Sevgili okurlarım, beğenelim veya beğenmeyelim Türkiye siyasetinde Meral hanım var...

Hele bu karmaşa ve riyakârlık dolu ortamda hep var olmasını dilerim.

Bildiğim kadarıyla geçmişi temiz.

Bugüne kadar isminin herhangi bir pisliğe, hırsızlığa, yolsuzluğa bulaştığını duymadık...

Sözlerinde çelişkilere de tanık olmadık.

Aslında o ve İyi Parti, Recep Tayyip ve başkanlığını yaptığı AKP’nin en büyük korkusu.

Yürekli bir mücadele sürdürüyor.

Türkiye’de sayıları çok fazla olan sağ kökenli muhafazakâr kesim oylarını özellikle  Recep Tayyip’in partisinden çekip alıyor.

★★★

Seçimlere çok az bir zaman kala bazı gerçekler şimdi açıkça ortaya çıkıyor...Ve iktidar, iş başına geldiğinin 20. yılında ilk kez korkuyor.

Korkmakta haklı.

Milleti enflasyon belasıyla inim inim inleten, irili ufaklı bütün yolsuzluklara çanak tutup milletin soyulmasına neden olan, adalet sistemini ve yargıyı bile kendi emri altına alan, yoksul kitleleri silindir gibi ezen bir iktidar elbette korkacak.

Başka çaresi yok.

★★★

Şimdi kafayı Akşener’e takmış durumdalar...

Bu gerçeği de Recep Tayyip’in ağzından duyduk.

Beyefendi konuştu!

“Altılı masayı terk etmek üzere konumunu yeniden gözden geçirsin!”

Sonra ekledi:

“İyi Parti’nin bu muhalefet partileriyle aynı çizgiye düşmüş olması düşündürücüdür. Temenni ederiz ki yerli ve milli bir görüş sergilemek üzere konumunu yeniden gözden geçirsin.”

★★★

Epeyce çok yönlü bir çağrı ama biraz tuhaf kaçıyor!

İyi Parti hem altılı masadan ayrılacak, hem de ‘yerli ve milli’ bir çizgiye dönüş yapacak!

Türkçesini biraz açacak olursak beyefendi şunu demeye çalışıyor:

“İyi Parti boş versin altılı masayı falan, yerli ve milli olsun ve gelsin bize katılsın. Bizim içimizde eriyip yok olsun.”

Siyasette yerli ve milli nasıl olunur?

Bu sorunun yanıtını herhalde beyefendi bilmektedir...

Örneğin memlekete
milyonlarca sığınmacıyı doldurup Türk milletinin arada ezilmesine neden olmak herhalde yerli ve milli olmaktır!

Memleketin bütün fabrikalarını, madenlerini, limanlarını, değerli arazilerini ne idüğü belirsiz emperyalist güçlere, yerli ve yabancı işbirlikçilere peşkeş çekmek de aynı kapıya çıkar.

Sen bunları yapacaksın, sonra da yerli ve milli olacaksın!

Nasıl bir akıldır, nasıl bir mantıktır bu!

★★★

Varsayalım beynimize üşüşen bütün bu kuşkuları giderdik...

Peki ama bu beyefendi geçmişte Akşener için neler söylemişti...

Onları da unutalım mı!

-“Gelin hanıma Rize’de gayet güzel bir ders verildi. Yine dua etsin ki gelin hanıma çok ileri gitmeden ders verdiler. İkizdere yetmedi, Çayeli’ne gitti. Orada da gerekeni yaptılar. Daha neler olacak neler!..”

-“...Bunların tabanı eninde sonunda bize kayacaktır. İyi Parti’den ayrılan başka partiye gitmez, geldiği yere (AKP’ye) gider.”

-“Sen kim Sultan Abdülhamit’e saygısızlık kim. Bu millet ecdadına hakaret edenlere haddini bildirecektir. Bu akşam ben buradan ilk sinyali veriyorum.”

 -“Birileri şu anda cezaevinde süre dolduruyor. Aynı yola sen de düşebilirsin. Neden? Zira cumhurbaşkanına iftira atamazsın. Hanımefendinin kaçacak deliği yok. Onunla hemen hesaplaşacağız. Onun hesabı ağır olacak.”

 -“Bu kadın şirazesinden çıkmış. Bay Kemal zaten yalancı. Bu da ondan yalanı iyi kapmış.”

 -“Bir tanesi var içlerinde biliyorsunuz. Yakışmaz ya güya hanımefendi. Dur bakalım şu anda senin iyi günlerin, iyi.”

★★★

Tehdit, hakaret ve alay dolu bu sözleri söyleyen şahıs bir cumhurbaşkanı!..

Üstelik hiçbir tahmini tutmuyor.

Sadece konuşuyor.

Başka bir deyişle danışmanları tarafından hazırlanıp eline verilen yazılı metinleri elektronik aygıttan okuyor.

İyi Parti tabanının eninde sonunda kendi partisine kayacağını iddia ediyor ama şimdiye kadar böyle hiçbir kayma olmadı.

Hep yanılıyor...

Ve baktı ki olmuyor, pabucun pahalı olduğunu görüyor ve şimdi Akşener’yerli ve milli olmaya davet ediyor!..

Açıkça “Altılı masadan ayrıl, milli duruş sergile” gibi anlamsız ve tutarsız sözler söylüyor.

O bir cumhurbaşkanı...

Üstelik Meclis kürsüsünde namusu ve şerefi üzerine ‘Tarafsızlık’ yemini etmiş biri!

Daha başka ne demeli ki!