“Erdoğan’ın planı çöktü” başlıklı yazım 19 Aralık 2022 tarihinde yayınlanmıştı. O yazıda mahkemenin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay hapis cezası ve siyaset yasağı getirmesiyle ilgili olarak iktidarın üç beklentisi olduğunu yazmıştım:

- İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden saf dışı bırakmak

- Seçim öncesinde milyarlarca liralık İBB bütçesini geri kazanmak

- İmamoğlu’nu mağdur kimliğiyle adaylık ihtimalini artırması suretiyle Altılı Masa’da yeni bir Kılıçdaroğlu-İmamoğlu çatışması başlatmak (Erdoğan’ın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “Oğluna sahip çık başka ebeveyn arıyor” sözleri bu çatışmayı derinleştirme hedefi güdüyordu.)

★★★

İlk iki hedefin gerçekleşebilmesi için yargı sürecinin resmi adaylık başvuruları tamamlanmadan bitmesi gerekiyor (Davanın savcısının mahkemeye verdiği dilekçede yer alan “İzne gideceğim bir an önce gerekçeli kararı yazın” mealindeki ifade, temyiz süreçlerinin de hızlı yürütüleceğini gösteriyor).

Üçüncü hedefin gerçekleşip gerçekleşmediğine ise gelişmelere bakarak birlikte karar verelim:

Mahkeme sonrası muhalefet lehine çok önemli bir olumlu atmosfer oluştu. Kararın çıktığı gün İmamoğlu ve Akşener’in Saraçhane’de buluşup iktidara meydan okuması muhalefet tabanında ciddi bir coşku yarattı. İkinci gün Altılı Masa’nın liderlerinin katılımıyla yapılan devasa miting ise bu moral motivasyonu taçlandırdı, muhalefet tabanını birleştirdi.

Peki herkes “Bu rüzgâr muhalefet gemisinin yelkenlerini doldurur” diye düşünürken öyle mi oldu dersiniz?

Hayır öyle olmadı. Muhalefet içinde çıkan tuhaf atışma/tartışma, o rüzgarı adeta söndürdü. CHP cephesi neredeyse “Rol çaldı” diyerek kararın çıktığı gün Saraçhane’ye giderek İmamoğlu’na destek veren Akşener’e kızıyordu.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da geçen pazartesi günü (Saraçhane mitinglerinden günler sonra) “Bir parti başka bir partinin iç işlerine karışmamalı” sözlerini tekrarlayarak “Bu iki arkadaşımızdan (İmamoğlu ve Mansur Yavaş) biri aday gösterilirse hayır demeyeceğiz” diyen Akşener’e açıktan tepki gösteriyordu.

Kılıçdaroğlu, “Saraçhane’den haberim yoktu, Twitter’dan öğrendim” sözleriyle ise Saraçhane’de yapılan mitingden pek hazzetmediğini ima ediyordu.

Oysa mesele mahkeme kararının İmamoğlu’nu güçlendirmesi ya da Akşener’i öne çıkarması değildi. Mesele, kararın muhalefet için büyük bir fırsata çevrilebileceği gerçeğiydi. Ne yazık ki bu fırsat bir haftada bizzat Altılı Masa’nın iki büyük partisi tarafından geri tepildi.

Şimdi kitabın ortasından size de soruyorum:

“Mahkeme kararıyla ortaya çıkan fırsat muhalefet tarafından heba edildi” diyenler haksız mı? Acaba muhalefet liderleri bu durumun farkında mı?

★★★

Muhalefet kendi içindeki gerilimler nedeniyle fırsatları kaçırırken, Erdoğan seçimi kazanmak için para musluklarını iyice açıyor. Bakın AK Parti’den dün gelen bilgi notunda iktidarın seçim kozları nasıl sıralanmıştı:

★★★

■ Asgari ücretin 8 bin 500 TL olması

■ Türkiye’deki istihdam rakamının 31 milyona çıkması

■ Üniversite öğrencilerinin KYK kredi borçlarının faizlerinin silinmesi

■ Kirada oturan vatandaşların kira artış oranlarının azami yüzde 25 olarak belirlenmesi

■ Sosyal yardımların artırılması

■ TOKİ’nin sosyal konut hamlesiyle 250 bin konut projesi açıklaması

■ Temel gıda ürünlerinde KDV’nin yüzde 8’den yüzde 1’e indirilmesi

■ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı aracılığıyla geçen yıl elektrik ve doğal gaz faturalarından vatandaşa 100 milyar lira tutarında sübvansiyon sağlanması, bu sene de bu sübvansiyon bedelinin neredeyse iki katına çıkarılarak gerekli zamların yapılmayacak olması

■ Türkiye’nin savunma sanayinde yerlilik oranının yüzde 20’lerden yüzde 80 seviyelerine ulaşması

■ Yerli otomobil TOGG’un 2023 yılının Mart ayında satışa çıkacak olması

■ BAYKAR’ın insanlı ve insansız silahlı hava araçlarının ihracat yapılacak seviyeye gelmesi

■ 2023 yılının Mart ayında Karadeniz’de sondaj faaliyeti sonucu bulunan 540 milyar m3 doğalgazın karaya ulaşması (bunun da cari açığın azalmasına katkıda bulunması).

★★★

Diyeceksiniz ki “Millet aç, mutfakta yangın var, bunlara kim inanır?”

Muhalefet büyük fırsatları kaçırıp, anlamsız tartışmalarla kendi içine kapandıkça, kararı verecek vatandaşın masasının üzerinde iktidarın sıraladığı bu maddeler kalıyor ve maalesef her satıcının bir alıcısı oluyor.