28 Aralık 2022 Çarşamba günü yayınlanan yazımı şöyle bitirmiştim:

“Düzenleme EYT’lilerin beklediği gibi çıkarsa şundan şüpheniz olmasın:

Erdoğan, EYT’nin Hazine’ye maliyetini değil, EYT’lilerin seçimlerde kendisine yaratacağı maliyeti düşünmüştür.”

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesinin EYT’lilerin beklediği gibi çıkacağını duyurunca pek çok okurum “Haklı çıktınız, Erdoğan seçimlerdeki maliyeti dikkate aldı” mealinde mesajlar gönderdi.

Evet haklı çıktım. Zira bu cümleleri kurmak, yaklaşık 30 yılını siyaseti takip ederek geçirmiş biri için çok zor olmasa gerek.

Ortaya çıkan sonucun iki önemli sebebi var:

1) Erdoğan seçimleri kaybetme korkusu yaşıyor: Düşünün bir defa: Erdoğan 2018’deki seçimlere ne kadar güçlü girmişti? 2016’da bir darbeyi bastırmıştı. Peşi sıra FETÖ’ye karşı tartışmasız bir zafer kazanmıştı. 15 Temmuz 2016 günü içindeki kanlı bir kalkışmayı bastıran Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çok kısa süre içinde Suriye’ye çok kritik operasyonlar gerçekleştirmesine önayak olmuştu. 2017’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş için referandum yapılmıştı ve Cumhur ittifakı bu referandumu kazanmıştı. Ekonomi de bugünden çok daha iyiydi. 2018 Genel Seçimlerinde Cumhur İttifakı’nın oy oranı da yüzde 53,6’ydı. Oysa bugün Cumhur İttifakı’nın toplam oyu en iyi anketlerde dahi yüzde 42 civarında (hadi biraz daha cömert davranıp yüzde 45 diyelim). Ayrıca 2018’deki AK Parti’nin İçinden DEVA ve Gelecek Partisi çıktı. Saadet Partisi orada duruyor. Yeniden Refah Partisi, Milli Görüş geleneği içinde güçleniyor. Ekonomide ciddi bir kriz yaşanıyor. Mutfakta, çarşıda, pazarda adeta yangın var.

2018’de dahi yüzde 52 oyu ancak alabilen Erdoğan bugün bu koşullarda 50 artı 1’i nasıl bulacak?

2) Örgütlü olmanın gücü: EYT’liler Türkiye’nin son dönemlerdeki en örgütlü gücü haline gelmişti. Eylemler yaptılar, sosyal medyayı çok iyi kullandılar, bıkmadan usanmadan emekliliğin kendileri için “lütuf” değil “hak” olduğunu anlattılar ve iktidara da sık sık “oy vermeyiz” mesajı verdiler.

Erdoğan önceki yıllarda şöyle demişti:

2018: “Bir tarafta stokçular fırsatçılar türedi, diğer tarafta bunlar türedi. Ne olacak, emekli olacak diğer taraftan başka işte çalışmaya devam edecek. Yani çift dikiş. Böyle bir şey olamaz. Buna hak, adalet denmez.”

2019: “Tutturmuş bir EYT, erken emeklilik, İskandinav ülkelerinin hepsi bu sistemle battı. Bu hesap kötü bir hesaptır. Şer bir hesaptır, zararlı bir hesaptır. Biz bunu politik hesaplarla yapmayız ve yapmayacağız. Arkadaşlarıma söylüyorum beni bu yola asla teşvik etmeyin. Milletimin ve ülkemin zararına olan bir şeye asla yoğum (yokum). Seçim kaybetsem de yoğum (yokum)... “

Aynı Erdoğan bu kez yaş sınırı olmayan geniş kapsamlı bir EYT düzenlemesini kabul etti.

Çünkü 2 milyon 250 bin EYT’linin etki alanlarıyla birlikte yaklaşık 4 milyon oy demek olduğunu fark etti ve bunu görmezden gelemedi.

EYT’lilerin örgütlü gücü biraz önce aktardığım cümleleri kuran Erdoğan’ı bu noktaya getirdi.

EYT düzenlemesi örgütlü olmanın gücünü bir kez daha bütün Türkiye’ye gösterdi.

★★★

Meseleye bir de şu açıdan bakmak gerek: Türkiye’de demokrasi ve insan hakları çok darbe aldı, çok yaralandı. Ancak son kalesi hiç sarsılmadı. O son kale de “iktidarın seçimlerle değiştirilebiliyor olması” gerçeğiydi.

EYT’lilerin somut bir talep üzerinden, doğal bir şekilde ortaya çıkan örgütlü gücü, Cumhuriyet tarihinin en uzun iktidarına “Patron millettir ve iktidarı değiştirebilir” dedi. İktidarı kaybetmek istemeyen Erdoğan da yaklaşık 4 milyon oyu düşünerek bütün köşeli cümlelerini unuttu.

O zaman:

Emeği geçen herkese hayırlı olsun!

Yaşasın sivil toplumun örgütlü gücü!