Dünya basınında ülkemiz hakkında güzel haberlere pek rastlamadığımız için bir haberi okurken inanın ki, çok sevindim.

Haberde Eskişehir’in, dünyada en güvenli ilk 10 kent arasına girdiği yazıyor.

431 şehrin bulunduğu listede Eskişehir 8’inci, Antalya 61’inci, Bursa 74’üncü, İzmir 77’nci, Ankara 182’nci, İstanbul 263’üncü sırada yer aldı.

Güvenli, güzel, cazip Eskişehir’i bugünkü haline getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in hayatını yazan kitabı dün anlatmıştım.

Bugün, ünlü Araştırma Şirketi Numbeo’ya göre dünyada ilk 10 kent arasına giren Eskişehir’i anlatmaya çalışacağım... “Çalışacağım” diyorum. Çünkü Eskişehir’i tam hakkını vererek anlatmaya sütunum yetmez.

HHH

Eskişehir’e uzun yıllar önce birkaç defa gitmiştim. Tipik bir Anadolu kentiydi... Fazla cazip bir tarafı yoktu...

Bu defa, eşim Emel ve kızım Pınar’la ailece 3 günlük bir Eskişehir gezisi yaptık.

Kenti anlatmadan önce, birkaç cümle ile Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’den bahsetmek istiyorum.

Yalnız Eskişehir halkı değil Türkiye’nin diğer kentlerinden turistik amaçla gelen tüm insanların Yılmaz Hoca’ya olağanüstü bir sevgi gösterdiğine bizzat tanık olduk.

Eşim Emel “Bu yaşa geldim, bir insana gösterilen bu kadar yoğun bir ilgi ve sevgiyi ilk defa gördüm.” dedi. Kızım Pınar ile benim kanaatim de aynen öyle...

İnsanlar Yılmaz Büyükerşen’i gördükleri yerde ya alkış tufanına tutuyor, ya da ona sarılıp birlikte fotoğraf çektirmek istiyorlar. İnanılmaz bir sevgi...

HHH

Eskişehir, 900 bin nüfuslu orta büyüklükte bir kent ama aklınıza ne gelirse her şey var orada...

Kentin ortasından akan Porsuk çayı Eskişehir’e ayrı bir güzellik veriyor.

İçinden su geçen kentler hep güzeldir zaten...

Porsuk çayında turist taşıyan gondollar ve motorlar Venedik’i hatırlatıyor.

Yaz aylarında yüzüp serinlemek için halk plajı da var Eskişehir de... Ücretsiz...

1999’dan beri 23 yıldır görev yapan Yılmaz Büyükerşen rüya gibi bir şehir yaratmış...

Bir “Masal Şatosu” var ki, anlatmakla bitmez... Yalnız çocuklar değil büyükler de hayran oluyor bu şatoya... İçine girip gezmek insanları gerçekten masal dünyasına götürüyor.

HHH

Eskişehir yeşilliklerle, güzel parklarla, suni göllerle dolu...

“Ülkemizde güzel şeyler de oluyor” derken, bu güzel şeylerin başında Eskişehir geliyor.

Raylı sistem gelişmiş... Tramvaylar gece-gündüz şehri harmanlıyor.

Her kentin bir karakteri vardır. Eskişehir’in de öyle...

Opera, tiyatro, müzik, güzel sanatlar, müzeler, üniversiteler... Ve bunların birbirleriyle kucaklaşmasından ortaya çıkan Avrupaî bir şehir...

Eskişehir’e gidince görülmesi gereken ilk iki müze:

1) Balmumu Heykeller Müzesi... Yılmaz Büyükerşen bu müzeyi 19 Mayıs 2013 tarihinde açmıştı. O günden bu yana çok geliştirdi. Atatürk başta olmak üzere, önde gelen siyasilerin, ünlü bilim adamlarının, iş insanlarının, gazetecilerin balmumundan yapılmış tam boy heykelleri var.

2) Eskişehir Kurtuluş Müzesi... Milli Mücadele’yi ve Yunan ordusunun Eskişehir cephesinde nasıl bir hezimete uğradığını belgeleriyle anlatıyor...

Eskişehir’in diğer turistik yerleri


■ Hamam Müzesi...

■ Cam sanatları müzesi...

■ Bilim-Kültür ve Sanat Parkı...

■ Opera Sarayı...

■ Hayvanat Bahçesi...

■ Oya Müzesi...

■ Kedi Müzesi...

■ Uçak Müzesi...

■ Uğur Mumcu’nun bombalanan otomobili...

■ Modern Sanat Müzesi...

■ Sualtı Dünyası...

■ Uzay Evi ve Bilim Dünyası...

■ Kent park ve Japon Bahçesi...

Eskişehir’de yeşillik çok, stres, gürültü, karmaşa, kavga, dövüş yok...

Bu yazıyı, Eskişehir’den ders alınması gerektiği için yazdım.

GÜNÜN SÖZÜ

Gerçek lider, adalet, hak ve yaratıcılığı her şeyin üstünde tutan kişidir.