Bir önceki yazımın başlığı “Müsilaj bahane, engelleme şahane” idi.

Yazıda Cumhurbaşkanlığı’nın Marmara Denizi’ni müsilajdan korumak için kıyılarını “Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan ettiğini, ancak bu konuda yetki verilen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın (ÇŞİDB) bu yetkiyi amacı dışında kullanmaya başladığını, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) iş ve işlemlerini engellediğini anlatmıştım.

Bu duruma örnek olarak da Avcılar’da dolgu alanına kurulmuş bir eğlence merkezinin durumunu vermiştim. Zira, İBB kendi arazisini işgal eden o lunaparkı yıkmak istemiş, Bakanlık “değerlendirmemiz sürüyor” diyerek yıkıma geçit vermemişti.

Yazım üzerine bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifade yer alıyordu:

“Avcılar ilçesinde söz konusu lunaparkın yıkımı için Bakanlığımıza hiçbir bilgi ve belge iletilmemiştir. Dolayısıyla Bakanlığımızın değerlendirme yapmadığı hususu yanlış bir ifadedir.​​​​​​​“

★★★

Şimdi gelin Bakanlığın bu açıklamasının neden yalan olduğunu, İstanbul Valiliği, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürlüğü’nün 21 Temmuz 2022 tarihli “Kullanma izni talebi hakkında” konulu yazısından yola çıkarak irdeleyelim. Önce il Müdürlüğü’nün yazısında uzun uzun anlatılan olayı anlayalım:

“Mülkiyeti İBB’ye ait olan Denizköşkler Mah. Kemal Sunal Cad. No.... Ada... Parsel güneyi Avcılar/İstanbul sayılı adreste bulunan kafe, restoran, otopark, tamirhane, büfe, kapalı ve açık alanın ... şirketi yetkilisi A.R.D tarafından herhangi bir sözleşme ve tahsis işlemine dayanmaksızın kafe, restoran, otopark, tamirhane, büfe, kapalı ve açık alan kullanılmak suretiyle işgal edildiği, ... sayılı 03 Eylül 2021 tarihli ihtarname ile taşınmaz üzerinde bulunan işgalin sonlandırılması ve 15 gün içinde yerin tahliye edilerek idareye teslim edilmesinin İBB’nin ... sayılı yazısı ile tebliğ edildiği ifade edilerek söz konusu taşınmazın 14 Aralık 2021 tarih ve ... sayılı yazı ile 2886 sayılı kanunun 75. maddesi gereğince mülki amirlikçe tahliye edilerek idareye teslim edilmek istendiği ancak .... şirketi yetkilisi M.M.D tarafından Kaymakamlık makamına verilen dilekçede İBB tarafından tahliyesi istenen .. ada ... ve ... parsel güneyinde bulunan alanın İBB’nin hüküm ve tasarrufu altında olan alan olmayıp 4 Eylül 2021 tarihi itibariyle Cumhurbaşkanlığı kararıyla Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildiği bahse konu alanda yetkinin (kiralama, kullanma izni, tahliye vb) Bakanlığımıza ait olduğunun belirtildiği bildirilerek ... işletmelerin bulunduğu alanın tasarruf hakkının Bakanlığımıza sorularak işlem yapılması, cevap gelene kadar tahliyeyle ilgili işlemlerin durdurulması hususu bildirilmiştir.”

(Bu yazıyı yazan arkadaşın her şeyi tek cümlede anlatma çabası yüzünden anlamamış olabilirsiniz. Özetlemek gerekirse, bir şirket Avcılar kıyı şeridinde İBB’nin arazisini işgal etmiş, İBB de tahliye istemiş. Ancak şirket İBB’ye “Beni çıkaramazsın, senden büyük Bakanlık var” diyerek Bakanlığa başvurmuş.)

★★★

Peki bu başvuru üzerine bakanlık ne yapmış?

Şirkete ve İBB’ye şu görüşü iletmiş:

“Talep konusu alana ilişkin Bakanlığımız yazıları kapsamında ve ilgili mevzuat doğrultusunda değerlendirme süreci devam etmekte olup süreç sonuçlanıncaya kadar herhangi bir işlem tesis edilmemesi hususunda, bilgilerinize ve gereğini arz/rica ederim.”

Yani demiş ki “Eyyyy İBB, işgal edilen yer senin olsa da burada yetki bizim. Biz karar verene dek hiçbir işlem yapamazsınız, şirketi oradan tahliye edemezsin!”

Görselde de göreceğiniz üzere, ÇŞİDB’nın İstanbul İl Md. Yardımcısı Yalçın Türkoğlu’nun imzasını taşıyan yazının dağıtım bölümünde şirketin yanı sıra “Bilgi için” İBB de yazılmış. Yani yazı İBB’ye de gönderilmiş.


Hani hiçbir bilgi ve belge yoktu?

Hani Bakanlığın değerlendirme yapmadığı hususu yanlış bir ifadeydi?

Hani İBB’nin tahliye işlemi Bakanlık tarafından engellenmemişti?

Bir Bakanlık düşünün ki bir şirketin çıkarlarını, İstanbul halkının çıkarları üzerinde tutsun, sonra da bu gerçeği ortaya çıkaran gazeteciyi haksızlıkla, vicdansızlıkla, akılsızlıkla suçlasın. Bunu yaparken de göz göre göre yalan söylesin!

Yazımla ilgili açıklamayı yazan, onaylayan ve kamuoyuyla paylaşan arkadaşlara sesleniyorum:

Zerre aklınız ve vicdanınız varsa, kıyıyı işgal eden bir şirketin çıkarlarını, Marmara Denizi’ni kirlenmekten ve müsilajdan korumak için yapılmış bir düzenlemeye sığınarak korumazsınız.

Bir çift sözüm de Bakan Murat Kurum’a:

O şirketin kıyıdaki işgaline İBB’den önce sizin müdahale etmeniz gerekirdi.

Samimiyseniz, ilgili şirketin ekonomik çıkarlarını korumak için Marmara kıyısını gözden çıkaran İstanbul İl Müdürlüğü yöneticilerine “Bir günlük işi (değerlendirmeyi) neden geciktiriyorsunuz, bu şirketi neden koruyorsunuz?” diye sorardınız.