AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, ‘Bir Kitap Okudum’ isimli etkinlikte gençlerle sosyolog-yazar Cemil Meriç’in “Bu Ülke” isimli eserini konuştu. Burada yaptığı konuşmada tarihteki en sert kültürel devrimin Türkiye’de yaşandığını belirten Ünal şunları kaydetti: “Mesela Fransız Devrimi her şeyi yıkmıştır ama lügate yani dile dokunmamıştır. Yine en sert devrimlerden bir tanesi MAO’nun Çin’de yaptığı kültürel devrimdir ve o da dile dokunmamıştır. Ama maalesef bir kültür devrimi olarak cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünmemizi yok etmiştir.” Eleştirilerin ardından Ünal, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “’Kamus (sözlük/dil) bir milletin hafızasıdır’ cümlesinden yola çıkarak yaptığım değerlendirme cumhuriyete dönük değil kültür devrimi olarak yapılanlara dair bir tespittir. Buradan bir düşmanlık çıkaramazsınız” ifadelerini kullandı.

Mahir Ünal eleştirilere cevap verirken bile çelişkiye düştüğünün farkında değil. Neden mi? Cumhuriyet devrimi, ekonomi-politik-kültürel bir devrimdir! Kültür ayağını çıkarabilir misiniz? Ünal o zaman o takım elbiseyi ve kravatı da çıkarmalı (Modernite anlamında)! Neyse Cemil Meriç üzerinden “Milletin hafızası” tartışması açan ve “Harf Devrimi”ne karşı “kültürel” eleştiri getiren AKP’li Ünal yıllardır bu topraklarda, “Siyasal İslam”ın ve “Etnik köken” siyasetinin diliyle bir kez daha aynı filmi başa aldı! Bu tartışmalara girmeyeceğim. Çünkü AKP’nin istediği tam da bu: Laik-anti laik, Osmanlı-Cumhuriyet vs... Bunun üzerinden muhafazakar kitleyi kenetlemek, kararsızları etkilemek, Altılı Masa’nın “muhafazakar” kanadı üzerinden gedik açmak.

Peki Cemil Meriç ne dedi? AKP ne yaptı?

Sol-sağ paramparça


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son dönemde elinden düşürmediği yazarlar arasında iki isim olduğu konuşuluyor: Cemil Meriç ve İdris Küçükömer. İki isim de “Türkiye’de solun sağlaşması sağın da sollaşmasını savundu”! Hatta Meriç, sol-sağ ayrımına karşı “diyaloğu” savundu:

“Sol perişan, sağ paramparça ... Evvela dillerimiz ayrı, kelimeler herkes için başka manalar taşıyor. Tarih bir küfürler kitabı. Bu facia, dünyanın başka hiçbir ülkesinde görülmemiştir. Memleket bir intihar salgını içindedir. Tek çıkar yol, bu korkunç tefrikaya bir son vermek, çılgınlıklarımızı dizginlemek, başkalarına hürmet etmek ve kinin yerine sevgiyi ikame etmektir. Kanaatimce sağ ve sol tasnifi Avrupa’dan ithal edilen bir bit’attır. Hepimiz aynı tarihin çocuklarıyız. Düşman bir dünyanın kucağında yaşıyoruz. Birbirimize kenetlenmez, ahmakça sloganların esiri olarak birbirimizi hançerlemekten vazgeçmez, İslam’ın şiarı olan müsamaha, adalet ve sevgiye kulaklarımızı tıkamakta ısrar edersek, dünyanın en büyük medeniyetini gerçekleştirmiş olan bu zavallı milletin mezarcısı oluruz. (Kültürden İrfana/Cemil Meriç)”

AKP de Erdoğan da sosyolog Meriç’in, “Avrupa’nın tarihi sınıf savaşlarının tarihidir” tespitini kabul etti ancak Türkiye’de “sınıf savaşının” olmadığını iddia etti aynı Cemil Meriç gibi. Çünkü... Kendi sınıfını yarattı iktidar. (Özellikle Turgut Özal’la birlikte)! Yarattığı da “kolay yoldan zenginleşen” kadrolar.

Kapitalizm eleştirisi yapmak


AKP’lilerin görmediği, Cemil Meriç’in “kapitalizm” eleştirisiydi:

“Batı Avrupa’da doğan kapitalizm, bir asır içinde bütün dünyaya yayıldı. Ama bu genişleyiş çok özel bir biçimde oldu. Dünyanın bütün ülkeleri ya pazardır artık, ya hammadde kaynağı. Daha dar bir ölçüde de sermaye için yatırım alanı. (Bir Dünyanın Eşiğinde/Cemil Meriç)

AKP’li Mahir Ünal’ın “Harf Devrimi” eleştirisini tartışmaya gerek yok. Başı açık ya da kapalı kadının, namaz kılan ya da kılmayan erkeğin sınıfsal kavgasında nerede duruyorsunuz? Esas mesele bu!

Ha unutmadan: Sözüm sadece AKP’ye değil.

CHP de kimlik siyasetinin dışına çıkmalı, “kimyasalcılarla” arasındaki bağını koparmalı ve tarih yazan kuruluş felsefesini anlamalı. Sonra mı? Kadıköy, Beşiktaş, Bakırköy’den değil, Bağcılar, Sultanbeyli’den oy almalı! Kafası karışık olan sadece iktidar değil!