Foça’da yaşayan emekli doktorun evine elektrik faturası geçen ay 200 TL geldi. Bu ay fatura 1070 TL’ye çıktı. Evet! Her ürüne olduğu gibi elektriğe de “acıtıcı zam” yapılmıştı. Ama bu ne? Emekli doktor, arkadaşlarına danıştı. Faturayı en küçük ayrıntısına kadar incelemeye aldılar.

Şaşırdılar.

Çok bozuldular.

Açıkça soygun!

Elektrik dağıtım şirketi faturayı “puantaj saatine” vidalamış. Puantaj saati tarifesi 1.09 TL’den 3 TL’ye çıktı. En yüksek zam bu tarifeye bindirildi. Elektriğin kilovat saatini EPDK’nın en fahiş fiyat bindirdiği saat 17.00 ile 22.00 arasındaki yüzde 300’e kadar çıkan zamlı tarife üzerinden kesmişler. Bu yüzden herkesin evine, iş yerine gelen faturalar çok yüksek çıkıyor.

Uyan Türkiye!

Puantajlama kölesi yapıldın. Uyanmazsan! Soygun sürecek.

★★★

Aslında elektrik dağıtım şirketlerinin onlar yapmıyorsa EPDK’nın (devlet) vatandaşı bilgilendirmesi gerekir. Türkiye çapında “puantajdan” her yıl milyarlarca para toplanır. Elektrik dağıtım şirketleri ile devlet birlik olup vatandaş durumu anlayana ve tüketici mahkemelerine başvurup haklarını arayıncaya kadar “elektrik üzerinden soygun” sürer gider.

Çark böyle kuruldu.

Zamlar binecek.

Kayıp kaçak binecek.

Okuma parası binecek.

Abone parası binecek.

Açma kapama binecek.

Tüy binecek.

Kıl binecek.

Elektrik dağıtımı devletin imtiyazından çıkarılıp özel şirketlere satılırken alınan yüklü hem de “dolar üzerinden” paralar vatandaşın faturası şişirilerek çıkarılacak.

100 değildi.

1000 değildi.

Milyon da değildi.

Milyar dolardı.

Devlet elindeki doğalgaz ve elektrik dağıtımını Tayyip Erdoğan iktidarı döneminde özel şirketlere verme kararı aldığında; bu imtiyazı devralan doğalgaz ve elektrik dağıtım şirketlerinin bankalardan çektiği kredi 47 milyar dolardı. Bankalar bu parayı yüksek faiz ödeyerek dış para borsalarından bulmuşlardı.

★★★

Politik tercihti.

Kayırma yapılacaktı.

Kişi zengin edilecekti.

Aynı zamanda iktidar, devletin dağıtım imtiyazını özel kişilere ve şirketlere satarak bir yüklü peşin döviz geliri elde edecek. Türkiye’nin dış borcu şişecek fakat iktidarın har vurup harman savurup gösteriş yatırımları yapması sağlanacaktı.

Plan buydu.

Uygulandı.

Mahalleye, haneye, iş yerine, fabrikaya elektriği taşıyan hat tekti. Elektriği taşıyan hat yine tek kaldı. Dağıtım şirketi sayısını artırarak “rekabet doğacak” elektrik ve doğalgaz bu rekabet sonunda sözüm ona ucuzlayacaktı. Bırakın ucuzlamayı kar yağdı, Isparta şehri üç gün donma derecesinde kar altında elektriksiz kaldı. Elektrik dağıtım imtiyazını alan şirketin işini iyi yapmadığı ortaya çıktı.

Rekabet, yalandı.

Fatura!

Vur abalıya!

Halka kesilecekti.

Kesildi.

Kur arttı.

Fatura da arttı.

Çünkü özel şirketler dağıtım imtiyazını alırken iktidara (Tayyip Erdoğan yönetimine) dışarıdan borç bulup peşin ödeme yapmışlardı. Bu paranın tamamı faizi ile birlikte elektriği kullanan vatandaştan çıkacaktı. İşte çıkıyor.

★★★

TÜİK- TÜFE hesaplarını dikkatli gözle inceleyenler; devlet ile dağıtım imtiyazını satın almış özel şirketlerin birlik olup vatandaşı nasıl “danışıklı kazıkladıklarını” görebilir.

Seçim öncesi.

Zamlar durur.

Seçim yapılır.

Erdoğan kazanır.

Bekletilen elektriğe zam, seçimden sonra gelir. İnceleyin göreceksiniz: 2016 yılının başından 2018 yılının haziran ayına kadar elektriğe tek kuruş zam yok. 2 yıla yakın bir zaman hiç mi maliyet artmadı, hiç mi kur yükselmedi? Niçin elektriğe zam yok? Çünkü cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacaktı, seçmene şirin görünmek gerekiyordu.

Danışıklı.

Beklendi.

Şirketler maliyet artışına sessiz kaldı. Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı, bitti, zamlar arkasından misliyle geldi. Belediye seçimleri öncesi de, oylar iktidar partisi belediye başkanı adaylarına aksın diye yerel seçim öncesi elektriğin fiyatı düşürüldü.

★★★

Evet kur patladı.

Dolar: 13.5 TL oldu.

Enflasyon 100’ü aştı.

Elektrik fiyatı da patladı.

Bunun bir de “danışıklı puantajlama” kazığı var.

Uyan Türkiye!