İktidar mensuplarının dediklerine bakmayın siz.

TBMM’de görüşülen dezenformasyon yasası tam bir sansür yasasıdır.

Yasada eleştirilecek çok madde var ama bir tanesi çok kritiktir ve dünyada çok fazla emsali yoktur. O da yanlış bilgiyi yaymaya hapis cezası getiren maddedir.

İktidar ısrarla bu yasayı hazırlarken Avrupa’daki örneklerden faydalandıklarını söylüyor.

Şu örneklere bakarsanız, durumun böyle olmadığını, iktidar mensuplarının bu yanlış bilgiyi paylaşarak kendi yasalarına göre suç işlediklerini göreceksiniz:

ALMANYA: 2017’de yürürlüğe giren “Sosyal Ağlarda Kanun Uygulamasını İyileştirme Yasası” var. Yasa “nefret söylemi” gibi suç teşkil eden içerikleri tespit etmek için şikâyet sistemi kurulmasını sağlamış. Şikayetler kamuya açık raporlar oluşturularak değerlendiriliyor. Bu süreçler sonunda içeriği kaldırma, erişim engeli mümkün olabiliyor. Yasa, eleştiriler üzerine 2021’de güncellenmiş ve içeriğin kaldırılmasıyla erişimin engellenmesine ilişkin kararların gözden geçirilmesi için zorunlu, etkili ve şeffaf bir prosedür getirildi.

Yasada “yanlış veya yanıltıcı bilgi” yayan kişilerin cezai kovuşturmaya tabi tutulmasına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmuyor.

FRANSA: 2019’da “çevrimiçi nefret söylemiyle mücadele yasası” çıkarıldı. Yasa kapsamında, “insan onurunu ihlal eden, suçlara göz yuman veya köken, ırk, din, cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği temelinde nefret, şiddet veya hakarete tahrik ve teşvik oluşturan içerikler” var. Ayrıca cinsel taciz, çocuk pornografisi ve insan temini veya ticareti ile ilgili içerikleri de kapsıyor.

Fransa örneğinde de “yanlış veya yanıltıcı bilgi” yayan kişilerin cezai kovuşturmasına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmuyor. Yasa dışı içeriğin kaldırmasını veya engellemesini ya da 1,25 milyon Euro’ya kadar para cezasına çarptırılmasını öngörüyor.

AVRUPA BİRLİĞİ: Dijital Hizmetler Yasası yasadışı içeriği şu şekilde tanımlıyor:

“Biçimi ne olursa olsun, yürürlükteki yasalar uyarınca ya yasadışı nefret söylemi veya terörist içerik ve yasadışı ayrımcı içerik gibi kendisi yasadışı olan ya da çocukların cinsel istismarını gösteren görüntülerin paylaşımı, özel görüntülerin rıza dışı yasadışı paylaşımı, çevrimiçi takip, uyumlu olmayan veya sahte ürünlerin satışı, telif hakkı korumalı materyalin izinsiz kullanımı veya tüketiciyi koruma yasasının ihlalini içeren faaliyetler gibi yasadışı faaliyetlerle ilgili olan bilgiler”.

Kanun, yasadışı içerik tanımına “yanlış veya yanıltıcı bilgileri” dahil etmiyor.

RUSYA: 2019’da İdari Suçlar Kanunu’na bir madde ekleyerek yaygın olarak “yalan haber” olarak adlandırılan gerçek dışı bilgilerin kasıtlı olarak yayılmasına ilişkin yeni bir suç tanımladı. Ancak suçun cezası olarak hapis değil, 30.000 ila 100.000 Rus Rublesi ödenmesi öngörüldü.

★★★

TBMM’de görüşülmekte olan yasayla AK Parti iktidarı, sansürcülük işinde ve düşünceyi ifade etmeye hapis cezası getirmekte bir kez daha dünyaya fark atıyor. Emin olun bu yasa geçtiğinde, Rusya gibi otoriter ve yasakçı bir ülkeyi dahi geride bırakacağız.

İktidarın sansürcülüğe bu kadar ilgili olmasını normal buluyordum ama bu kadar aceleci davranmalarını anlamakta zorlanıyordum. Yaptığım görüşmelerden anladım ki bu yasa bir çeşit “seçim önlemi”.

Bakın göreceksiniz, seçim atmosferine girdiğimizde, iktidarın bu yasayı sosyal medyayı kontrol etmek için kullanacağına, tweet attı diye insanların tutuklandığına hep birlikte ve sıkça tanık olacağız.

Yazımın sonunda açıkça ve isim vererek not düşmek istiyorum:

Mahir Ünal, Hüseyin Yayman, Ömer Çelik, Efkan Ala, Hayati Yazıcı ve “demokrat” takılan bütün AK Parti’liler.

Artık “demokrat” takılmanıza gerek yok.

Bu yasada imzası ve oyu olan herkes “sansürcü” olarak tarihe geçecek ve nasıl Abdulhamit döneminin istibdatçıları bugün sık sık hatırlanıyorsa, 100 yıl sonra da siz hatırlanacaksınız.

Not: Pazartesi günü bir günlük izin istiyorum. Çarşamba buluşmak dileğiyle...