Hanım da var, eşine dönüp ‘Bizim de nişan resmimiz yok, ne yapalım yani...’ diyor. Demirel ‘Tam adamını bulmuşsun’ diye üzerime geliyor. Nişanlıları yemeğe davet ettik, durumu kendilerine anlattım. Yıkıldılar.”

★★★

Özkan gazetecilik tutkusuyla masaların üzerinde sabahladığı muhabirlik günlerini anımsıyor.

Aklından “Bekir iyi insan, kovarsam iş bulamayacak; gazetecilik hayalleri suya düşecek...” diye geçiriyor...

★★★

Coşkun “Patron” başlıklı mektubunda, Özkan’ın odasına çağırıldığında yaşadıklarını şöyle aktarıyor:

Çekmecemi toplamaya başlamıştım bile. Kovulmayı peşinen kabul etmiştim. Odasında bana sadece, ‘Seni kovmayacağım. Ama hatanı düzeltmen için Yavuz’la bara gideceğine otur çalış diyecektim’ dedi. Çok sevinmiştim.”

Güç zehirlenmesi, ayrıştırma, kibir, yalakalık olmayınca içimiz nasıl da ısınıyor.

Sanayiyi de Cumhurbaşkanı yönetecek


Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi”, bakanlıklarda kurumsallaşan yapıları bir bir kapatıyor, “tek adama bağlı” komiteler oluşturuyor.

Son olarak; 2019-2023 yıllarını kapsayan 11. Kalkınma Planı hedefleri arasında yer alan  Sanayileşme İcra Komitesi (SAİK) kuruldu.

Ulusal güvenlik gerekçesiyle, “stratejik” tanımlanan her sanayi “şirketini” cumhurbaşkanı yönetecek.

Alımlarına müdahale edebilecek, hisse satışına, temettü dağıtımına, gerekirse kapanmasına bile o karar verecek.

2018’de Savunma Sanayii Başkanlığı’na bağlı olarak kurulan SSB İcra Kurulu (SSİK) örneğinden hareket ediliyor.

Her iki kurumda da üst yönetim cumhurbaşkanı başkanlığında, cumhurbaşkanı yardımcısı ve ilgili bakanlardan oluşuyor.

Tepe yönetiminde teknik bir kadro yok. Sonradan altı doldurulacak!

SSİK modelinde; binin üzerinde çalışanı, binaları, kendine ait fonu olan dev bir yapı ortaya çıktı.

2021 yılı için genel bütçede 138 milyar lira ödenek ayrılan savunma ve güvenlik harcamalarından 120 milyon lirası SSB’ye aktarılacak.

Bakalım SAİK için bütçeden ne kadar pay aktarılacak, fonlarda ne kadar para toplanacak?

Türkiye Varlık Fonu’na yeni şirketler gelmeye devam ediyor...

Bu gidişle devlet, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’ne (TÜSİAD) üye olur mu dersiniz? 

Ocakta TÜSİAD’da seçim var, ellerini çabuk tutsalar iyi olur!

Hakikaten uçuyoruz!


Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın “KÖİ Proje Göstergeleri” tablosuna göre havaalanları yatırımları için 73 milyar doların üzerinde kamu özel işbirliği (KÖİ) sözleşmesi imzalandı.

Çalışan nüfusun yüzde 40’ı ayda 2.324 TL’lik asgari ücretle geçinirken, uçmadığımız havaalanlarına ekmek kadar, su kadar ihtiyacımız olduğu kesin!

★★★

İlkin 1994 yılında çıkartılan, sonraki yıllarda yenilenen “Türk KÖİ Kanunu”na bağlı projelerin 116’sı “yap-işlet-devret”, 109’u “işletme hakkı devri”, 18’i “yap-kirala-devret” ve 5’i “yap-işlet” olmak üzere 4 farklı modelle gerçekleşti.

★★★

İşletme hakkı devirleri modelinde de 54.2 milyar dolar ile birinci sırada havaalanları var. Onu 19 milyar dolarla enerji, 2.7 milyar dolar ile liman, 914 milyon dolarla yat limanları takip ediyor.

Yap-kirala-devret modeli ile yapılan yatırımlarda ise 23.8 milyar dolar ile karayolları projeleri ilk sırada. 19.2 milyar dolarla havaalanları ikinci sırada yer alıyor.