Yargıtay’ın HDP’yle ilgili hazırladığı kapatma iddianamesi, MHP 13. Olağan Büyük Kurultayı öncesi gündeme bomba gibi düştü. Tesadüf mü? Değil! Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2 Mart’ta, “İnsan Hakları Eylem Planı”nı açıkladığı gün, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Bürosu’nun HDP hakkında inceleme başlatması gibi, tesadüf değil! Bu konuyu açacağım ama...

KRİTİK MİT’Çİ

Tüm bunlar yaşanırken aklıma bir isim geldi! Kim mi? Emre Taner... Diyarbakır doğumlu... Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun. 1967 yılında Milli İstihbarat Teşkilatı’na girdi... 7 Nisan 1999 tarihinden itibaren Müsteşar Operasyon Yardımcılığı görevini yürüttü ve 15 Haziran 2005’de MİT Müsteşarı olarak atandı. 26 Mayıs 2010 tarihinde bu görevden emekli oldu.

Emre Taner


Tarih 11 Kasım 2016... MİT Müsteşarlığı görevini yaparken AÇILIM süreci konusunda kritik bir rol üstlenen Emre Taner, TBMM’de 15 Temmuz darbe girişimi sürecinde kurulan komisyona bilgi verdi. Taner, çözüm süreci, Oslo görüşmeleri ve Habur karşılamasına ilişkin kritik açıklamalarda bulundu. Oslo görüşmelerinin ihanet olmadığını vurgulayan Taner, “PKK üyeleri ile yüz yüze görüştüğünü” açıkladı ve “Dağda emeklilik yok, dağda ölüm var bunu biliyorlar, yanaşmak istediler fakat yapamadılar, olmadı. Çünkü önlerine doğru düzgün bir yol haritası koyamadık” dedi.

‘Siyaset aklı devrede olmalı’


Komisyonda Emre Taner’in kurduğu cümleler unutuldu, gitti. Arşiv bunun için var! Örneğin... Taner, CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun “Türkiye’de yeni bir çözüm süreci için ne öneriyorsunuz” sorusu üzerine “ortak bir akla ihtiyaç var” dedi:  “Şimdi burada ölüler sadece şehitler olarak alınıyor. Değil. Dağda da ölenler var. Çok miktarda insan ölüyor, korkunç yaralar var şu anda. Her ölünün ailesinden 4 kişi ertesi gün dağa çıkıyor. Böyle olunca bir defa ortak bir aklın, siyaset aklının devreye girmesi lazım, bu, HDP olabilirdi. O kadarını ifade etmek istiyorum.”

KRİTİK CÜMLE: ‘O kadarını ifade etmek istiyorum.’

Emre Taner, CHP Milletvekili Zeynel Emre’nin açılım sürecinin parlamento tarafından yönetilmesi sorusuna da şu yanıt verdi: “Eğer bu böyle olsaydı Habur faciası yaşanmazdı, Oslo yaşanmazdı, belki bu ölçülerde yaşanmazdı. Bu, o dönemde siyasi iktidarın kendi tercihi ve anlayışı çerçevesinde aldığı bir kararla ‘şimdilik böyle yürüsün’ tarzında planlandı. Başka art niyetin olup olmadığı konusunda zaten konuşmaya yetkili değilim ve o dönemde birçok seçim vardı o kadarını söyleyeyim. Birçok seçim vardı,  Türkiye’nin eylemsiz günlere ihtiyacı vardı, biz bunu sağladık. Kafi mi?”

KRİTİK CÜMLE:  ‘Başka art niyetin olup olmadığı konusunda zaten konuşmaya yetkili değilim ve o dönemde birçok seçim vardı o kadarını söyleyeyim. Kafi mi?’

Emre Taner’in “O kadarını ifade etmek istiyorum”, “Konuşmaya yetkili değilim”, “Kafi mi?” sözleri önemli! Anlatmadığı, bilmediğimiz neler var acaba?

Erdoğan’ın zor kararı


Şimdi yazımın başındaki tesadüflere dönelim. 2 Mart’ta, İnsan Hakları Eylem Planı açıklanırken, Yargıtay’ın HDP hamlesi... MHP kongresinden bir gün önce (17 Mart) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in, 2 Mart’ta hakkında resen inceleme başlattığı HDP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açması... Bu iki hamle MHP’den çok Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ı ilgilendiriyor. Çünkü... AKP içinde HDP’nin kapatılmasına karşı çıkan ve çekirdekte yer alan kadronun var olduğunu biliyoruz. Bu kadronun özellikle ABD, AB yani Batı konusunda da ‘duyarlı’ olduğunu anlatmaya gerek yok! Cumhurbaşkanı Erdoğan bir taraftan şahin ortağı MHP’yle yürümek istiyor, diğer yandan parti içerisinde “2002/2007 kodlarına dönmek isteyenlerin” baskısı altında! Bir tarafta Kürt muhafazakarları kaybetmek istemiyor diğer tarafta milliyetçi ortağını. Parti kapatmaya karşı olduğunu her fırsatta dile getiren Erdoğan ve arkadaşları HDP’yle ilgili “Karar yargının” derse o zaman sormazlar mı? Jüristokrasi (YARGIÇLAR YÖNETİMİ) mi kazandı?

SONUÇ: Nasıl ki, Kürt siyasetinden PKK’yla arasına kalın çizgi çekmesi ve karar vermesi isteniyorsa... Önümüzdeki zaman diliminde karar verecekler arasına Erdoğan’ı da yazmak gerekiyor! Emre Taner’in dediği gibi: “Bir defa ortak bir aklın, siyaset aklının devreye girmesi lazım. Bu, HDP olabilirdi.” Bugün de ortak, iç dinamiklerin hakim olacağı bir aklın devreye girmesi gerekiyor!